Aslında her gün evden çıkışımız ve dönüşümüz endişelerle dolu. Bindiğimiz mahalle otobüslerinde ‘son saate kalma’ ya da otobüsten inerken eve gidiş yolunda “Taciz edilir miyiz” endişesi ile dolu yürüyoruz. Geçtiğimiz günlerde maalesef bu endişem gerçek oldu. Her gün bindiğim mahalle otobüsünde yanıma gelip “İstanbul’a yeni taşındım. Durakları bilmiyorum. Yardımcı olur musunuz” diyen biri indiğim durakta peşime takıldı. Korku duyarak hızla yürümeye başladım. Arkamdan gelen adamın gölgesi de hızlanmaya başladı. Omzumda birden bir el belirdi. Bu, o adamın eliydi. Adımı sordu, cevap vermedim ve daha hızlı yürümeye başladım. İkinci kez omzuma dokundu ve kendinden çok emin bir sesle telefon numaramı istedi. Ters cevap verdim ve hızlıca kendimi açık olan bakkala attım. O an düşündüğüm tek şey bakkal açık olmasaydı ne yapacağımdı. Biraz toparlandıktan sonra “Neden bağırıp çığlık atmadım” diye suçladım kendimi...
Ama suçlu olan, yanlış yapan ben değildim. Daha geç bir saatte de evime dönebilirim. Bu korku başta bende endişe yaratmış olsa da aslında şimdi bana güç verdiğini söyleyebilirim. Sokaklar taciz yuvasına dönmüşken çözüm sokağa çıkmamakta değil tam tersine kadınlar olarak sokağa çıkıp ses çıkarmakta...
İlgili haberler
Artık sustuklarımı konuşacak gücüm var
Çocukluk pencereden oynayan çocukları izlemekti. Biri çocukluğumu aldı. Büyüyünce anlayacak, büyüyün...
Görükle’de taciz ve şiddet son bulsun diye...
Gece geç saatlere kadar çalışıp eve kendimizi attığımızda ardımızda neler mi bırakıyoruz? Patron ve...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.