Antalya Döşemealtı’nda kızı ve torunları ile oturan Hafise Kaynarca 20 Aralık 2022 Salı günü ev sahibi Muzaffer E. tarafından darp edilmişti. Hafise Kaynarca’nın evindeki güvenlik kameralarından medyaya yansıyan şiddet görüntülerinin ardından Antalya Kadın Platformu dayanışma ziyaretinde bulundu.

Hafise Kaynarca yaşadıklarını Antalya Kadın Platformu’na şöyle anlattı:

“Emekli olunca 2013 yılında Ankara’dan taşınarak Antalya’ya geldim. Kızım İngiltere’den Türkiye’ye yerleşmeye karar verince kızım ve torunlarımla Döşemealtı’nda müstakil bir evde yaşamaya karar verdik.  2019 yılından beri olayın yaşandığı evde oturduk. Mayıs ayının sonuna kadar ev sahibimle herhangi bir sorun yaşamadım. Muzaffer E.’nin eşi Sebahat E. Mayıs sonu evden çıkmamızı istedi. ‘Kardeşim gelecek ve eve ihtiyacımız var’ dedi.  Şartlarımıza bakıp tekrar konuşalım dedim. Kızım Nur Bahar ile hızlıca ne yapabileceğimizi düşündük. Kızım Nur iki yıldır alerjik astım hastası ve aşırı derecede koku hassasiyeti olduğu için evin bir odasını tamamen onun yaşayabileceği, kokudan mümkün olduğunca uzak kalabileceği alan haline getirmiştik. Bu nedenle başka bir eve hemen geçmemiz mümkün değildi, yine de elimizden geleni yaptık. Antalya merkezinde bulunan evimi arsa ile takas yapıp Temmuz gibi ev inşaatını başlattık. Temmuz başı ev sahibimle konuşmaya gittim Sebahat E.’ye durumu anlattım. Erkek kardeşinin evleneceğini 1 Ekim’de bu eve yerleşeceğini bizim de 1 Eylül’de evi boşaltmamız gerektiğini söyledi. Bunun mümkün olamayacağını kendisine anlattım birkaç ay daha müsaade etmelerini istedim. O gün iletişimimiz gayet iyiydi ve birkaç ay daha müsaade edeceklerini söyledi. Ertesi gün her şey değişti, Sebahat E. ‘1 Eylül’de çıkmanızı istiyoruz’ dedi, çıkamama nedenlerimi tekrar anlattım ve   3 bin 500 TL verdiğim kirayı 5000 TL olarak arttırdım.

27 Temmuz gibi evin arkasından dolanan Sebahat E. torunlarıma bağırmaya başladı, torunlarıma bağıramayacaklarını söyledim. Sonrasında sürekli tehditler, ağız dalaşları başladı. Kendilerinin yaptıklarını biz yapıyormuşuz gibi anlatmaya başladılar. Mecburen evime güvenlik kamerası taktırdım. Komşulara kızımın benim şizofren hastası olduğumuzu yaymışlar. Eylül ayında güvenlik kameramda ev sahibi Muzaffer E.’yi elinde bıçak ile bahçe kapımda olduğunu gördüm. Bu olay da savcılığa yansıdı. Uzlaşma sağlamaya çalıştılar ama uzlaşamadık.

Olay günü kızımın sesini duyunca dışarı çıktım, Muzaffer E. kızımın üstüne yürüyordu ve kızım Nur’u içeri alıp kapıyı kapattım. Muzaffer E.’nin fiziksel şiddet uygulayacağını hiç düşünmemiştim. Öldüreceğim tehditleri savururken bana vurdu. Yapılanları hala anlamakta zorlanıyorum.  Karakolda Muzaffer E. benim tarafımdan darp edildiğini söylemiş. Öldürme tehditlerini savuran, bıçakla bahçemin kapısında bekleyen, bahçeme girip beni darp eden Muzaffer E. benim ve avukatımın ısrarlarıyla bir gece nezarette tutulup ertesi gün mahkeme kararı ile salındı. Neden salındı, kanunlar benim veya ailemden birinin ölmesiyle mi bizi koruyacak? Bütün bunları yaşamamızın nedenlerinden biri de cezasızlık, yargının yavaş işleyişi. Yine de haklarımı hukuki yollardan arayacağım, sonuna kadar mücadelemi sürdüreceğim. Başkalarına da bu şekilde davranamayacakları bir ceza almalarını istiyorum. “

Hafise Kaynarca son olarak dayanışmanın güç verdiğini, “kimsesizsiniz, kadın başınıza ne kadar dayanacaksınız” diyen ev sahibine karşı tüm gücüyle mücadelede edeceğini söyledi.