Helin hâlâ bize bakıyor
Geçtiğimiz yıl silahlı saldırılarda 2 bin 279 insan can verdi. Bu acılara rağmen ‘hayırlı olsun’larla silah teşvik edilirken, Helin o güzel mavi gözleriyle bize bakıyor, ‘Durduralım bu vahşeti’ diyor…

İstatistikler… Son dönemde hayatımızda daha sıklıkla yer alır oldular. Veriler, sayılar bize daha çok şey anlatır oldular… Yıl yıl, ay ay, gün gün. İçinde yaşadığımız zaman diliminde ne yaşadıysak toplanıyor, veriler üste üste geliyor ve bir secere çıkıyor ortaya. Aynı ‘Büyük fotoğrafı’ anlatır gibi bize bir şeyler anlatılıyor. Ne anladıysak artık. ‘Bu ay şu kadar işçi ölmüş’, ‘Geçtiğimiz yıl şu kadar kadın cinayete kurban gitmiş…’ Ve çoğu zaman koca bir insanın hayatı, ‘büyük fotoğraf’ta sadece bir sayı olarak kalıyor. İstatistiği bir artıran… Ya da hayatta kalabildiyse bir azaltan… 

***

Bu hafta da bir rapor yayımlandı ve içinde artık alıştığımız istatistikler vardı. Konusu ‘Türkiye’nin Silahlı Şiddet Haritası’, hazırlayan uzun yıllardır bireysel silahlanmaya karşı mücadele veren Umut Vakfıydı. Açıyoruz raporu ve şunları okuyoruz: 
- 2015 yılında 2 bin 175 silahlı olay basına yansıdı. Bu da sonu yaralama ve öldürmeye varan silahlı şiddetin son dört yılda yüzde 69 oranında arttığı anlamına geliyor.
- 2018 yılında en çok olay Marmara Bölgesi'nde şiddet vakası yaşandı ve 2015’e kıyasla bu bölgede silahlı şiddet olayları yüzde 88 arttı.
- 2018’de bu 3 bin 679 olayda insanlar tüfeklerle, tabancalarla, kesici aletlerle, 2 bin 279 kişiyi öldürdü, 3 bin 762 kişiyi de yaraladı. Bir kısmı ağır yaralıların ne kadarının hastanede öldüğünü belirlenemedi.
- Ateşli ve kesici aletlerle işlenen bu cinayetlerin “bin 478’inde tüfekler”, “bin 429’unda (100’ün üzerinde beylik silahı olmak üzere) tabancalar”, “772’sinde ise kesici aletler” kullanıldı. 2015 yılında bireysel olaylarda 857 tüfek, 605 tabanca, 87 beylik silahı, 626’da kesici alet kullanılmıştı.

Yüzdeler, onlar, yüzler, binler…Bunları okurken çoğu zaman sayıların içinde boğuluyoruz değil mi?

2 bin 279…Geçtiğimiz yıl silahlı saldırılarda can veren 2 bin 279 insan.

Savaş değil, bir şey değil. Bunun bir nedeni olmalı değil mi? Bu insanlar sadece ‘bir sayıdan’ ibaret olamaz değil mi?

***

Silaha ulaşmak o kadar kolaylaştı ki internete girip hiçbir engel olmadan, silah alınabiliyor, kargoyla satın alanın kapısına kadar geliyor. Hiçbir engel yok. Ülkedeki silahların yüzde 85’i ruhsatsız. Sokakta yürürken her an bu istatistiklere dahil olabiliriz. Akademisyen olup odamızda cinayete kurban gidebiliriz. Düğündeyken bir kurşunun hedefi olabiliriz. Trafikte birini uyardığımızda bu mermilerin hedefi olabiliriz. Bunların önüne geçebilecek bir mekanizma ne yazık ki yok. Bunun yanında hatta teşvik var. Hem de ‘hayırlı olsun’larla… ‘Enflasyonla topyekün mücadele’ kapsamında tabanca fişeklerinde indirim yapılıyormuş. Açıklama Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu'nun. Gıdada zam üstüne zam yapılırken, vatandaşın zamlardan beli bükülmüşken, vatandaş sokakta birbirini rahatça öldürebilsin diye fişek fiyatlarında indirim yapılıyor, hem de açıklamanın sonuna ‘hayırlı olsun’ eklenerek…

Bu yaşananlardan ders alınmıyor, hatta teşvik büyüyor ve silahlı saldırılar artmaya devam ediyor. Hafızayı tazelemek iyidir. Unutmamak da öyle. Şöyle bir takvimleri karıştıralım. 15 Temmuz darbe girişiminde kaybolan ve dağıtılan silahlara ilişkin belirsizlik vardı, hâlâ var. Ankara’nın Çubuk ilçesinde bir kişi cinayet işliyor ve şöyle konuşuyordu: “Tabancayı 15 Temmuz darbe gecesi Ankara Emniyet Müdürlüğü önünde dağıtmışlardı. Ben de oradan almıştım.” Dönüp İçişleri Bakanlığının 2017 yılı faaliyet raporuna bakıyoruz. Bakanlığın verilerine göre 2014 yılında kayıp silah sayısı 14 bin görünürken, bu sayı darbe girişiminin ardından 2017 yılında 106 bine çıkıyor. Yani kayıp silah sayısı sadece 3 yılda yüzde 720 artıyor. Ve bu silahlar hâlâ kayıp, bu silahlarla belki de cinayetler işlenmeye devam ediliyor. Hükümet ise bu konuda sorulan sorulara cevap vermiyor, bu silahlar akıbetini korumaya devam ediyor. Bunun dışında adeta iç savaş provası görüntülerine sahne olan muhtarlara poligonda silah kullandırılması, bir belediye başkanının pompalı tüfeklerle karşılanması. Bunlar hep hafızada…

***
Başlıktaki isim... Helin Palandöken…

17 yaşındaki Helin bu kurşunların hedefi oldu 2017 yılının Ekim ayında…

Gencecikken, hayatının baharındayken kolayca ulaşılabilen bir silahla öldürüldü. Korkunç bir şekilde artan silahlanmaya karşı önlem alınmamasının, silahların teşvik edilmesinin sonucunda hayalleriyle aramızdan ayrıldı. Ailesi bin bir zorlukla büyüttü, bu yaşına kadar korudu… Baba Nihat Palandöken şöyle sesleniyordu: “Siz hiç bilir misiniz 17 yaşına getirene kadar ne zorluklar yaşadım ama işte sen zorluk çekerek evladını her türlü kötülükten korumaya çalışıyorsun, fakat bir gün caninin biri gelip senin en değerli varlığını elinden alıyor.” Nihat Palandöken daha sonra ‘acısını sırtına yükleyip’ ‘Bir daha bu acılar yaşanmasın’ diyerek düştü yollara, imza kampanyası başlattı. Şehir şehir gezdi, bu vahşetin durdurulması için bir gün Adana’da bir gün Ankara’da, Meclisteydi. Sesine ses katmak için hâlâ mücadele veriyor.

Bu acılara rağmen hâlâ ‘hayırlı olsun’larla silah teşvik edilirken, Helin hâlâ o güzel mavi gözleriyle bize bakıyor. Baba Nihat Palandöken sesine ses istiyor. ‘Durduralım bu acıları, bu vahşeti’ diyorlar. ‘Biz sayıdan ibaret değiliz’ diyorlar. ‘Biz öldük başkaları ölmesin’ diyorlar. ‘Silah dağıtanların, onlara göz yumanların, silahı kullananların, can alanların, bu cinayetleri ‘iyi hal’ diye aklayanların karşısına dikilin, onları durdurun, kardeşçe bir dünya içinde yaşayalım’ diyorlar… Bu ‘kötülük ittifakının karşısında ‘Gelin iyilerin ittifakında mücadele edelim’ diyorlar…

Helin o güzel mavi gözleriyle bize bakıyor hâlâ…

Kaynak: Evrensel Pazar

İlgili haberler
Bireysel silahlanmada kadınlar namlunun ucunda!

Bireysel silahlanma Türkiye’de kontrolsüz biçimde artış gösterirken bu durum kadın cinayetlerini de...

Başka Helinler olmasın başka kadınlar ölmesin

Helin Palandöken’in ölümünün birinci yıl dönümünde mezarı başında yapılan anmada kadın cinayetlerini...

GÜNÜN RAKAMI: Silahlı ölüm ve yaralanmalar yüzde 6...

Umut Vakfı ‘Türkiye Silahlı Şiddet Haritası 2018 Raporuna’ göre sonu yaralama ve öldürmeye varan sil...