Ege Üniversitesi’nin kurum kreşini kapatma kararına tepkiler sürüyor. Sağlık İş işyeri temsilciğinden yapılan açıklamaya göre kurum kreşinin özelleştirilmesi de gündemde. Çocuğu kreşte olan çalışanlar ise işe gelmek mi çocuk bakmak mı ikilemi arasına sıkıştırılmalarına ve hâlâ kendilerine hiçbir açıklama yapılmamasına tepkili. Bugün hastanede örgütlü 9 sendika, “Kreş hakkımızdan vazgeçmiyoruz” diyerek kurum kreşinin kapatılıp, özelleştirilmesine karşı eylem gerçekleştirecek.
İŞTEN AYRILMAK DIŞINDA SEÇENEK BIRAKMIYORLAR
Dört yaşında Ege Üniversitesi Anaokuluna giden çocuğu olduğunu söyleyen Esra Özbey, “Eşim şehir dışına gidiyor iş için, çocuğumu bırakacak ya da kreşe götürecek kimsem yok. Sabah 07.00’de mesaim başlıyor ve ben başka kreşe yetişemem. Bu saat dilimleri arasında Ege Üniversitesi kreşi dışında farklı bir okula bırakmam mümkün değil. Kreşin kapatılması hepimizi mağdur edecek. Ben ya işi bırakmak zorunda kalacağım ya da çocuğum ortada kalacak. Ege Üniversitesi çalışanları doktoru, hemşiresi, işçisi hepimiz ortada kaldık. Bize işi bırakmaktan başka seçenek bırakmıyorlar” dedi. Kreş fiyatından da bahseden Özbey, “Geçen yıl başlarken 5 bin 500 TL idi fiyatlar. Ara zam istediler 8 bin 250 TL veriyorum. Bu fiyat düşük bir fiyat değil” bilgisini verdi.
VELİLER HİÇE SAYILIYOR!
İsminin açıklanmasını istemediği için takma isimle yer vereceğimiz 12 yıllık hemşire Ayşe, veliler olarak kendilerine hiçbir açıklama yapılmadığını, kreş öğretmenleri ve çalışanlarına gönderilen fesih bildirimi ile kreşin kapanacağını öğrendiklerini söyledi. Ayşe, “Hâlâ hiçbir bilgi alamıyoruz. Özelleştirilmesi de gündemde, kreşe birileri gelip gidiyor, bu hafta içi tadilata başlanacakmış. Çocuklar hâlâ içerde” dedi.
'ÇOCUĞUM GÜVENDE Mİ BİLMİYORUM'
Kuruma güveninin tamamen sarsıldığını dile getiren Ayşe hemşire, “3 haftadır ne işime adapte olabiliyorum ne de çocuğum orada güvende mi bilmiyorum. 31 Ağustos’tan sonra neyle karşılaşacağımızı bilmiyoruz” dedi. “Maaş zammı ortada, bunca yıllık hemşireyim maaşım kuş kadar kaldı. Çocuğun kreş ücretini düşünüyorum kara kara” diyerek yaşadıklarını anlattı.
'EVE GİDİP UYUMAMAK ÇOK KÖTÜ'
Makbule Kanlıoğlu, 7 yıldır üniversitede hemşire. Kurum kreşine gönderdiği 3 yaşında oğlu var ancak yaklaşık bir ay önce öğretmen eksikliği nedeniyle dondurmak zorunda kalmış. Kreşin kapanmış olmasının kendisi ve çocuğu için çok güvensiz olduğunu söyleyen Kanlıoğlu, “Nöbet öncesi çocuğuma ben bakıyorum, nöbette dedesi, babaannesi ya da kız kardeşim bakıyor. Ertesi gün nöbetten dönünce babası gelene kadar akşam 17’00’ye kadar ben bakıyorum. 3 yaşında, çok da hareketli bir çocuk. Yani 16 saat nöbet tutup, eve gidip uyuyamamak ne kadar kötü… Ben 2 saatlik uykuyla işe geliyorum. Çocuk evde kapalı kalıyor, nöbetten çıkıp çocukla her gün dışarı çıkamıyorum, en azından kreşte sosyalleşiyordu” dedi.
KREŞ OLMADAN OLMAZ
Kreşe geçen yıl 6 bin lira ile başladıklarını, ara zamla 10 bin liraya çıktığını, erken kayıt nedeniyle 8 bin 900 TL ödediklerini söyleyen Kanlıoğlu, “Bu kadar kadın çalışanın olduğu bir yerde kreş olmadan olmaz” dedi. Çocuğunun açıkta kalmaması için özel kreş baktığını söyleyen Kanlıoğlu, “Fiyatlar çok uçuk 20 bin lira civarından başlıyor. Benim maaşım 45 bin lira 50 bini bulmuyor” şeklinde konuştu.
Çocuğunun kreşten ayrılmak zorunda kalmasından olumsuz etkilendiğini söyleyen Kanlıoğlu, “MEB kreş sayısını artırdık diyor ama ilkokula başlamadan bir yıl ya da iki yıl önceki yaş grubu için. Evde bakımın çeşitli riskleri var” dedi.
ZARAR EDİYOR OLAMAZ
Zarar ettiği iddialarına da yanıt veren Kanlıoğlu, “Zarar ettiğini düşünmüyorum. Çalışanlar asgari ücretle çalışıyor. Öğretmenler bile normal öğretmenlerden çok daha düşük ücrete çalışıyor. Bina kirası yok. Kayıt sırasında çocukların kırtasiye, hijyen gibi ürünlerini alıp veriyoruz. Zarar ediyor olmaz üstelik 6 ay önce zam yapıldı” dedi. Daha önce 7/24 açık kreş olması için imza toplayıp verdiklerini söyleyen Kanlıoğlu, şunları kaydetti; “Daha ileri gidecekken, 24 saat ve ücretsiz karşılanması gerekirken kreş kapatmaya gidiyorlar. Hiç hoş olmadı bu. Çocuklarımız biz işteyken güvende olması lazım. Gerçi sağlık çalışanı olarak biz güvende değiliz.”
'KREŞ HEPİMİZİN HAKKI'
Çamaşırhane çalışanı Rabia ise “Çocuğu olanlar Sabah 7’de çocuğuyla birlikte işe gelip, kreşe bırakıyor ve hemen işine başlayabiliyordu. Öğlen arası gidip görebiliyordu. Şimdi hem çocuklar hem kadınlar zorda kalacak. O saatte başka bir kreşe bırakması çok zor. Kadınlar çalışmasın evde otursun isteniyor. Aldığımız maaşlarla özel kreş fiyatlarını kıyasladığımızda geçinilmez” dedi. “Sadece kadınlar değil, erkekler de gece nöbete geliyor, eşi çalıştığı için nöbetten çıkıp gündüz çocuk bakıyor” diyen Rabia kreşin kapanmasının doğru olmadığını dile getirdi.
ADIM ADIM BU HALE GELDİ!
Radyolojide rapor sekreteri olarak çalışan Sağlık İş İşyeri Temsilcisi Dilek Savran, kapanma sürecine giden yolun taşlarının adım adım döşendiğini anlattı. 23 yıldır Ege Üniversitesinde çalışan Savran’ın iki oğlu var. Kreşten hiç faydalanamamış çünkü çocuklar küçükken taşeron işçi olarak çalışıyormuş ayrıca hastane içindeki kreş kapatılarak rektörlük içindeki kreşle birleştirilmiş, işyerine uzaklığı nedeniyle de birçok çalışan kreşten faydalanamaz hale gelmiş. Savran, “Önce poliklinik binasının hemen yanındaki kreşi bankaya çevirdiler, sonra sürekli zam yaptılar. Şimdi de kapatıp, özeleştirmeyi planlıyorlar” dedi.
ÇOCUKTAN TASARRUF OLMAZ
Sendika olarak 7/24 açık ücretsiz kreş talepleri olduğunu hatırlatan Savran, “Nöbetli çalışan bir sürü arkadaşımız var. Eşiyle nöbetini ayarlamak zorunda kalıyor. Eşi kurumda çalışmayanlar için daha zor. Yardım alacak biri de yoksa nöbetten çıkıp, uykusuz çocuk bakıyor. Bu kadar insan çocuğunu nereye verecek” diye sordu. Bütün sendikalarla ortak mücadele kararları olduğunu vurgulayan Savran, “Çocuktan tasarruf olmaz. Üstelik patronların bu kadar vergi borcunu silerken, bir kreşin zarar gerekçesiyle kapatılıp özelleştirilmesi kabul edilemez” dedi.
ÖZELLEŞTİRİLMEYE HAYIR
Sağlık İş Ege Üniversitesi İşyeri Temsilcisi Serdar Mercanoğlu, kreşin özele devredilme ihtimalini kabul etmediklerini vurgulayarak, “Kurum kreşini özele devretmek buradaki işçiye ya da memura daha fazla para ödemeleri demek bunu da bilsinler” dedi. Kendisinin de yeni evli olduğunu söyleyen Mercanoğlu, “İleriki zamanlarda belki benim de bir çocuğum olur ama hep bunun korkusu var içimizde. Çocuğu nasıl büyüteceğiz, nasıl bir gelecek sağlayacağız. 3 çocuk nasıl yapacağız. Madem öyle vergi indirimi yapsınlar. Biz her türlü vergimizi veriyoruz ama işverenlere baktığımız zaman vermiyorlar. İşverenlere sağladıkları imtiyazların yarısını kadınlara sağlasınlar. Çocuğu olanlara vergi indirimi yapsınlar” diye tepki gösterdi.
Memur ve işçi sendikaları olarak ortak mücadele edeceklerinin altını çizen Mercanoğlu, “Yasal haklarımızı kullanacağız ama sadece hukuksal mücadeleyle bırakmayız. Sonuna kadar gitmeyi düşünüyoruz. Gerekirse çocuklarımızı bırakırız yöneticilerin önüne. Buyurun siz bakın deriz” diye konuştu.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
PTT çalışanı kadınlara zulüm: Sırtına yük, hakları...
PTT’de çalışan kadınlar iş yükünün artması ve sağlıklarının tehlikede olmasından şikayetçi. Haber-Se...
Sağlık emekçileri: ‘Başka Merveleri kaybetmek iste...
Ortez Protez Uzmanı Merve Kınar'ın kardeşi tarafından katledilmesi üzerine sağlık emekçileri İstanbu...
Çeperlerden bir mahalle manzarası: Sokaklar karanl...
Yürüyüş yolunda karşılaştığımız kadınlar, Aydınlı’nın bütün yollarını dinleyene arşınlatırcasına anl...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.