
2025 yılının ilk dört ayında 97’si şüpheli olarak kayda geçen toplamda 193 kadın cinayeti yaşandı. Kadınlar bulundukları sokakta, okullarında, iş yerlerinde, evlerinde; ağırlıklı olarak en yakınları tarafından katledilirken Erdoğan-AKP iktidarının kadınlara vaadi, Aile Yılı Tanıtım Programı kapsamında güvencesiz bir yaşamın giderek derinleşmesi olmuştu. Şimdi ise aile on yılı adı altında kadınlara erken yaşta evliliği, güvencesiz ve esnek çalışmayı reva görüyorlar. Bu süreçte kadınların güvenle yaşayabilecekleri alanları gün geçtikçe daraltan iktidar şiddeti görünmez kılmaya çalışırken bu şiddeti kadınların hayatının ayrılmaz bir parçası haline de getirmeye çalışıyor.
Hukukun iki yüzü
Kadınlar bir yandan şiddeti konuşurken bir yandan da cezasızlık politikalarının sürekli artıyor olması gündemlerinde. İktidarın, kadınları kontrol altında tutma çabasıyla, onların yaşadıkları şiddeti sadece bireysel bir olay gibi göstermesi ya da 'Karakola gitsek de bir şey değişmiyor, en iyisi kaderimize razı olalım' düşüncesini yayarak şiddeti hayatın doğal bir parçasıymış gibi kabul ettirmeye çalışması, artan şiddetin ne kadar politik olduğunu gösteriyor. Kadınlar şiddetten kaçmak için komşusuna sığınmaya, faillerinden gizli olarak şiddeti ispat etme yükümlülüğüyle video kayıtları almaya çalışarak kendince korunma yöntemleri bulmaya çalışıyor. Kadınlar defalarca kez karakola başvurduğu, defalarca koruma talep ettiği halde yanıtsız bırakılıyor ancak sokağa çıkıp “Ölmek, öldürülmek istemiyoruz” dediklerinde kolluk kuvvetleriyle yüz yüze geliyorlar.
Makyaj devlet şiddetini gizler mi?
İstanbul’da özellikle emekçi kadınların yoğunlukla yaşadığı semtlerde hemen hemen her hafta bir kadın cinayeti yaşanıyor. Yoksulluğun, ekonomik ve fiziksel şiddetin yoğun olarak yaşandığı Esenyurt’ta “boşanma aşamasında olduğu eşi tarafından vurulan”, “gittiği bir iş görüşmesinde bilmem kaçıncı kattan şüpheli şekilde düşen’”, “aldığı maaşı eşine vermediği ya da işten sonra yemek yapmadığı için şiddete uğrayan” kadın sayısı tahmin edildiğinden çok. İş yerinde yaşadığı mobbing, taciz yetmiyormuş gibi bir de evinde yaşadığı şiddetle baş etmeye çalışan kadınlar, çıkış yolu bulmakta zorlanıyorlar. Yaşadıkları şiddetin vücutlarına yansımasını makyaj malzemeleri ile kapatmaya çalışıyorlar. Ancak iktidarın kadın emekçiler üzerindeki şiddetini gizleyecek hiçbir makyaj malzemesi henüz üretilmedi.
Kadınlar kapitalizmin kendilerine dayattığı yoksulluk, güvencesizlik ve şiddet sarmalında hayatta kalmaya çalışırken onlara müjde olarak sunulan daha güvencesiz çalışma koşulları, daha derin yoksulluk ve perçinlenen şiddet. Peki kadınlar bunun karşısında ne yapacak?
Çürümüşlüğe karşı çözüm ne?
Bir günde, iki dudağın arasından çıkan bir cümle ile feshedilen İstanbul Sözleşmesi ya da 6284 Sayılı Kanun’un işletilmesi, 4857 Sayılı İş Kanunu’nun eşit ve nitelikli işletilmesi, kadınların yaşam alanlarının devlet eliyle güvenli hale getirilmesi, çalıştıkları iş yerlerinde eşit işe eşit ve insanca yaşanacak ücretler alması kadınlar açısından en temel en insani hakların başında yer alıyor. Ertesi gün işe gidebilecek yol parasını cebinde bulabilmek, çocuklarına okul harçlığı verebilmek; komşusuyla, eşiyle, ailesiyle bir mekanda yemek yiyebilmek lüks değil. Tablo çok net, bu çürümüşlüğe karşı mücadele etmekten başka bir yolu yok kadınların.
Bize borçlu oldukları hayatı kazanacağız
Komşusuna, iş arkadaşına, mahalledeki esnafına güvenemeyen bir toplum yaratmaya çalışıyor iktidar. Ama fabrikasında, yanı başında çalışan kadın arkadaşının evinde yaşadığı şiddete karşı birbirine dayanak oluyor emekçi kadınlar. Hayatın zorluklarına karşı sırt sırta veriyorlar ve bu mücadele eğilimi kadınlara dayatılan sıkışmışlığa karşı gün geçtikçe artıyor. Bize borçlu oldukları hayatı, mücadeleyle söke söke alacağız.
Fotoğraf: Unsplush
İlgili haberler
Şiddetten kaçarken sisteme yakalanmak
'Devletin koruma politikaları sadece kağıt üzerinde kalmamalı.'
Aile yılı ağzımızın tadını kaçırdı
'Koca koca adamlar işi gücü bırakmış, insanlar evlensin diye kolları sıvamış. Bir de üstüne üç çocuk...
Halimiz Yusuf, Yusuf
Öğrencilere bir öğün sağlıklı yemek vermeyi Mecliste konuşmayı bile reddeden yüce devletin yürütme ö...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.