Rize’ye yaptığım seyahatle tanıdım İa’yı. Adı değişik gelecek size biliyorum, duyduğumda ben de şaşırdım ve anlamadım, ancak pasaportunu gösterince anlayabildim adını. Bindiğimiz otobüsün hostesiydi İa. Yüz hatları oldukça yorgunken o bu yorgunluğa inat bir o kadar içten ve yakın bir kadın. Aksaray-Batum arası bir otobüs işletmesinde çalışan 43 yaşındaki İa’nın bedeni yorgunluktan ve uykusuzluktan çökmüş ama ayakta kalıp işini tamamlaya gayret gösteriyordu o. Yolcular yerini alıp seyahat başladıktan bir saat sonra çay, kahve sevisi yaparken sohbetimiz başladı.
“Firmanın çay, kahve servisi yok ama insanlar 24 saat yolculuk yapıyorlar, ben servis yapıyorum o yüzden” diyor. Bu arada küçücük bedeniyle insanların taleplerine yetişmeye çalışıyor; sohbet etme ihtiyacı duyuyor ki arada yanımıza uğramayı da ihmal etmiyor. Şoföre de servis yapıyor, ön koltukların istekleri bitince yanımıza geliyor, çalışma koşullarını konuşuyoruz biraz da. “Koronadan önce 5 gün çalışıyordum 2 gün evime gidiyordum, korona patlak verince 3 gün çalışmaya başladım, Aksaray-Tiflis arası. Pandemiden önce sınırda bize ev kiralamışlardı, ben sınırı geçmiyorum. Otobüsün sınırı geçip tekrar dönüşü 6 saati buluyordu. Ben bu arada eve gidip duş alıp uyuyordum. Dönüş zamanı tekrar sınırdan otobüse biniyordum ama pandemiyle birlikte firma evi kapattı. Çalışmalar 3 güne düştü çünkü. Bu sefer yine sınırı geçmiyorum, Tiflis sınırında inip 6 saat oyalanıyorum. Duş yok, uyku yok. Yorgun bir şekilde çalışmaya başlıyorum, fırsat bulursam otobüste herkes uyuduktan sonra 1, 1 buçuk saat kadar uyumaya çalışıyorum ben de.”
Evli olduğunu eşinin de Tiflis’te olduğunu öğreniyoruz. 3 günün ardından yanına gittiğini söylüyor. 8 gün karantinada kalıp 8 günün ardından korona testi verip tekrar 3 gün aralıksız çalışıyormuş. Bu arada test parasını da cebinden ödediğini belirtiyor. Ufak bir hesap yapıp, “100 lira alıyorsam pisuar testinden sonra bana 40 lira kalıyor” diyor.
Eşinin çalışıp çalışmadığını sorunca “2 yıldır tüberküloz hastası, çalışmıyor” deyip eşinin fotoğraflarını gösteriyor. O da en az İa kadar solgun, zayıf ve tükenmiş görünüyor. “Çocuğum olmadı. Sorun bende olmasına rağmen eşim de ailesi de beni hiç suçlamadılar. Beni hiç incitmedi” diye de ekliyor.
‘PANDEMİDE 7 AY KİRAMI ÖDEYEMEDİM’
Devam ediyor pandemi süreci ile birlikte değişen çalışma koşullarını anlatmaya: “Aldığım para yetmez oldu, 7 ay kiramı ödeyemedim. ‘Nasıl olacak, ne yapacağız?’ diye düşünmeye başladık. Kayınvalidemin memleketi Zestafoni’ye taşınıp bahçe ekip yaşamaya çalışacaktık ama ev sahibim 7 aylık kiranın üzerini sildi ve ‘Gitmeyin siz güzel insanlarsınız’ dedi. Omuzlarımızdaki yük bir nebze üzerimizden kalktı. Sonra firmaya devam ettim. Eşim orada bir başına ve hasta. Eşim çok yeteneklidir, mobilya ustası, elinden her iş gelir ama hastalık buna izin vermiyor. Şimdi ona elime para geçtikçe malzeme alıyorum. Son günlerde nona ağacı yetiştirmeye başladı, hani o küçük Japon ağacı. Gelişmesi 10, 15 yıl sürüyor” dedikten sonra gözleri derinliklere dalıyor. “2 üniversite bitirdim ben. Bizim ülkede eğitimsiz insanlara cahil diye bakarlar. Herkes muhakkak yüksek eğitimini yapar. Ama ülkenin çöküş döneminde iş bulmak zorlaştı. Komünizm çökünce zor günler başladı ama eğitim hâlâ benim ülkemde önemlidir. Ayrıca şartlar zorlaşmış olsa bile demokrasi var hâlâ ülkede. Pandemi sürecinde parasal destek ve yiyecek yardımını kesmediler. Hükümet pandemi dönemindeki sokağa çıkma yasaklarında kesilen cezaları iptal etti çünkü ‘Zaten işsizlik ve yoksulluk var’ dediler ve cezaları iptal ettiler. Evet işsizlik var fakat Gürcistan’da yaşam Türkiye’ye göre daha ucuz.”
İNSANCA ÇALIŞMA VE YAŞAM KOŞULLARI İÇİN MÜCADELEDEN BAŞKA SEÇENEĞİMİZ YOK
Ailesinden ve biraz da kendinden bahsediyor. Anne babasını kaybetmiş, İkiz kız kadeşi olduğunu onun da evlenip Amerika’ya yerleştiğini ifade edip ekliyor: “Ben de gidebilirim fakat eşim gelemeyeceği için gitmiyorum”. Sürekli yüzünü boynunu sildiğini fark ediyorum. Boynu silinmekten tahriş olmuş. Sorduğumda rahim ve yumurtalıklarının alındığını, bu nedenle menopoza girdiğini söylüyor. Sohbetimiz sonrası 1 saat kadar boş bir koltukta dinlenmeye gidiyor…
Yolculuk boyunca sık sık yanımıza uğrayan İa insanca çalışma ve insanca yaşam koşuları olmayan bu sistemde varlık mücadelesi veriyor. Bende derin izler bırakan bu kadın bana yeniden hatırlatıyor ki, bu sistemde ne insanca çalışma koşullarını ne de insanca yaşamı bize vermeyecekler. Bizimse tek yapacağımız hiçbir ayrım gözetmeksizin birleşip mücadele etmek, başka bir seçeneğimiz yok.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Dünyadaki ilk kadın hostes: Ellen Church
Hosteslik mesleği 90 yaşında... Asıl mesleği hemşirelik olan Ellen Church, bundan tam 90 yıl önce il...
Mutlu uçuş yok, bitmek bilmeyen sorunlar var
31 Mayıs Dünya Hostesler Günü’nde özel bir havayolu şirketinde hosteslik yapan Özlem ve Türk Hava Yo...
Fatma Akdeniz’in katledilmesinin sorumlusu kim?
Güzeltepe’de eşi tarafından katledilen Fatma Akdeniz için mahalleli kadınlar katilin hala yakalanmam...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.