Ben tek başına çocuğunu büyüten bir anneyim. İmzaladığımız son toplu sözleşmede en mağdur olduğumuz sosyal hak kayıplarından birisi refakat izni ile ilgili madde oldu.

Önceki toplu iş sözleşmesinde refakat iznine ilişkin bakmakla yükümlü olduğunuz kişinin hastalık durumunda altı ay ücretli izin alabileceğinizi belirten bir madde vardı. Bu kez bu maddeye hastanın ölüm tehdidi, yaşam tehdidi koşulları eklendi.

Yani refakat izni hakkımı kullanamıyorum. Hakkım bir kelimeyle gasbedilmiş oluyor.

Çocuğumun kolu bacağı kırılsa, bakacak kimse yok. Diyelim çocuğum zatürre geçiriyor ya da göz enfeksiyonu var, ölüm tehdidi olmadığı için refakat izni kullanamayacağım. 5,6 yaşındaki çocuğu bu şekilde evde bırakamam. Başında olmam gerekir iyileşene kadar. Ama ölüm tehdidi ibaresi olan bir doktor raporu olmayınca ben refakat izni kullanamıyorum.

Acilen 4857 Sayılı İş Kanunu'nda refakat iznine yönelik bir düzenleme yapılmalıdır. Aksi taktirde tamamen işverenin inisiyatifine bırakılan refakat izni bizim aleyhimize kullanılmaya devam edilecek.

Gerekli olan düzenleme yapılana kadar refakat izni hakkının toplu iş sözleşmesinde gerçekten ihtiyacımızı karşılamaya uygun şekilde yer almasını istiyoruz. Toplu iş sözleşmelerinde zam oranı kadar önemli sosyal haklarımız için mücadeleden vazgeçmemeliyiz.

Fotoğraf: Pixabay