Tekstildeki bu sömürüyü birlikte durdurabiliriz
Paydossuz, tatilsiz, sohbetsiz, aşağılanarak, saatlerce kölece çalıştırmanın ne demek olduğunu iliklerine kadar yaşatan tekstil işçisi bir kadının tüm tekstil işçilerine çağrısı bu mektup…

Merhaba, ben tekstil işçisi bir kadınım. Biz işçilerin en büyük şikâyetleri arasında esnek, güvencesiz çalışma, özellikle cumartesi günleri uygulanan zorunlu mesailer ve özlük haklarının verilmemesi var. Hafta içi paydos saati 18:15 olmasına rağmen zorunlu olarak 20:00 veya 22:00’ye kadar mesaiye bırakılıyoruz. Bu durumdan rahatsız olmamıza ve işverenle görüşmemize rağmen “Anlaşma gereği yükleme tamamlanmalı” diyerek erteliyor talebimizi çoğu zaman. Ayrıca cumartesi günü yarım gün değil tam gün çalışıyoruz, sırf işverenin işleri aksamasın diye. Hafta sonu diye bir şey kalmıyor. Ailemizle vakit geçiremediğimiz gibi dinlenmeye bile zamanımız kalmıyor. Bu düzen değişmeli diyoruz!

‘İŞÇİ DE BİZİZ TEMİZLİKÇİ DE…’

Tuvalete gitmek ilk yarım saat ve paydosa yarım saat kala yasak. Yıllık izinlerimiz genelde kışın kullandırılıyor, doğru düzgün tatil yapamıyoruz. İş başında konuşmak, boş durmak yasak. Çalışırken işle ilgili bir hata yaparsanız paydos saatinde söktürüyorlar, yani dinlenme saatimizde de çalışmış oluyoruz. İşyerinde tuvalet temizliğini kendimiz yapıyoruz, hatta işyerindeki dikim bandını bile dönüşümlü olarak ortacılar süpürüp temizliyor, daha sonra tekrar kendi yaptığı işe devam ediyor. İşe ilk girdiğimde bana ‘Bu bandı sen süpür’ dediler, kabul etmedim. ‘Daha önce başka bir işçi temizlemek istemedi, o kızı işten çıkardılar’ diyerek baskı yaptılar bana. Biz işçi ve emekçilerin bu şekilde aşağılanmasını kınıyorum!

Bir makineci 45 dakika mola dışında sabit biçimde aynı işleme devam etmek zorunda. Makinecilerin iş başında ayağa kalkması da yasak (1 defalık lavabo haricinde). Makineciler elemanlara daha fazla sayı çıkarsın diye baskıya maruz kalıyor. Ortacılar ise sürekli ayakta olmak zorunda. Her makineciye bir ortacı düşmez, koca bantta en fazla 4-5 ortacı olur ve bu ortacılar tüm makinecilerle ilgilenmek zorundadır. Hatta makinecilerin içme sularını dahi ortacılar getirir. Makinecileri boş bırakmamak ortacının görevidir diyerek tüm karmaşayı ortacıların üzerine yıkarlar.

Bunların dışında kadınların fazla yük kaldırması yasaktır Elle Taşıma İşleri Yönetmeliği’ne göre ama ne yazık ki bir kadın olarak akşama kadar kaldırdığımız ağırlığın haddi hesabi yok. Model model işler gelir, ağır iş geldiğinde ‘yapamıyorum’ diyemezsin.

‘İŞÇİLER BİRLEŞİYOR, BU UMUT VERİYOR’

Genel olarak işyerlerimizdeki çalışma koşullarının ne kadar kötü olduğundan ve problemlerimizden bahsettim. Yaşamak için çalışmak zorundayız ama bu ağır koşullar biz emekçileri daha çok yıpratıyor. Tüm bu koşullara rağmen umutlu ve mutlu olmak için çokça nedenimiz de var. Son zamanlarda arkadaşlarımızla yan yana gelmeye ve bu sorunları nasıl çözebiliriz diye konuşmaya başladık. Tekstil sektöründe çalışanlar uzun süreli olarak aynı işyerinde çalışmazlar, bugün Bornova’da çalışan yarın başka bir ilçede de işbaşı yapabilir. Ve bu konuştuğumuz problemler ortak problemimizdir. Amacımız daha çok işçi arkadaşımızla yan yana gelip bu sorunları ustabaşı ve patronların karşısında yan yana durarak çözmek.

Biz işçiler artık yeter diyor, emeklerimizin karşılığını istiyoruz. Ekmek ve Gül aracılığıyla tüm işçi arkadaşlarımı da bu sömürü düzenine son vermek için mücadele etmeye çağırıyorum.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül