DERGİMİZDEN
Ataerki Suriyeli kadınların için de Türkiyeli kadınlar için de ortak. Yaşamda pek çok ortak yönü bulunan kadınlar şimdi de mücadele için ortaklaşmalı.
Kartal’da bir araya gelen Ekmek ve Gül okurları; İran’da kadınların tribünde futbol izlemesinin yasak olmasını konu eden ‘Ofsayt’ filmini birlikte izleyip, dergimize yazdılar.
Ömrümüze bulaşan zehri yıkıyor “Kamçılanma Mesafesi”. Uzunbay’ın karakterleriyle, bu zehri yıkamak için karşılaşıyoruz. Kadınlar sesleniyor. Bu zehri yıkamak için biz de bu sese eşlik ediyoruz.
Dokuz Eylül Üniversitesi Ekmek ve Gül Kadın Çalışmaları Topluluğu, “Kuşatılmış hayatlarımızdan sıyrılmanın araçlarından biri edebiyattır.” diyerek “Karakalpak Kızı” romanını birlikte okudu.
Her bir araya geldiğimizde, ülkenin gündeminde olanları, yaşadığımız eşitsizlikleri tartışabildiğimiz ortamlar yaratmak, konuşmak istediğimizi fark ettik. Tanışma toplantıları da bunlardan biriydi.
Müftülere nikah yetkisi verilmesini okurlarımız çevresindekilerle konuşup tartışıyor. Genellikle içeriğinin bilinmemesinin altı çiziliyor.
Binlerce yıl topluma şifacılık eden, toplumsal yaşama kaynaklık eden kadınlar şimdi yaşamın kıyısına itilen, baskılanan, eve hapsedilen kesim olmuş durumda.
Çorlulu kadınlar ‘Atma, paylaş’ kampanyası ile bir araya gelip eşyalarını paylaşıyor, dertlerini konuşuyor.
Pakistan Senatosu kız çocuklarının asgari evlenme yaşını 16 yaşından 18 yaşına kadar yükseltmek isteyen tasarıyı reddetti.
Ürdün’de devlet okullarında kartlı ya da kartsız eğitim isteyen hiçbir mülteci çocuk geri çevrilmeyecek.
İngiltere’de çocuk bakımı masrafı emekçi ailelerin ücretlerinin 7 katı.
Bu ay da birçok ilden ve ilçeden kadınlar, sorunları ve soruları, sevinç ve kaygıları, isyan ve dirençleriyle yer buluyor sayfalarımızda.
“Rızamız yok hayatımızın karartılmasına” demeye devam edecek kadınlar. Üzerlerine nasıl bir karanlık çullanırsa çullansın. Çünkü o karanlıkları aşacak gücün soluğu yüz yıldır sönmedi belleklerde.
Yoksul kadınların ortak öyküsünü okuduk ‘Eğreti Yaşamlar’ dosyasıyla. Esenyalı’dan memleketteki tüm kadınların yoksulluk, şiddet, ezilmişlik tablosunu gördük. Bir bağ kurduk Nuran’la, Sinem’le...
Yaşadıklarının ağırlığı yüzüne, bedenine, ruhuna yansımış olan Nuran’ın sinir krizi geçirdiği gece ben de yanındaydım. Sanırım o anları ömrümün sonuna kadar unutamayacağım.
Kadınların içinde bulunduğu durumu gözler önüne seren ‘eğreti yaşamlar’ dosyası aslında dernek olarak nelerle karşı karşıya olduğumuzu bir kez daha gösterdi.
Benim dinlediğim kadınların çoğu maruz kaldıkları şiddetten kurtulmak için çözüm bulmaya bile çalışmıyorlar. “Başvursam ne olacak ki?” diyorlar. Çünkü yasaların kadınları korumadığını düşünüyorlar.
Esenyalı ve Sincan’dan kadınların hayat hikayeleri…Çileleri, sorunları, talepleri aynı. Memleketin benzer semtlerinde yaşananlar gibi…
Nevin Yıldırım serbest bırakılmalıdır, suçsuzdur. Kadın davalarında, mahkemeler, erkekleri teşvik eden yasalar, bu hükümet, kadınlardan, müebbet hapis cezası almıştır...
Zeliha’nın babası ‘Sarıkamış şehidi’ olmuş. Kıtlık günleri başlamış sonra. Hele de annesi hastalanıp ölünce, hayatta kalma mücadelesi eklenmiş üstüne.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.