Kreş gerçekleri-1 | Çocuk bakımı yine kadınlara kaldı, kreş hayal oldu
Bugün özel kreş ücretleri asgari ücrete yaklaşırken devlet ve belediye kreşleri yetersiz. Kadınlar çocuk bakımı nedeniyle ya çalışma yaşamından çekiliyor ya da çocuklar güvencesizliğe mahkum kalıyor.

Okul öncesi eğitim, bugün pek çok çocuk açısından erişilebilir bir hizmet değil. Kamuya ait, tam günlük kreş bulmak ne kadar zorsa özel kreşler, vakıflara, tarikatlara ait kreşler ise her yerde. Türkiye genelinde resmi ve özel, toplam 30 bini aşkın okul öncesi eğitim veren kurum var. Kamu kreşi sayısı ve imkanları çalışan aileler açısından yeterli değilken özel kreşlerin fiyatları ise çok yüksek. İş yerlerinde de durum kadınlar için kolaylaştırıcı değil.

Anaokulu, bakım evleri ya da kreşler ebeveynlerin çocuklarını bırakma “mecburiyeti” olduğu için olan yerler de değil. Çocuğun bakımı bütünlüklü eğitim ve sağlık hakkını da kapsıyor. Okul öncesi eğitimde çocukların oyun oynaması, yaşıtlarıyla ilişki içinde olması, yaşına uygun bir biçimde zihnen ve bedenen gelişmesi için kurumsal olanaklara sahip olması bütün çocukların hakkı. Bu bir hak olarak ortada dururken erişilebilir, bugünün ekonomik koşulları nedeniyle çocukları kreşe göndermek bir hayale dönüşmüş durumda.

Türkiye’de kreşler, gündüz, öğlen ya da tam gün olmak üzere 3 şekilde hizmet veriyor. Çocuğun hangi saatler aralığında gönderileceğine göre fiyat belirlenirken özel kreşler, belediye kreşlerine göre yüzde 58 daha pahalı. MEB’e bağlı anaokulları ise yine yüksek ücretlerden azade değil.

‘BU YIL SERVİS DE YOK, ÇOCUKLARI KREŞE GÖNDERMEK İMKANSIZ’

Torununun bakımından sorumlu olan Hatice Boyraz, kreş ücretlerinin yeni dönemde katlandığını anlatıyor ve ulaşımdan kreş ücretlerine kadar pek çok sorundan bahsediyor: “Torunum geçen yıl, 3 yaşında kreşe başladı. Yaz dönemi gitmedi, ücretler yüksek olduğu için ben baktım. Yaz dönemi 7 bin liraya liraya çıkardılar, şu anda kreş araştırıyoruz geçen sene verdiğimiz kreş 8 bin 500 lira istiyor. Sabah 8.30 gibi başlıyor, akşam 5 gibi bitiyor. Sabah kahvaltı, öğlen yemeği, ikindide beslenme veriyorlar, oyun oynatıyorlar. Farklı etkinlikler olunca onların ücretlerine ek olarak istiyorlar. Bu sene benzin fiyatlarının artması nedeniyle servisleri de kaldırıyorlar. Biz de servis olmadığı için ne yapacağız diye kara kara düşünüyoruz. Geçen sene ödediğimiz ücret içerisinde servis de vardı bu yıl yok. Birçok kreş de böyle. Belediye kreşine başvurmuştum bize de çıktı ancak oranın da servisinin olmaması nedeniyle gönderememiştim. Belediye kreşi de geçen sene 3 bin liraydı, bu sene 4 bin lira istiyorlar yok. Bugün kreş ücretleri asgari ücretse dayanmış durumda, asgari ücretle geçinmeye çalışan bir aileyi düşündüğümüzde çocuğunu kreşe göndermesi imkansız. İki kişi bile çalışıyorsa çok zor, oğlum benimle yaşıyor, eşinden ayrıldı, asgari ücretle çalışıyor, kira vermiyor ama pek çok masrafı var fakat biz bütçeyi ortaklaştırdığımız halde kreş ücretini karşılamak çok zor bizim için. Anne baba bir çalışıyorsa kirada oturuyorsa bile imkansız. Kadınlar bakım sorunu nedeniyle çalışma yaşamından çekilmek durumunda kalıyorlar, oğlum ayrılıp 15 aylık torunumla geldiğinde ben emekli olmak durumunda kaldım çocuğun bakımını sağlayabilmek için, hiç kimse yoktu bakacak. İşe girmek istiyorum hafta sonları çalışılmayan bir iş yok, çocuk evde olduğu için çalışamıyorum da.”

‘DAHA YAYGIN, ÜCRETSİZ, NİTELİKLİ KREŞLER, BAKIM EVLERİ İSTİYORUZ’

Bakım yükünün kadınların sırtına yıkılmasına tepki gösteriyor Hatice: “Kadınlar için çok büyük bir sıkıntı ekonomik boyutu da manevi boyutu da. Ancak en önemlisi kadınları eve bağlayan sadece kadınların üzerine kalmış bir sorumluluk bakım. Özellikle belediyeler ücretsiz kreşler açmalı hem de çalışmayan annelerin çocuklarına birkaç saatlik bırakabileceği bakım evleri sağlamalı, anne yarım günde olsa çocuğun oraya bırakıp kendine zaman ayırabilmeli. Ayrıca servisin olmaması da dert, kreş açıyorsunuz servis koyun herkesin araç olanağı yok, bu memleket ciddi anlamda emekçiler açısından çıkmazda zaten. Emeklilerin derdi ayrı bir dert. Belediyelerin, devlet kurumlarının kreş sorununa el atması gerekiyor. Tasarruf genelgeleri yayımlıyorlar ama o da emekçilerin sırtına yük bindiren tasarruflar oluyor. Kendileri istedikleri gibi harcıyor, har vurup harman savuruyorlar. Emekliden tasarruf ediyorlar, işçiye vermekten tasarruf ediyorlar, emekçinin ücretinden ekmeğinden tasarruf ediyorlar, haklarımızı gasbederek tasarruf ediyorlar, o zaman kendi saraylarından şatafatlarından tasarruf etsinler.”

‘YAZ DÖNEMİ KREŞ KAPANINCA EBEVEYNLER NE YAPSIN?’
Bugün MEB’e bağlı anaokulları aylık 2115 lira, 2150 lira aylık servis ücreti. Belediye kreşi 3500 lira servis yok, belediye kreşleri 1 aylık yaz okulu sonrası bir ay kapalı. Eşi belediye işçisi kendi bankacı olan bir kadın ise çocuğunu belediye kreşine gönderdiğini, eşi işçi olduğundan dolayı görece çok daha az ücret ödediklerini söylerken o da kreşin yaz dönemi 1 ay kapalı olmasından dert yanıyor: “İşçi olduğumuz için yarı fiyatını ödüyoruz, personel dışı ve belediye memurları tam ücret ödüyor. Belediye kreşlerinin fiziksel ortamı iyi ancak 17.30’da kapanıyor herkes memur değil, nöbet usulü altıya kadar tutabilirler çocukları. Daha önceki yıllarda 18.00’e kadardı pandemiden sonra 17.30 yaptılar öyle kaldı. Bir memur bile yetişemeyebilir beş buçuğa, trafiği başka şeyleri düşündüğünde sadece evde oturan insanlar göndermiyor. Biz eşim üzerindeyiz idare ettik, bakacak yakını olanlar baktırıyor ama idare etmek çok zor. Anneanneler babaanneler alıyor, bir destek olmazsa, ebeveynlerden biri esnek çalışmıyorsa kolay değil. Yaz aylarında 1 ay kapalı olması da ayrıca sorun. Temmuz sonu itibarıyla kapanıyor bir buçuk aya yakın kapalı kalıyor, bu kısmı da zor çünkü bir buçuk ay kim idare edecek. Her ebeveyn o döneme iznini ayarlayamayabiliyor ya da o dönem izin kullanmak zorunda kalıyor. Burada da dönüşümlü bir uygulamaya gidilebilir. Bakacak kimsesi olmayan ne yapacak, benim annem bakıyor annem olmazsa ya dönüşümlü izin almak durumunda kalıyoruz ya da çocuğu yanımızda işe götürmek zorunda kalıyoruz. Bu durum ebeveynler için bir çıkmaz. Kreşler 12 ay açık olmalı. Kreş ücretleri şu an 10 bin lirayı aşmış durumda asgari ücret düzeyinde. Belediyenin kreşleri bu anlamda daha avantajlı bir de daha güvenerek gönderdiğimiz bir kreş ama belediyeler her mahalleye yaygın bir biçimde kreş açmalı ve ücretsiz olmalı. Sosyal belediyecilikten istediğiniz bu.”
‘ALDIĞIM ÜCRETİ OLDUĞU GİBİ KREŞE VERECEĞİM’

Hatice’nin söylediği gibi ücretler ve bakım sorunu nedeniyle çalışma yaşamından çekilen, daha sonra iş bulamakta zorlanan işçi kadınlar da var. Bunlardan biri de İstanbul Tuzla’da yaşayan Aslı. Aslı Gebze’de bulunan küçük bir iplik fabrikasında 6 yıldır işçi olarak çalışmış, 9 ay önce doğum yaptığım için izne çıkmış. Doğum izni bittiğinde 3 aylık bebeğine bakacak yakını olmadığı için özel bir kreşe vermek zorunda kalmış. Devam ediyor: “İlk olarak kreşten 5 bin lira istediler. İki ay sonra zam yaptıklarını söyleyip benden 7 bin lira istediler. O dönem asgari ücretin altında 7 bin 500 lira ücrete çalışıyordum. Bir ay boyunca sadece kreş parası için çalışmış olacaktım. Ben de işten çıktım 5 ay boyunca çocuğuma kendim baktım. Eşim de fabrika işçisi, kira da oturuyoruz. Evimizin kirası 3 bin liraydı. Ev sahibi kiraya zam yaptığını söyleyip bizden 8 bin lira istedi. İlk başta itiraz ettik bu kadar zam yapamayacağını söylediğimiz de ‘Beğenmiyorsanız çıkın evimden’ dedi. Tuzla’da kira fiyatlarına bakınca uyguna ev bulmak mümkün değil bir de taşınma masrafları da eklenmesin diye bu ücreti ödemeye razı olduk. Ama kiraya, mutfak masrafına, faturalara bebek bezine, ıslak mendile gelen zamlar yüzünden bir maaşla işin içinden çıkamaz hale geldik. İşe yeniden başlama kararı aldım ama önce bir kreş bulmam gerekiyor. Kreş fiyatları uçmuş durumda bebek olduğu için görüştüğüm kreşler aylık 10 bin lira istedi. Bir fabrikada işçi olarak başladığımda asgari ücret alacağım. Kreşlerden istenen ücretler oldukça yüksek. Bu şartlar altında çalışsam bile kazandığım parayı kreşe vermek zorunda kalacağım” diyor.

Görsel: Pixabay

‘ÇOCUKLAR GÜVENCESİZ ELLERE EMANET’
Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği de uzun yıllardır emekçi kadınlarla çalışmalar yürütüyor ve her fırsatta kadınların ücretsiz kreş talebini dile getiriyor. Bugün çalışma yürttükleri Pendik, Tuzla gibi ilçelerde 150’nin üzerinde çalışan olan pek çok fabrikada kreş de kreş yardımı da yok. Mahalleler özelinde de ücretsiz ya da düşük ücretli, nitelikli kreş bulmak imkansız. Bugün pek çok kadın çocuklarının bakımını daha uygun fiyatlı olduğu için sübyan mektepleri, tarikat-cemaat yurtları üzerinden çözmeye çalışıyor. Ancak bu durum da çocukların ruhsal gelişimleri açısından pek çok sorunu beraberinde getiriyor. Dernek Başkanı Adile Doğan, kreşin önemli bir talep olduğunu söylerken şunları dile getiriyor: “Son dönemdeki hayat pahalılığından bu yana korkunç bir lükse dönüşen kreşler kadınların hayatından çıkıyor, çocuğu özel kreşe göndermenin mümkün olmadığı yerlerde çocuklar için başka bir güvencesizlik ortaya çıkıyor. Birçok kadın çalışma yaşamından çekilmek zorunda kalırken bir kısmı da hâlâ çalışmak zorunda. Kadınlar çocuklarını tabiri caizse merdiven altı yerlere bırakmak zorunda kalacaklar, bunlar çeşitli vakıflar, cemaat-tarikat yurtları oluyor. Ayrıca kadınların çocuğunu rastgele bıraktığı insanlar bulduğu bir süreci yaşıyoruz. Varsa etrafında ailesi öncelikli olarak onlar üzerinde çözmeye çalışıyor, evler birleştiriliyor, eltilerden biri çocuklara bakarken biri çalışıyor, kayınvalideyle birlikte kalınıyor vs. vs… Hiç böyle olanağı olmayan binlerce kadın var aynı zamanda ve maalesef çocuklarını çok güvencesiz ellere bırakmak zorunda kalacaklar, ki bırakmaya da başladılar. Burada sübyan mektepleri devreye giriyor, tanımadığı, çocuk bakımı meselesinde yeterli olmayan kişiler devreye giriyor. Örneğin bir kadının 5 çocuğu var, kadın çok cüzi bir rakama bir çocuğa daha bakıyor, onu da kabul ediyor. Bakıma muhtaç tüm çocuklar için başka bir güvensizlik açığa çıkmış oluyor.”
‘KADINLARIN ÇALIŞMA YAŞAMINDAN KOPARILMASI GİBİ SONUÇLAR KAPIMIZDA’
Kreş talebinin Derneğin en önemli talepleri arasında yer aldığını tekrar hatırlatan Doğan, uuzn bir zamandır yaşanan ekonomik kriz ve faturanın emekçilere kesilmesiyle birlikte bugün 5 bin liranın altında kreş bulmanın çok zor olduğunu söylüyor. “Kreş fiyatlarının neredeyse 18 bin liraya dayandı bir hal var evde en az 5 çalışan olacak ki kreş karşılansın, bir de kira fiyatları da asgari ücret düzeyine dayanmış durumda. Tüm bu tablo bize gösteriyor ki kapının çocukların üzerlerine kitlenip ebeveynlerin işe gitti günler yakınımızda. Güvencesiz ellere terk edilen çocuklar yakınımızda ya da kadınların iş yaşamlarına son verdikleri manzaralar yakınımızda… Bu durumda aslında kadınlar açısından kamusal alandan çekilmenin başka bir boyutu. Kadınların çalışma yaşamından koparılması ve sadece çocuk bakımına hapsedilmesi gibi sonuçlar bu dönem çok fazla göreceğiz gibi” diyor.
‘EK ZAM TALEBİ İLE BİRLİKTE KREŞ DE ASLİ TALEP OLMALI’
Doğan “ek zam” taleplerinin yaygınlaştığı bu dönemde işçi emekçilere şu çağrıyı da yapıyor: “Ek zam talebinin asli önceliklerinden bir tanesi çocuğuna daha güvenceli bir gelecek sağlamak. Doğal olarak bu talebin yanı sıra kreş talebi de işçinin asli talebi haline gelmek zorunda. Ek zam talebi için greve çıkan işçilerin kreş talebi de somut bir talep olarak devam etmeli. Ek zam artı kreş açılması, ek zam artı devletin çocuk bakımı, kreş meselesini güvence altına alması vs… Hepsi bu mücadelenin bir parçası olarak şekillenmek, kadınlar bu talebin etrafında birleşmek zorunda. “1 öğün ücretsiz, sağlıklı yemek” kampanyasında da gördük mücadele edince kazanıldığını bu anlamda da mücadele etmeye, kreşi asli bir talep haline getirmeye ihtiyaç var.”

Manşet görseli: Freepik 

İlgili haberler
Çalışan tüm annelere kreş imkanı tanınsın

Öteden beri zaten 150 kadın işçi çalıştıran işverenler kreş hizmeti vermek zorunda. E şimdi biz bu 1...

Çalışan kadınları düşünmeyen ‘kreş’ düzeni: Bakım...

‘Bakım yükünü bu kadar ağırlaştıran mekanizmalar yeniden düzenlenmeli. Kreşler artırılmalı, küçük ço...

Diyanet’in 4-6 yaş Kuran Kursları 'okul öncesi bir...

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Burhan İşliyen 11 Ağustos’ta katıldığı bir televizyon programında 4...

Kreş fiyatları uçuyor, çocukları kreşe göndermek h...

Okul öncesi eğitim bir hak olarak var, ancak erişilebilir bir hizmet değil. Kamuya ait tam gün kreş...

Kreş hakkı için, eşitlik için, ‘yasalara dokunma’...

Metal işçisi kadınların karşılaştığı temel sorunları ve 1 Mayıs taleplerini elektrik fabrikasında ça...

GÜNÜN DİKKATİ: Neden ücretsiz kreşler istiyoruz?

Çocuk Gelişimi Uzmanı Nuray Küçükyıldız, okul öncesi eğitim ve kreşlerin durumuna dair yazdı...

TÜRKİYE’DE KREŞLER VE ANAOKULLARI-1: Çocukların ba...

Kreş bir haktır, devlet açmalı ve yine devlet denetlemelidir. Ancak Türkiye’de kreşin karşılığı çalı...

TÜRKİYE’DE KREŞLER VE ANAOKULLARI-2: ‘Çocuğunuzu k...

Çocukların 3 yaşından önce kreşe gönderilmemesi, ev içinde belli bir psikolojik ve fiziksel olgunluğ...

TÜRKİYE’DE KREŞLER VE ANAOKULLARI-3: Kreş çocuklar...

Çocukların iyi olma haline dair tüm göstergelerin hanenin gelir seviyesiyle doğrudan ilişkili olduğu...