Bir işçi sınıfı hastalığına dönüştüğü iyice açığa çıkan koronavirüs yayılmaya devam ediyor.
Fabrikalarda artan vaka sayıları ile pandeminin hızla bulaşması ise işçi sınıfının çalışma koşullarının ve kazanılmış haklarının değişmesine sebep oluyor. Geçen 8 aylık sürede çalışma yaşamında işçilerin aleyhine pek çok kayıp var. Kapanan iş yerleri, işini kaybeden işçiler, geliri düşen çalışanlar açlık ve yoksullukla mücadele ediyorlar. Yaptığımız görüşmeler, işçilerin anlattıkları da bunu ortaya koyuyor. Salgının açıklandığı ilk zamanlar kapanan işletmelerin, atölyelerin büyük bir kısmı aradan geçen 2-3 aylık sürede finansman sağlayamadı ve birçoğu yeniden açılamadı. Buralarda çalışanlar işsizler ordusuna katıldılar. Yine birçok işletme/fabrika bu süreçte kısa çalışma ödeneğinden (KÇÖ) faydalanmak istediğinde işçilerin gelirleri düştü. Geliri asgari ücretin altına düşen birçok işçi ek iş aramaya başladı. Diğer yandan ücretsiz izin uygulaması son darbeyi vurdu çalışanlara. Günlük 39 TL ile yaşamaya mecbur bırakılan işçiler, işsizler ordusunun yedeğinde hazır kıta bekletildiler.
Bu kadarla da kalınmadı elbette. Hem KÇÖ hem de ücretsiz izin uygulamalarında işçilere ödenecek paralar için yaratılan kaynak işsizlik fonundan karşılandı. KÇÖ ve ücretsiz izne çıkarılan işçilerin sigorta primleri yatmadığı gibi, çalıştığı süreler kıdemden de sayılmayacaktı. Yani nereden bakarsanız patronların lehine işçinin aleyhine bir uygulama.
ÜCRETLERDE CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ ARTIYOR
Bu devasa haksızlığın en mağdur ettiği kesim ise kadın işçiler oldu. Fabrikalarda KÇÖ ve ücretsiz izin uygulamasıyla kadın işçiler daha fazla karşı karşıya kalırken, kadınların büyük bir kısmı, ücretsiz izin dayatmasına karşılık daha düşük bir ücretle çalışmaya mecbur bırakıldı.
Hizmet sektörünün önemli bir kısmını oluşturan kadın işçiler, pandemide bu iş kolundaki işletmeler (otel, lokanta, eğlence merkezi, çocuk bakımı, temizlik gibi) açılmadığı için işsiz kaldı, günlük işlerde, yevmiyeci olarak çalışmaya başladı.
Kadınların gelirlerinde önemli bir düşüş olduğu da DİSK-AR’ın yaptığı araştırma ile somut biçimde ortaya koyuldu...
DİSK-AR’ın yaptığı araştırma gösterdi ki kadınlar erkeklerden yüzde 31 oranında daha az gelir elde ediyor. Ücretlerde cinsiyet eşitsizliği artıyor. Ücretli kadın ve erkekler arasındaki gelir eşitsizliği büyüyor. 2006 yılında yüzde 12 olan fark yüzde 20.7’ye yükseldi. Kendi hesabına çalışan erkekler kadınlardan yüzde 77.3 fazla kazanıyor.
DİSK-AR araştırması için TIKLAYIN.
İŞİNİ KAYBETME ENDİŞESİ KADINLARI KÖTÜ KOŞULLARDA ÇALIŞMAYA MECBUR KILIYOR
Ücretsiz izne çıkarılan işçilerin geliri düşmekle kalmıyor, kadın işçiler işini kaybetmemek için daha kötü, daha angarya işlerde çalışmak zorunda kalıyor. Mesela ücretsiz izne çıkartılan kadın işçiler günlük 70-80 lira karşılığında günlük yevmiyeli işlere gitmeye başladı bu süreçte. Erkek işçiler de gitti günlük işlere ancak, onların aldığı ücretler kadınlara göre daha fazlaydı. Tekstil atölyelerinden temizlik sektöründe gündelik işlere giden kadınlar, ancak bir yakının yanında ya da evin yakınında bir işte çalışmak için eşten, aileden çalışma onayı alırken; işten atılmamak için kötü çalışma koşullarına itiraz edemez noktaya geldi. Pandemi sürecinde işini kaybettiğinde başka bir iş bulamama endişesini de büyük oranda taşıdı kadın işçiler.
Birçok kadın işçi, tek başına çocuklarıyla yaşam mücadelesi veriyor, işini kaybetmenin yıkıcılığı kadın ve çocuklardan oluşan aileler bakımından çok daha sarsıcı oldu. Çocukların okul masraflarını karşılayamama, kirayı ödeyememe, eve alışveriş yapamama, evin zorunlu ihtiyaçlarını karşılayamama durumuyla karşı karşıya kalan kadınların pazarlardan atılmış meyve sebze toplayarak evi idame ettirme çabası çok sık karşılaştığımız bir olgu haline geldi. Çevremizdeki kadın derneklerinden, kadın dayanışma gruplarından kadınların evine eşya, battaniye vb. taleplerinin arttığı bilgisini alıyoruz. Yani en temel ihtiyaçlarını karşılayamaz durumunda kalan kadınlar muhtaç hale geliyor. Bu süreçte bütünü ile bütün işçiler ciddi kayıplar yaşarken kadın işçilere çok daha zorlu bir süreçle karşı karşıya kalmış oldu.
ÜCRETSİZ İZNE ÇIKAN KADINLAR GÜNLÜK YEVMİYEYLE ÇALIŞTI
Bu süreçte görüştüğüm kadın işçilerden biri kronik hasta olduğu için çalıştığı çikolata fabrikasında önce kısa çalışma ödeneğinden faydalandırılmış, sonra 1 ay ücretsiz
izne çıkarıldı. Eşi, oğlu çalıştığı için daha az ekonomik sıkıntı yaşamışlar ancak planladığı harcamaları, ödemeleri açısından sarsıntıya uğradıklarını söylüyor. “Benim hayatımı yıkmadı ancak çok zorladım. Bazı ödemeleri aksatmak ya da ertelemek durumunda kaldım. Çevremde yalnız yaşayan, sadece kendi çalıştığıyla yaşamını devam ettirmek zorunda olan kadınlar bu konuda çok zorlandı. Günlük temizlik işlerine gitmek zorunda kaldılar” diye anlattı durumlarını.
Yine başka bir kadın işçi de ücretsiz izne çıkarıldığında hayatının çok zor olduğunu, ihtiyaçlarını karşılayamadığını, ücretsiz izne devam etseydi ne yapacaklarını bilemeyeceklerini söyledi.
DEĞİŞEN ÇALIŞMA BİÇİMİ KADINLARI ZORLUYOR
Kadın işçiler pandemi dönemiyle çalışma biçimlerinin değişmesinden de şikayet ediyorlar. Pandemiden dolayı 3 vardiyadan 2 vardiyaya geçilen fabrikalarda 12 saat çalışan kadınlar açısından bezginlik, mutsuzluk ciddi bir yorgunluk durumu getirdi. Bu biçimde çalışan bir kadın işçi “Korkunç bir şeydi bu vardiya sistemi. 12 saat çalışınca çocuklarımı bile göremedim, ailemle görüşemedim. İşe gidiyorum, eve geliyorum uyuyorum tekrar işe gidiyorum; hiçbir dinlenme zamanım yok. Fazla çalıştığımız için vücudumuz her zamankinden daha fazla yoruluyor, evde ancak zorunlu banyo işlerimizi yapabildik.”
KADINLARIN EN ACİL TALEPLERİ...
Kadın işçilerin işten ayrılma sebeplerinden biri de çocukların bakımı meselesi. Çocuklu kadın işçiler, iş yerlerinde kreş yoksa çocuklarının bakımı için ya anneanne-babaanneden yardım alıyorlar ya da işten ayrılmak zorunda kalıyorlar. Pandemi sürecinde geçilen uzaktan eğitim ve yüz yüze eğitime ne zaman geçileceğinin belirsizliği bu durumu tetikledi. Birçok kadın işçi çocuklarına bakacak birini bulamadığı için ya işten ayrılıyor ya da ara formüller üretmeye çalışıyor.
Bütün bu somut veriler şuna işaret ediyor:
■ Açlık sınırının da altında olan asgari ücretin dahi altında çalışmaya mahkum edilen kadın işçilerin eşit işe eşit ücret talebi bugün açısından en yakıcı taleptir.
■ Ücretsiz kreş talebi çocuklarını güvenle bırakabilecek yer bulamadığı için işinden ayrılmak zorunda kalan kadın işçilerin acil taleplerinden biridir.
■ Toplumsal cinsiyet eşitliği kapsamında kadın işçilerin de sendikalarda daha çok yer almaları ve yönetim organlarında bulunmaları için sendikaların kadın işçilere özel örgütlenme ve sesleniş programları yapmaları her zamankinden daha önemli ve öne çıkan bir taleptir.
■ Kadın işçilerin de hakları ve hayatları için, işi ,ekmeği için örgütlü mücadeleye katılması sendikalarda örgütlenmesi gerekiyor. Bugünün en önemli ihtiyacı budur.
İlgili haberler
Gıda işçisi kadın: Fabrikada sabun yok, ‘Sabunu ev...
‘Arkadaşlarımla görüşüyorum. Onlar da korkuyorlar ama mecburlar, gitmekten başka çareleri yok yani....
Siemens’in köle kampından Dardanel’in ‘kapalı çalı...
Bugün alanında tekel olan Dardanel’in abileri Siemens, Bayer, Nestlé, Opel, Coca-Cola, Krupp gibi ka...
Dardanel’in çalışma kampından İstanbul Sözleşmesi’...
Eşitlik, 8 Mart reklamlarında kadına değer verdiğini söyleyip, ilk fırsatta kadınları çalışma kampla...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.