Malunen emekli olsa da yaşamak için çalışmak zorunda…
Türk-İş’in açıkladığı eylül ayı verilerinde açlık sınırı 13 bin lira olmuşken malunen emekli olmuş, tek başına yaşayan bir kadının çalışmadan geçimini sürdürmesi mümkün değil.

İstanbul’da yaşamanın maliyeti İPA verilerine göre eylül ayından itibaren aylık 42 bin 593 liraya çıkmışken emekliler asgari ücretten çok düşük emekli maaşlarıyla bu şehirde hayatta kalmaya çalışıyor. Sağlık durumu sebebiyle çalışma yaşamına katılamadığı için malunen emekli olan Ayşe* de 7 bin 500 lira emekli maaşıyla İstanbul’un Maltepe ilçesinde yaşamını sürdürmeye çalışıyor.

Türk-İş’in açıkladığı eylül ayı verilerinde açlık sınırı 13 bin lira olmuş, yoksulluk sınırı 43 bin lirayı aşmışken malunen emekli olmuş, tek başına yaşayan bir kadının çalışmadan geçimini sürdürmesi mümkün değil. Çalışamaz koşulda olduğu için emekli olan birinin çalışmak zorunda kalacağı koşullara mahkum edilmesi ise büyük bir çelişki.

Ekim ayında Ayşe’nin emekliliği 1 yılını dolduracak. 5 bin 500 lira olarak almaya başladığı emekli maaşı temmuz ayında yapılan ek zamla 7 bin 500 liraya çıkmıştı. Geçimini bu maaşla sürdüremeyeceğini bilen Ayşe, evlere temizliğe giderek kendine ek gelir yaratıyor.

‘ETİ SADECE TEMİZLİĞE GİTTİĞİM EVLERDE SÖYLERLERSE YİYORUM’

Sosyal herhangi bir aktiviteye para ayıramadığını söyleyen Ayşe, “Sinemaya, tiyatroya gidemiyorum, konsere gidemiyorum. Sosyal aktivitelere ayırabileceğim bir bütçeye sahip değilim. Emekli maaşımın üstüne koyduğumla rutin bir hayat geçirebiliyorum. Kaç aydır et almadım. Temizliğe gittiğim evlerde dışarıdan yemek söyleyenler et tarzı yemekler söylüyorlar, yiyorsam bir oralarda yiyorum. Kendi evime 3 aydan fazladır et alıp pişirmiyorum” diye anlatıyor yaşadığı geçim sıkıntısını.

Kadınların yaşadıkları sorunlara, maruz kaldıkları baskılara karşı da mücadele eden bir kadın olan Ayşe, mahallesindeki kadın derneğine de üye. Ancak aldığı emekli maaşıyla derneğe aidat ödeme, mahallesindeki diğer kadınlarla dışarıda bir yerde buluşma gibi şeyleri yapamayacağını söylüyor. Cumhurbaşkanının “tasarruf” çağrısı yaptığı alanlar da tam olarak burası.

Malunen emekli olduğu için ücretsiz ulaşım kartı olan Ayşe, yaşadığı mahallesinden sık sık geçen minibüsleri ise ücreti 12 liraya çıktığı için kullanmamaya çalışıyor, “Otobüsle gidemediğim yerlerde minibüs kullanmak zorunda kalıyorum” diyor.

SAĞLIK SORUNUM İLERLİYOR

Emekliliğinin ardından haftanın 5 günü evlere temizliğe giden Ayşe, elinde sinir sıkışması yaşadıktan sonra çalışma sıklığını düşürmek zorunda kalmış: “Elimdeki sinir sıkışmasından dolayı ev işlerine gitmemem lazım. Mesleki rahatsızlıklar bunlar aynı zamanda, bez tutmaktan, sürekli aynı el ile aynı hareketi yapmaktan kaynaklı. Devam ettikçe sağlık sorunum artıyor. Zararı en aza indirmek için bileklik kullanıyorum. Sağlık açısından çalışmaman lazım. Çalışma zamanımı düşürerek çözüm buldum.”

Ayşe tek başına kirada yaşayan bir kadın. 4 ay önce yapılan zamla kirası bin 500 lira olmuş. Ama ev sahibinin kirayı tekrar artırmak için zorladığını söylüyor: “Benim evimin koşullarından daha kötü ev koşullarındaki ev sahipleri 3-4 bin lira yapmış kiralarını. Şimdi ev sahibim tekrar artırmak istiyor. ‘Artıralım ama sözleşme yapalım’ dediğimde de ‘Bizim sözümüzdür sözleşme’ diye ona da yanaşmadı. Ama bu evden çıksam uygun bir kira bulma şansım yok. 7 bin 500 maaş alırken 8 bin lira kirayı nasıl karşılayayım?”

“Önümüz kış” diyen Ayşe, elindeki rahatsızlık sebebiyle çalışmayı azaltmış olmasına rağmen haftada bir gün de doğal gaz faturasını ödeyebilmek için çalışmak zorunda kalacağını söylüyor.

EMEKLİ MAAŞI EN AZ 18 BİN OLMALI

“Ben de istemem böylesi sağlık problemleri yaşarken çalışmayı, neden çalışayım?” diyen Ayşe, en azından emekli maaşının en az 18 bin lira olması gerektiğini düşünüyor ki evine et, peynir, süt alabilesin. “Bu ay maaşım yetecek mi, şu meyveyi alabiliyor muyum diye düşünmeden yaşayabilmeliyim” diyor.

*İsim değiştirilmiştir

Fotoğraf: Ekmek ve Gül 

İlgili haberler
Dul aylığı alan 80 yaşındaki gülden Bölükbaş anlat...

‘3 liranın 5 liranın hesabını bile fazlasıyla yapıyoruz. Yiyecekler bozulmasın diye ona göre alıyoru...

Meclise çağrımızdır: Bütçe ayrılsın, çocukların sa...

Meclisteki tüm vekillere çağrı yapıyoruz. Çocukların beslenmesinden daha acil bir gündem yok. Meclis...

Özel Sektör Öğretmenleri 1 Ekim’de Meclis önünde b...

'Bizleri muhatap görmeyen ve sesimizi duymayanlara taleplerimizi bir kez daha haykırmak için 1 Ekim’...