Sizi Bastardilla’nın canlı renklerle hikayelendirdiği kadınları ile tanıştıralım mı?
Sanatçı hakkında çok fazla bilgi yok; çünkü kendisi biraz anonim kalmayı tercih eden bir insan.
Latin Amerikalı kadınların davalarıyla ve Güney Amerika’daki vahşetin durdurulması için verilen kavgalarla ilgili eserler yapıyor. “Kolombiya’da, şiddet hala var olan bir şey. Hala daha bulaşıcı bir hastalık gibi yayılan bir şey ve nereden kaynaklandığını bilemiyorum” diyor. Var olan şiddetin büyük bir kısmını polislerin gücünü kötüye kullanmasının oluşturduğunu söylüyor ve bunun evrensel olduğunu.
En yeni işlerinden biri de Mexico City’de yapmış olduğu bir duvar süslemesi. Bastardilla’nın yaptığı eserde, yay ve kalemlerle silahlanmış gençler bir kitabın üzerinde oturmuş halde ifade edilmiş, kitabın alt kısmına ise aceleyle yazılmış gibi görünen şu sözler eklenmiş:“Onları sağ bir şekilde geri istiyoruz”. Eser, geçen sene Guerrero, Iguala bölgesinde polis tarafından alıkonulan 43 üniversite öğrencisinin anısını yansıtıyor. Daha sonrasında öğrenciler polis tarafından çetelere verilmiş ve çete üyeleri tarafından katledilmişti.
Kadın konuları Bastardilla’nın en çok işlediği konular diyebiliriz. “Bir kadın olarak, bu gerçekliklerle savaşmak zorundayım, insanların beni aşağılamaya çalışması ve pek çok konuda göz önünde bulundurulmamam gibi konularla. Ve Dünya’ya karşı da savaşmalıyım, hala çoğunlukla erkeklerin etrafında dönen dünyayla” diyor Bastardilla.
En popüler işlerinden birisi “Minga!” ismini verdiği bir eseri, Amazon Kichwa dialektinde, toplu olarak yapılan ve sosyal alanda yarar sağlayan iş anlamına geliyor. Kolombiya’nın değişik bölgelerinden bir araya gelip, insanlar arasındaki bağı güçlendiren ve topraklarının onurunu korumak için ne yapabileceklerini beraber bulmak için barışçıl toplu bir yürüyüş hareketi oluşturan insanları anlatıyor. 

Bizim de renksiz duvarlarımız kadınların yaşam zorluklarını herkesin gözü önüne seren böylesi graffitilerimiz olsa, sizce de güzel olmaz mıydı?