Antropoloji bölümü akademisyenlerinden Araştırma Görevlisi Mevsim Demir ve Prof. Dr. İzzet Duyar’ın “İstanbul’da çırak olarak çalıştırılan kız çocuk ve gençlerin fiziksel büyüme ve gelişimleri” isimli sahaya dayanan çalışması, çalışma koşullarının gelişim üzerindeki etkisini ortaya koyuyor ve bu etkiyi erkeklerle de karşılaştırmalı olarak inceliyor.
Araştırma sonuçlarını Evrensel’e değerlendiren Demir ve Duyar, 6 gün, 10-14 saate varan uzun ve ağır çalışma koşullarının, gelişimin geri kalmasının temel sebebi olabileceğini ifade etti.
Araştırmaya göre; çalışan ve çalışmayan kız çocuklarının boy ve kilo değerleri arasındaki makas da, zaman zaman erkek çocuklarda görülen farktan daha fazla açılabiliyor.
Demir, kız çocuklarının iş yaşamına ek olarak ev işlerinde de çalışıyor olmalarının bu durumun nedenleri arasında değerlendirilebileceğini söyledi. Duyar da, kız çocuklarının tükettiği besinlerin hâlâ erkek çocuklarına oranla daha düşük nitelikte ve nicelikte olabileceğine ya da kız çocuklarının daha uzun süre çalıştırılıyor olabileceğine dikkat çekti.
Araştırmanızın öznesi kız çocukları. Sizi bu özneye odaklanmaya iten sebep nedir?
İzzet Duyar: Çalıştırılma, çocukları hem sosyal-psikolojik gelişim yönünden hem de bedensel gelişim yönünden etkiliyor. Ancak çalıştırılan çocukların çalışma koşullarından nasıl etkilendiğini konu alan araştırmalar büyük ölçüde erkek çocuklar üzerinde gerçekleştiriliyor. Pek çok toplumda olduğu gibi Türkiye’de de kız çocuklarının yaptıkları işler erkek çocukları tarafından yapılan işlere göre daha az görünür, hatta neredeyse görünmez ve daha az değerli olarak nitelendiriliyor. Mesleki eğitim merkezlerinde de benzer bir anlayışın hakim olduğunu görebiliyoruz. Meslekleri cinsiyetlere özgü ayrıştıran anlayış, “erkek meslekleri” etrafında örgütleniyor. Dolayısıyla bu durum, çalışan çocukları inceleyen araştırmacıların daha çok erkek çocuklara yönelmesine ve odaklanmasına neden oluyor ve çalıştırılan kızların çalışma yaşamından ve koşullarından ne düzeyde etkilendiği yeterince bilinmiyor. Yanı sıra, çalışan kız çocukları toplumsal cinsiyet rollerinden ötürü ev işleri de yapıyor, erkek çocuklara göre daha uzun süre çalışıyor ve daha fazla yıpranıyor. Halihazırda çocuklar zaten vasıfsız ve ucuz iş gücü olarak görülüyorken, kız çocukları bahis konusu olunca durum daha da kötüleşiyor, daha fazla sömürü ve suistimal olabiliyor. Bu nedenle çocuk işçiliği meselesinde hem çalışan kız çocukların varlığını ve emeklerini görünür kılmayı, hem de maruz kaldıkları sömürü ve hak ihlali ile bedensel gelişimlerinin çalışma hayatından nasıl etkilendiğine dikkat çekmek istedik.
‘ÇALIŞAN KIZ ÇOCUKLARI HEM KISA BOYLU HEM DE DÜŞÜK KİLOLU OLUYOR’
Çalıştırılan kız çocuklarının gelişimiyle, çalışmayan kız çocuklarının gelişimi arasında nasıl farklılıklara ulaştınız?
Mevsim Demir: Çırakların bedensel gelişimlerinin çalışma koşullarından nasıl etkilendiğini ortaya koyabilmek amacıyla benzer sosyoekonomik özelliklere sahip ancak çalışmayan 196 kız öğrenciyle karşılaştırdık. Yaptığımız incelemeler sonucunda, gerek vücut ağırlığı yönünden gerekse boy uzunluğu değerleri açısından çalıştırılan kız çocuklarının değerlerinin çalışmayan yaşıtlarından daha düşük olduğu, çalıştırılan kız çocuklarının bedensel gelişim yönünden çalışmayan yaşıtlarının gerisinde kaldığı sonucuna ulaştık. Yani çalışan kız çocukları hem kısa boylu oluyorlar hem de düşük kilolu oluyorlar.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
‘AĞIR KOŞULLARDA, UZUN SAATLER ÇALIŞTIRILMAK GELİŞİME ETKİ EDİYOR’
Bu gelişim farklılıklarının nedeni nedir? Nasıl çalışma koşulları buna neden olmuş olabilir?
İzzet Duyar: Elbette bu farklılıkların sebebi kız çocuklarının bedensel açıdan büyüme ve gelişme gibi çok önemli bir aşamada oldukları dönemde çalışmaya başlamaları ve çalışma koşullarının kötü ve ağır olmasından kaynaklı. Örneğin çırakların çalışmaya başlama yaşı ağırlıklı olarak, daha çok eğitimi terk etme yaşıyla ilişkili olarak 14 gibi erken bir yaştır. Çırakların çalışma sürelerine bakıldığında, yarısından fazlası (yüzde 53.7) haftada 7 gün, yarıya yakını ise (yüzde 44.2) 6 gün çalıştırılıyorlar. Günlük çalışma sürelerine baktığımızda ise yüzde 94’ü günde 10-14 saat çalıştırılıyorlar. Bu sonuçlar, kız çocuklarının ağır çalışma koşulları altında ve uzun saatler boyunca çalıştırıldıklarını gösteriyor. Bu koşulların, çırakların fiziksel gelişiminin geri kalmasının temel sebebi olduğunu söyleyebiliriz.
‘ÇOCUK İŞÇİLİĞİ, ORTADAN KALDIRILMASI GEREKEN ACİL BİR TOPLUMSAL SORUNDUR’
Çocuk yaşta çalıştırılmanın cinsiyete göre gelişim üzerinde gösterdiği bu farklılık neden kaynaklanabilir?
İzzet Duyar: Çocukların cinsiyeti çalışma hayatı içindeki konumlarını da belirliyor.
Elde ettiğimiz bulgular kız çalışanların erkek çalışanlara oranla daha değişken bir büyüme grafiği gösterdiğini ortaya koyuyor. Bunu büyüme grafiğindeki zikzaklardan anlıyoruz. Bu zikzaklar kız çalışanların erkeklere oranla daha değişken koşullarda yetiştiği ve çalıştı(rıldı)ğı anlamına geliyor. Burada “değişken koşullar” ile kastedilen hem beslenme ve çalışma ortamı hem de sosyal ve kültürel ortamlardır. Sözün gelişi, kız çocukların tükettiği besinler hâlâ erkek çocuklarına oranla daha düşük nitelikte ve nicelikte olabilir ya da kız çocukları daha uzun süre çalıştırılıyor olabilir. Bu hususların da ayrıca çalışılması gerekir. Ancak bu noktada şunu vurgulamakta yarar var; çocukların cinsiyeti ne olursa olsun, çocuk işçiliği, ortadan kaldırılması gereken acil bir toplumsal sorundur.
‘KIZ ÇIRAKLARIN BEDENSEL GELİŞİMİNİ ETKİLEYEN KOŞULLAR YER YER ERKEK ÇIRAKLARDAN DAHA KÖTÜ’
Çalışmanızın bir diğer dikkat çektiği nokta toplumsal cinsiyetin rolü. Bu çerçevede, çalıştırılan erkek çocukların çalışmayan yaşıtlarıyla gösterdiği farklılıkların kız çocuklarında da gözlenip gözlenmediği sorusuna cevap arıyorsunuz. Bu anlamda nasıl sonuçlara ulaştınız?
Mevsim Demir: Çalışan ve çalışmayan kız çocukları arasındaki büyüme farkını erkekler üzerinde yapılan çalışmaların sonuçlarıyla karşılaştırdığımızda kızlardaki değişkenliğin daha ileri boyutlarda olduğunu bulduk. Çalışan ve çalışmayan kız çocuklarının boy ve kilo değerleri arasındaki makas zaman zaman erkek çocuklarda görülen farktan daha fazla açılmaktadır. Bu da bize, kız çırakların bedensel gelişimini etkileyen koşulların yer yer erkek çıraklardan daha kötü olduğunu gösterdi. Kız çocuklarının iş yaşamına ek olarak ev işlerinde de çalışıyor olmaları, düşünülmesi gereken bir faktördür.
‘KUAFÖRLÜK, TEKSTİL, AŞÇILIK’
Çalışmanızda hangi iş kolu ve meslek gruplarını incelediniz ve nasıl bir yöntem izlediniz?
Mevsim Demir: Öncelikle araştırma alanını belirlerken çalışan çocuk ve gençlerin yasal konum içinde bulundukları mesleki eğitim merkezleri (MEM) olmasına karar verdik. İstanbul’da düşük sosyoekonomik özellikler gösteren ve kız öğrenci sayısı görece fazla olan altı merkez belirledik. Buralarda yaşları 14-21 arasında değişen ve araştırmayı kabul eden 231 çırak ile görüştük. Bunlar kuaförlük (yüzde 80), tekstil (yüzde 12), aşçılık gibi iş kollarında çalışıyorlardı. Bu meslekler uzun süre aynı pozisyonda (ayakta ya da oturarak) çalışmayı gerektiren, sürekli tekrara dayalı, yorucu iş kollarıdır.
Manşet fotoğrafı: MA
İlgili haberler
Çocuk işçiler, salgınına rağmen sokaklarda çalışma...
Batman’da Kovid-19 salgınına rağmen çalışmak zorunda bırakılan çocuklar, sokaklarda katı atık toplam...
Çocuk İşçiliği Çalıştayı: Dünyada 218 milyon çocuk...
Dünyada 218 milyon çocuk çalışıyor. İSİG verilerine göre ise 2013-2019 yılları arası Türkiye’de 319...
Yoksulluğun ve savaşın yükü çocuk işçilerin omzund...
Hasat zamanında 6,5 milyon tarım işçisi yollara düşüyor. Çocuklar da çalışırken ya okulu bırakıyor y...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.