Üniversitelerin üç dönem uzaktan eğitim sonrasında yüz yüze eğitime geçtiği daha ilk günlerde öğrenciler olarak uzaktan eğitimi arar olduk. Yeni normalde “normal üstü” düzeyde artan ev, yurt, yemekhane, kantin fiyatları sınıf farkının eğitimin önünde gitgide ne kadar büyük bir engel haline geldiğini bizlere gösterdi. Eğitimde fırsat eşitsizliği artık somut bir şekilde herkesin görebileceği bir durumda. Günlük yaşantımızda gerek sosyal medya gerek reel çevremiz devletten barınacağı bir yurt bulamayıp özel yurtta veya evde kalacak imkânı olmadığı için üniversiteden, hayallerinden vazgeçen gençlerin isyanlarıyla yankılanıyor. On binlerce üniversite öğrencisinin bulunduğu Ankara’da öğrencilere yetecek kadar devlet yurdu yok. Bunun yanı sıra özel yurtlar ve evlerin kiraları iki sene öncesine göre en az yüzde 100 oranında zamlandığı için alt-orta sosyoekonomik düzeyde öğrenciler için daha sıra eğitime gelemeden barınmak bile adeta imkânsız bir halde. Yani bu da geçimini sağlayamadığı için eğitiminden vazgeçen binlerce genç binlerce genç kadın demek. Bir yurda, eve yerleşebilen veya ailesinin yanında yaşayan gençler için ise mücadele maalesef yaşayacak bir yer bulmakla bitmiyor aksine tam bu noktada başlıyor. Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü içerisinde yurtlar ve öğrenci evlerinin de bulunması sebebiyle Ankara dışından gelen Hacettepeli öğrencilerin çoğunun yaşamlarını sürdürdükleri bir kampüs. Bu nedenle merkez yemekhane günde binlerce öğrenci için yemek çıkarıyor. Yemek fiyatı iki sene öncesine göre yalnızca 10 kuruş zamlanarak 2.85 oldu fakat gelen 10 kuruşluk minik(!) zam yalnızca bundan ibaret değil. Eskiden 4 çeşit yemek olan yemekhanede artık yalnızca 3 çeşit yemek yarıya indirilmiş porsiyonlarla çıkarılıyor. Bu durum burada yaşamakta olan bir öğrencinin besin ihtiyacı yemekhane tarafından karşılanmadığı için kafe, pub vb. mekânlarda yemek yemesini gerektiriyor. Fakat kampüs içindeki kafelerin kapatılması ve var olan kafelerin yemeklerde yüzde 100’e yakın zam yapması nedeniyle bir öğrencinin yalnızca bir öğünde karnını doyurması için en az 20 TL’yi cebinden çıkarması demek. Tüm bu sayısal verilere dayanarak net asgari ücretin 2.825 lira olduğu Türkiye’de üniversite okuyan bir gencin hiçbir sosyal, sanatsal vb. bir aktiviteye katılmadan bir günde sadece üç öğün beslenerek karnını doyurması 60 TL anlamına geliyor. Biz gençler olarak alt-orta-üst sınıf ayrımı olmaksızın hepimizin hakkı olan eğitimimizi istiyoruz, ticarethane haline gelen yaşam alanlarımızı, kampüslerimizi istiyoruz. İnsanca yaşam istiyoruz, gençliğimizi ve geleceğimizi istiyoruz.
Fotoğraf: Evrensel
İlgili haberler
Talebimiz net: Nitelikli eğitim, insani koşullarda...
‘Eskişehir’e okumaya gelmek yüz yüze ve nitelikli eğitimle birlikte aynı zamanda aile baskısından ku...
Barınma sorunu bitse, barındığın yerin sorunu bitm...
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesini kazanan kadın öğrenciler, günler boyunca barınma sorunu yaşadıklar...
DEÜ Hukuk Fakültesi Öğrencileri: Tek kaygımız barı...
Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesinde okuyan öğrenciler barınma ve eğitim giderleri nedeniyle...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.