İstanbul Alibeyköy’de çeşitli sivil toplum kuruluşları, dernekler ve siyasi parti temsilcisi kadınlar “Çocuk istismarını aklatmayacağız, etkili önlemler talep ediyoruz” diyerek iki haftayı aşkın süredir imza kampanyası yürütüyorlar. Kampanya kapsamında Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Alibeyköy Cem Evinde 14 Nisan Cumartesi günü Avukat Gamze Gökoğlu ve Ekmek ve Gül editörlerinden Sevda Karaca’nın katıldığı bir panel düzenlediler.

İSTİSMARA CEZADA YAŞ AYRIMI KABUL EDİLEMEZ

Avukat Gamze Gökoğlu, varolan düzenlemelerle şu an meclis komisyonlarında tartışılan çocuk istismarına ilişkin düzenleme arasındaki farkları ve yapılacak düzenlemelerin neler getirdiğini anlattı. Özellikle yeni düzenlemede getirilen yaş ayrımına dikkat çeken Gökoğlu, “mağdur”un 15 yaşından küçük olduğu hallerde ceza artırımı getirilirken, 15 yaşından büyük “mağdur”larda sadece suçun silahla işlenmesi hali için bir ceza artırımı söz konusu olduğunu söyledi. Çocuğun 15 yaşın üstünde olması durumunda ise, hem suçun bildirime tabii kılındığını hem de silah kullanımının ağır cezanın bir önkoşulu olarak ifade edildiğini söyleyen Gökoğlu “Bu ayrım, hukuken de vicdanen de kabul edilemez” dedi.

Bir hukukçu olarak ceza arttırımlarının suçu önleme noktasında anlamlı bir değişiklik yaratmadığını deneyimlerinden bildiklerini söyleyen avukat, esas olanın önleme ve koruma felsefesini merkezine alan hak temelli ve bütüncül bir çocuk koruma politikasının hayata geçirilmesi olduğunu vurguladı.

- NE HİSSEDİYORUZ?

-KAYGI, KORKU, ÇARESİZLİK, ENDİŞE, BİLGİSİZLİK...

Konuşmasına “Neden haftasonunda arkadaşlarınızla, çocuklarınızla vakit geçirmek ya da iş gücün peşinde olmak yerine burada bu söyleşiye katılmaya geldiniz?” diye bir soruyla başladı Sevda Karaca. Verilen yanıtlar çocuk istismarına ilişkin herkesin “kaygı, korku, çaresizlik, endişe, bilgisizlik” gibi duygular taşıdığını gösterdi. Çocuk istismarı düzenlemesinin arka planını anlatan Sevda Karaca, bugün “çocuk istismarını önlemek için çok önemli adımlar atıyoruz” diye kamuoyunu ikna etmeye çalışanların, aslında daha önce kamuoyunun tepkileriyle geri çektirilen “çocuk istismarını meşrulaştırma” önergesinin ruhunun bu düzenlemede olduğunu söyledi. Türkiye’de suçu önlemeye ilişkin bir mekanizmanın olmadığını, varolan düzenlemelerin suç ortaya çıktıktan sonra müdahale etmeye dönük düzenlemeler olduğunu vurgulayan Karaca, “Bunlar da kadınlara ve çocuklara dönük düşmanca söylemlerle ve uygulamalarla geçersiz hale getirildi. Bugün herhangi bir durumla karşılaştığımızda ya da konu tartışıldığında en çok kaygı, korku, umutsuzluk ve çaresizlik hissediyorsak, bu adalete ve devlete güvenin artık iyice zayıflamış olduğundan...” diye konuştu.

'ŞİMDİ BİRLİKTE NE YAPACAĞIZ?'

“Eğer adalete ve devlete güven duymuyorsak, yaşananlardan ve her gün önümüze getirilen yeni düzenlemelerden kurtulmak istiyorsak 6 adımlı bir eylem planını en yerelde, kaç kadınla biraraya gelebiliyorsak hayata geçirmeye ihtiyacımız var” diyen Sevda Karaca bu 6 adımı ise şöyle saydı:

- Bil: Varolan haklarımızı bileceğiz, bu hakların gereğinin yerine getirilmesi için birlikte çaba sarfedeceğiz.
- Susma: Bir hak gaspına uğradığımızda ya da uğrayan biriyle karşılaştığımızda sessiz kalmayacağız.
- Dayanışma göster: İstismar ya da şiddet durumunda susması istenen, yalnızlaştırılan, geleneksel değerlerle kol kırılır yen içinde kalır denilen kadınlarla ve çocuklarla dayanışacağız, asla yalnız olmadıklarını göstereceğiz.
- Birlik ol: Dayanışmamızı aynı zamanda birlikte hareket ettiğimiz, birlikte değiştirdiğimiz, birbirimizi kolladığımız bir birlikteliğe dönüştüreceğiz.
- Hesap sor: Bütün çabamıza ve birlikte hareketimize rağmen kavuşamadığımız adalet için, halen yaşanan olaylar için ve devam eden istismarlar, şiddet nedeniyle bu suçlarda parmağı olanlardan, failleri koruyup kollayanlardan ger vesile ile hesap soracağız.
- Talep et: Karşımıza çıkardıkları yalan dolan düzenlemelere karşı gerçekten etkili, anlamlı tedbirler, uygulamalar talep edeceğiz. Bu taleplerimizi de her vesileyle birlikte dile getireceğiz. ”

Konuşmalardan sonra söyleşiye katılan kadınlar kendi mahallelerinde neler yapabileceklerini, kampanyayı nasıl yaygınlaştırabileceklerini konuştular. “Bizim bize benzeyen kadınlarla değil, ayrı düştüğümüz, düşürüldüğümüz kadınlarla da bu konuyu konuşmamız, anlatmamız, bir araya gelmemiz lazım” diyen kadınlar yakın zamanda neler yapabileceklerini somutlayabilmek için tekrar bir araya gelecekler.