
Eskiden annelerimiz biriktirdikleri, mutfak masrafından arttırdıkları parayı yorganların, yastıkların arasına bir köşeye koyarlardı. Şimdi artık “arttırmak” kelimesine çok yabancı olduğumuz bir dönemde yaşıyoruz. “Borçluluk” daha tanıdık, daha yaygın bir alışkanlığa dönüştü işçi ve emekçiler için. İşçi, emekçi mahallelerinde bu borçlanma hali her geçen gün daha vahimleşiyor. Esenyalı da bu mahallelerden biri. Her gün yan yana geldiğimiz kadınların anlattıkları ise bu tabloyu doğruluyor. Rüya da bunlardan biri.
‘KREDİ KARTI BORCUNU KREDİYLE KAPATMAYA ÇALIŞTIM'
Rüya 45 yaşında, iki çocuk annesi. Boşanma aşamasında. 8 yıl güneş paneli üreten bir fabrikada işçilik yaptı. Öncesinde de kozmetik fabrikasında çalışmış. Çocuklarına bakacak kimse olmamasından kaynaklı 6 ay çalışıp sonra işten ayrılmak zorunda kalmış. Tekstilde ve güvencesiz işlerde uzun süre çalışmış. En son çalıştığı fabrikadan küçülmeye gidildiği gerekçesiyle gönüllü çıkış vererek ayrılmak zorunda kalmış. Aldığı tazminatla kredi ve kredi kartı borcunun ancak bir kısmını kapatabilmiş. İşsiz maaşıyla da evinin kirası dahil geçimini sağlamaya çalışıyor. 20 bin 630 lira işsizlik maaşının 20 bin lirasıyla kirasını ödeyip kalan 630 lirayla geçinmeye çalışan Rüya, “Harca harca bitmez bir para” diyerek gülüyor. Çocuklarının biri yarı zamanlı çalışırken öteki asgari ücretle çalışıyor. Kapatmaya çalıştığı kredi kartı borcu yeniden almış başını gidiyor. Çünkü bütün harcamaları kredi kartından yapıyor. Rüya iş ararken birçok yerin asgari ücret ödediğini ve bunun yeterli olmayacağını anlatıyor: “Alacağım asgari ücretle, kiramı mı ödesem, faturalarımı mı, evin masraflarını mı, ne yapacağımı bilmiyorum.”
Kredi kartının borcunu kredi çekip ödemiş. Fakat oğlunun askere gitmesi üzerine krediyi de ödeyemeyen Rüya’nın borcu, faizler yüzünden iki katından fazla olmuş: “Kredi kartı borcunu krediyle kapatmaya çalıştım ama o da bana daha pahalıya patladı. Ben yalnız değilim, çalışan herkes borcu borçla kapatmak zorunda kalıyor. Kredi kartı limitimle esnek hesap limitimi arttırmak zorunda kaldım. Çalıştığım halde başka türlü döndüremiyordum borçlarımı. Maaşım hiçbir şeye yetmiyordu. Şimdi zaten işsizim ve iş arıyorum. Çalışsam da yetmeyecek aldığım işsizlik maaşı çünkü asgari ücretle aynı.”
Sanayide üç ayrı fabrikaya iş görüşmesine gittiğini söylüyor Rüya: “İş görüşmesi için gittiğim bir yerde görüntüme bakıp ‘Sen burada çalışır mısın?’ dedi insan kaynakları. Bana çalışma koşullarının çok kötü olduğunu söyledi. İnsan kaynakları, ‘Maske yok, önlük yok; ağır bir tiner ve boya kokusu var. Kadınlar kendi tülbentleriyle ağızlarını kapatıp çalışıyorlar’ diye anlattı.”
Yani kısaca iş şartları zor, ücretler yetersiz ve borçlar arşa çıkmış vaziyette.
‘KADINLAR SÜREKLİ AÇIK KAPATIYOR'
Borçlanma, borcu borçla kapama ve bir yandan gelecek kaygısı hiç olmadığı kadar yaygınlaşmış vaziyette. Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Adile Doğan ile yaptığımız sohbette işçilerin borçlanma ve gelecek kaygısına dair tabloyu daha net görebiliyoruz.
Adile Doğan sohbete şöyle başlıyor: Son süreçte farklı direniş çadırlarına gidince sürekli Arçelik’ten çıkarılmış işçilere denk geliyorum. Kadın, erkek iş aramaya geliyorlar. İş sormaya gelirken merak edip çadıra uğruyorlar. Mesela ben iki tane boşanmış kadına denk geldim. Arçelik’te çok uzun yıllar çalışmışlar. İşten atmalarla birlikte büyük bir mağduriyet yaşamışlar. Bir tanesi zaten fabrikadayken boşanmış. Yani çok uzun zaman olmuş boşanalı. Orada çalışırken yine ücretlerden şikayet ediyor fakat en azından daha düzenli işte çalışıyor, en azından sendika var, ikramiyesi var. Ama buna rağmen borçlanıyor.”
Kadınların sürekli bir açığı kapatmak üzere yaşam sürdürdüğünü söyleyen Doğan, “80 bin lira bile para kazansan bu ülkede kiracıysan bu ücretin hiçbir şeye yetmediği ve sürekli kredi çekmek zorunda kaldığın bir gerçek” diyor.
Artık bu yaşam koşullarında temel ihtiyaçların bile lükse dönüştüğünü söyleyen Doğan, “Konuştuğumuz kadınlar artık evde kaç kişi çalışırsak çalışalım, çalıştığımız yerlere güvenip bir yatırım yapalım veya doktora, hastaneye gittiğimizde en azından bir arabamız olsun diyemiyorlar. Bunlar artık hayal ve lüks oldu” diyor.
Çeşitli iş yerlerinde işten çıkarmaların başladığını ve önümüzdeki süreçte bu durumun daha da yoğunlaşacağını söyleyen Doğan, bu süreçlerden en çok kadınların etkilendiğini anlatıyor. Doğan kadınların bu süreçlerde göç etmeye başladığını ifade ediyor: “Yani sürekli borcu borçla kapatan, hatta artık borçlanma lüksü bile olmayan, göç etmek durumunda kalan kadınlar var. Nerelere göç ediyorlar? Köylerine, ailelerin yanına. Daha küçük illerde yaşamayı tercih ediyorlar. Bu da yine kadınlar için eski zor yaşantılarının tekrar başlaması anlamına geliyor.”
Fotoğraf: Kaboompics.com/Pexels
İlgili haberler
Ülker 27 milyar ciro açıkladı: 'Bize borç, onlara...
Ülker Bisküvi 2025 yılının ilk çeyreğini 27 milyar lira ciroyla kapattığını duyurdu. Kadın işçiler i...
Aile yılı mı, borç yılı mı?
‘150 bin lira kredi veriyorlar. 400 bin liralık masrafın yanında bu neye yeter? Üstelik bir de geri...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.