Müftülük yasasının Meclisten geçmesi ile tartışmalar derinleşti. Meclis binasının da yer aldığı Dikmen’de yasaya dair tartışmalar yürüten kadınlar yasa değişikliğinin amacını dini kuralların uygulandığı bir devlete dönüşme ve kadını toplumsal hayattan çekme olarak yorumluyor. Bu yasaların bir gün herkese dokunacağını ve o zaman tepki verilmeye başlanacağını düşünen kadınlar, daha erken davranmak gerektiğini belirtiyor.

Herkesi bilinçlenmesi, tüm kadınların birleşmesiyle yasaların geri çekilebileceğini düşünen Nebahat, OHAL’in hak talep etmeyi daha da zorlaştırmak için sürekli uzatıldığını söylüyor. Hülya ise yasanın nasıl uygulanacağından endişeli. “Müftülerin, imamların, taciz gibi kadının mağdur olduğu durumlara karşı tutumları doğru olmayacak. Geçenlerde bir haber okudum. Bir kadın ‘Kocam kızımı taciz etti’ diyerek müftüye gidiyor, müftünün cevabı ‘Bir kereden bir şey olmaz, aile arasında halledilir, aileye zarar gelmesin’le kalıyor. Bunun gibi bir çok örnekle karşı karşılaşmaktan endişeliyim” diyor.

Çıkarılan ve çıkarılmaya çalışılan yasaları desteklemediğini belirten Sevinç de yasa içeriğinin özellikle kadınlara iyi anlatmak gerektiğini düşünüyor. Gençlerin, çocukların cemaatlere muhtaç kalmaması için her yerde fonlar oluşturulmasını öneriyor ve “Demokratik haklarımız için ayrılıklarımızı bir kenara bırakarak, birlikte mücadeleye etmeliyiz” diyor.

Yine bir başka kadın da nikahların belediyelerde kıyılmasını tercih ettiğini belirtiyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: “Ben de inançlı bir insanım ama onların yaptığı iki işi birbirine karıştırmak. Kadınlar dahil kim hak aramaya kalksa gördüğü zulüm hepimizin içini yaralıyor. Tepkimizi oylarımızla göstermeyi deneyince de oyları çalarak elimizdeki tek imkânı da alıyorlar. Şu an kendim için olmasa bile kızımın geleceğinden çok endişe duyuyorum. Çocuklarımız şimdiden eğitim sistemi ile perişan oluyorlar, İmam Hatip’ten başka gidecek okul bulamıyorlar.”