Güvencesizlik çemberinin içinde kalmak
Denizli’de işinden atılan Nihal ve sağlık sorunları nedeniyle işinden ayrılmak zorunda kalan Ayşe yaşadıklarını Ekmek ve Gül’e anlattı.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde dünya genelinde kadınların özgür eşit ve şiddetsiz bir yaşam talebini dile getirecekler. Kadınlar olarak bu taleplerimizin karşılanmasını beklerken, bugün hâlâ sistematik baskı ve şiddetin her şekline maruz kalıyoruz. Bu dönem ise ekonomik baskı ve yükün ağırlığını daha fazla hissediyoruz. Öyle ki güvencesiz işlerde ne zaman işsiz kalacağımızı bilmeden, onca mobbinge ve baskıya rağmen çalışsak bile ekonomik kriz koşullarında ilk vazgeçilenin kadın emeği olduğunu biliyoruz. Evde çocuk bakımı ve yapılması gereken onca şeyin üstümüze yıkılması da bize mücadeleden başka çare bırakmıyor.

Tek tek hayatlarımızda yaşadıklarımız hem benzer hem özgün. Dertleşmek, çözüm bulmak ve kafa kafaya vermek için Denizli’de biri işinden atılan diğeri işinden ayrılmak zorunda kalan iki kadın işçinin evlerine misafir olduk. Çaylar koyuldu sohbet başladı. 14 ve 11 yaşlarında iki çocuğu olan Nihal, tek başına çocuklarına bakmak zorunda. Yemek firmasındaki işinden 1 ay önce çıkarıldı. Nafaka ve işsizlik maaşının ev geçindirmek için yetersiz olduğunu dile getiren Nihal sosyal güvencesizlikten şikayetçi. Nihal, bu durumu şöyle ifade ediyor; “Eski eşim işsiz kalsa yarın nafaka ödeyemiyorum dese ne yapacağım? Sosyal yardımlar yetersiz. Bir aydır iş arıyorum. Bir işe gittim, 14 saat çalışacağımı orada öğrendim. Akşam saat 6’ya geldiğinde daha fazla çalışamam dedim ve çıktım. Sosyal yardıma başvurmak için gittiğimde tek seferlik 750 lira ödeyeceklerini söylediler. CİMER’e yazdım ve bu ödeme aylık 1200 liraya çıkarıldı. Hakkım olmasına rağmen illa yalvarmamızı bekliyorlar. Ses çıkarmasam, mücadele etmesem bu parayı bile alamayacaktım.”

‘SENİN MESAİLERİ ÖDERİZ AMA KİMSEYE BAHSETME’

Nihal’in çalıştığı dönem, fazla mesai yapmasına rağmen hakkı olan parayı alabilmek için de şirket yetkilileriyle karşı karşıya gelmişti. Nihal bu olayı şöyle aktarıyor; “Mesai benim hakkım, almak için yetkililere gittim. Durumu izah ettim. ‘Çalıştığım saatler içerisinde bu kadar saat mesaiye denk gelmiyor mu’ diye sordum, yetkililer tarafından onaylandı fakat şirketin böyle bir ödeme yapmadığını söylediler. Ben çok diretince ‘Tamam senin mesaileri ödeyeceğiz fakat bundan kimseye bahsetme’ dediler. Bu durum benim içime sinmedi ve çalışma arkadaşlarıma bundan bahsettim. Şirkette bir nevi mimlenmiş oldum. Böylece çıkışımı vermeleri de uzun sürmedi.”

İŞSİZLİK MAAŞI AYLARDIR YATMADI

Çocuğu 2. sınıfa giden Ayşe önceden dokuma işçisiydi, çocuğuna bakabilmek için işi bırakmak zorunda kaldığını ve sağlının çalışmak için elverişsiz olduğunu dile getirdi. Artık malulen emekli olmak isteyen Ayşe çocuğu için mücadele ediyor. İşsizlik maaşının aylar önce onaylanmasına rağmen henüz maaşı ödenmeyen Ayşe yaşadıklarını şöyle özetledi: “Omurgamda, dizimde, kalbimde sağlık sorunu var ve artık malulen emekli olmam lazım. İşyerinde ritim bozukluğundan iki kere baygınlık geçirdim. Astımı, fıtığı olanı zaten işe almıyorlar sonradan ortaya çıkarsa da işten çıkarıyorlar. İş ayrı, ev ayrı yorucu.”

Fotoğraf: pvproductions/Freepik