Sözde “yerli ve milli” söylemini dillerine dolayan gazetecilerin, siyasetçilerin, tarikat yurtlarında tacize, tecavüze uğrayan çocukları gündem yaptıklarını, yazdıklarını, çizdiklerini, tepkilerini ortaya koyduklarını ben duymadım; gören, duyan var mı?
Bu gazetecilerden ve siyasetçilerden, 12 yaşındaki Abdulbaki Dakak’ın Şanlıurfa’da merdiven altı yurda gitmek istemediği için yurda yakın bir ahırda asılı bulunması hakkında iki cümle yazdığını veya söylediğini duyduk, okuduk mu?
Nasıl unutturdular Ensar Vakfı’ndaki toplu çocuk tacizini?
Ailenin rızası ile evlendirilen 6 yaşındaki çocuk haberinin de üzerinden çok zaman geçmedi. Gün geçmiyor ki tarikat yurtlarında çocuklar, şiddet, taciz, tecavüzle gündeme gelmesin. Fakat her nedense “yerli ve milli” söylemle cümlelerine başlayanlar bu konularda sus pus…
Dün bir sokak röportajında; otuzlu yaşlarda kapalı bir kadın sesini, sadece kendisiyle röportaj yapan gazeteciye ve onun kanalına değil, tüm dünyaya duyurmak istercesine haykırıyordu: “Ben okumadım, on beş yaşında evlendirildim. Çünkü ücretsiz gittiğim yurt öğretmenleri, anneme ‘Kızın gözü açılmadan, sandalyede oturduğunda ayağı yere değiyorsa hemen evlendireceksiniz, okutmayacaksınız’ dediği için on beş yaşında çocuk gelin oldum, tüm dünyam karardı. Gençler siz okuyun. Yurtlara değil, okullara, üniversitelere gidin.”
Bu sokak röportajı, yukarıda tanımlanan siyasetçi ve gazetecilerin kadınlar hakkındaki düşüncelerinin, onlara biçtikleri geleceğin somut dışa vurumuydu. Çocuk taciz ve tecavüzlerine üç maymunu oynayanlar, kadınların başarılarından hayatta hiçbir şeyden korkmadıkları kadar korkuyorlar. Şimdi de kadınlara, farklı kimliklere karşı nefret söyleminin orkestra şefliği görevini Akit gazetesinin yaptığı koro hep bir ağızdan, başarıya imza atan kadın voleybol takımının oyuncularından Ebrar Karakurt’u hedef göstermekte, onun özelinde nefret dilini yoğunlaştırmakta.
Toplum olarak sarı öküzü çoktan kaptırdık. Sessizliğimizden güç alanlar saldırı alanlarını genişletti. Artık “Bana değmeyen yılan bin yaşasın” söyleminin arkasına sığınamayacak kadar yılan oramıza, buramıza, burnumuzun dibine kadar yaklaştı. Yarın çok geç. Amasız, fakatsız bugün Ebrar Karakurt’un yanında olma, onun ve arkadaşlarının başarısını gölgelemelerine izin vermeme günü. Ebrar Karakurt yalnız değil.
Fotoğraf: DHA
İlgili haberler
‘Ebrar Karakurt yalnız değildir’
Sosyal medya hesabından kız arkadaşıyla fotoğrafını paylaşan ve saldırılar üzerine paylaşımı silen A...
A Milli Kadın Voleybol Takımı, Milletler Ligi'nde...
FIVB Milletler Ligi finalinde Çin'i 3-1 yenen A Milli Kadın Voleybol Takımı, organizasyonda ilk kez...
Cinsiyet eşitliği temelinde spor anlatımı mümkün m...
‘Alan Savunması, hayatın her alanında olduğu gibi spor ve spor medyasında da cinsiyet tahakkümü kurm...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.