Yıkıntıların arasından biraz yukarı mahallelere doğru çıkıyoruz İskenderun’da. Gültepe, Buluttepe mahallelerinde çatlamış, hasarlı evler arasında kadınlar görüyoruz çoğunlukla… Kadınları dinlediğimizde ya barınma sorunundan ya da çocuklarının kesilen eğitiminden bahsediyor. Geçinemediklerini belirten depremzedeler böylesi bir dönemde artan kira fiyatlarına da tepki gösteriyor.
‘ÇOK BİR ŞEY İSTEMEDİK, SIĞINACAK BİR YER İSTİYORUZ’
Önce Gültepe mahallesinde hasarlı bir evde oturmaya devam eden yaşlı bir kadın evinin pencereleri olmadığı için naylonla ve battaniyeyle kapatmaya çalışmış. Eşinin engelli; bir kızı ve üç torununun olduğunu belirten Nazmiye Kılıç kızının ve çocuklarını İstanbul’a gönderdiğini ekledi. 3 yaşındaki torunun engelli olduğunu ve onun bakımı dolayısıyla çok zorlandıklarını belirten kadın, “O mahşeri yaşadığımızda dışarı attık kendimizi. Zaten ev diye bir şey kalmadı. Biz de 15 gün dışarda kaldık. Sonra bu eve geçtik. Hangi birini söyleyelim, gelip de kimse sormadı biz ne yapıyoruz? Gencecik insanlar gelip de ‘elimizden geleni yaparız sizin için’ diyor. Kocaman insanlar bize sırtlarını döndü gencecik çocuklar dayanışma gösterdi. Kimse el uzatmadı. Çok bir şey istemedik; sadece sığınacak bir yer istedik” diyor.
‘GEÇİNEMİYORDUK, BÖYLE BİR DÖNEMDE DAHA DA ZOR’
Buluttepe mahallesine devam ederken kadınlarla bir araya geliyoruz; burada da kadınlar geçim sorunu ve bununla birlikte erişilemeyen ihtiyaçlara dikkat çekiyor.
“Bize kimse sormadı neye ihtiyacımızın olduğunu. Buraya gelen gönüllüler bize destek oldu” diyerek sözlerine başlayan bir kadın evde 6 kişi olduklarını, eşinin ise İzmir’de işçi olduğunu söyledi. Kadın, “Oradaki işi de sürekli değil, olsa giderim zaten ama gidemeyiz. Kıt kanaat geçinmeye çalışıyoruz, çok fazla bir şey kazanmıyor zaten. Bir insan asgari ücretle nasıl geçinsin? Hele böyle bir dönemde” diye soruyor.
Temiz suya erişimin de çok sıkıntılı olduğunu söyleyen kadın, “Çeşmeden kimse kullanmıyor, zaten içmeyin diyorlar, onu çamaşır için kullansak. Temiz suya ihtiyacımız var. En çok da kullanılan su zaten, olmazsa olmaz” diyor.
‘TOKİ EVLERİ HASARLI’
Bir genç kadın da “Ben TOKİ’de kalıyordum, depremde zemin kattaydım. Ev çok zarar gördü. TOKİ evleri ‘hasarsız’ diye gösteriyorlar haberlerde. Niyeyse yansıtılmıyor. Kim geldi, kim denetim yaptı, zaten belli değil. Kimse bana bir şey sormadı. Neye göre hasarsız diyorlar? Evimiz yıkılmadı belki ama etkisini çok fazla yaşadık. Eve giremiyoruz, ölen çocukları gördükten, bunca şeyi yaşadıktan sonra nasıl girerim o eve. Neye göre hasarsız diyorsunuz?” diye tepki gösteriyor.
Bundan sonrası için ne düşündüğünü sorduğumuz genç kadın, “O evimizin daha ödemesi vardı, 45 ay daha ödenecek. Ne kadarını ödediğimizi bile hatırlamıyorum artık, 6 ayda bir üzerine zam geliyor. Biz ödedikçe daha fazla çıkıyor. 45 taksit daha kalmıştı geriye” diyor.
‘SURİYELİYİM DEME Kİ ÇADIR VERSİNLER, DEDİLER’
Mustafa Kemal mahallesi pazaryeri çadırketinde ise bir Suriyeli mülteci kadın ile sohbet ettiğimizde kadın şöyle başlıyor sözlerine, “Türkiye’ye gelmek zorunda kaldık savaş vardı, her yer aynı. Buraya geldik, daha önce çalışıyordum şimdi bebeğimiz var diye çalışmıyorum. Eşim çalışıyor. 2013’ten beri yaşıyoruz burada, hala ‘Suriyeliyim deme ki sana çadır versinler’ diyenler oldu. Devlet bize maaş veriyormuş! Olur mu öyle şey, ben çalışmazsam market ben Suriyeliyim deyince ekmek mi verecek, patron iş mi verecek. Biz de çalışıyoruz geçinmeye çalışıyoruz.”
‘BİZ NE KAZANIYORUZ DA O KADAR KİRA ÖDEYELİM?’
Evlerinin ağır hasarlı olduğunu belirten kadın, “Evler çok pahalı, evi olan varsa hasarsız 6-7 bin TL diyor. Biz ne kazanıyoruz ki bunu ödeyeceğiz? Eşim asgari ücrete bile çalışmıyor. Patronlar da fırsatçı. Eşim 250 lira yevmiye alıyor. Ben aylık ne yapabilirim? Aynısını yapan 400-500 alıyor ama Suriyeliye 250 TL. Beğenmezsen git diyorlar. Mecbursun, ailen kalmadı, evin kalmadı zaten ülken kalmadı. Bir de işimiz elimizden gitmesin diye 20 lira verse bile çalışacaklar. Yoksa 12 saate çalışıp bunu kabul eder mi insan?” dedi.
‘SÖZDE İYİLİK YAPAN YILLIK DEĞİL 6 AYLIK KİRA İSTİYOR’
Ev kiraları artışına dikkat çeken kadın, “Yevmiyeler azaldı ev kiraları arttı. Daha bugün bir eve baktım emlakçıdan. 6 bin 500 istiyor bir de 6 aylık peşin istiyor. Eşyasız. 6 bin 500 eve 6 aylık ver. Bazıları senelik istiyor. İyilik yapan 6 aylık istiyor yani. Elektriği, suyu, tüpü… Umarım bir gün insanlar fırsatçı olmaz. Düşünsünler ben de insanım” diyor.
‘ÇOCUKLARIMIZIN EĞİTİMİ İÇİN DERSLİK KURSUNLAR’
Ayrıca en önemli sorunlardan birinin çocukların eğitim sorunu olduğunu belirten başka bir kadın, “Eğitimden geri kaldı çocuklarımız. En azından okulun bahçesi geniş, tehlikesi çok yok veya başka bir alan da olabilir. Oralarda derslik kursunlar, bu yapılırsa bir öğretmen de gelir ki zaten gönüllüler de var. Ben evde gösteriyorum ders çocuğa ama benim göstermem yetmez. Ben gösterebiliyorum ama bazı kadınlar hiç gösteremeyebilir” diye konuşuyor.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Deprem bölgesinde önlem alınmazsa uyuz vakaları ar...
İskenderun’daki Mustafa Kemal Mahallesi pazar alanında yer alan çadırkentte sağlık emekçileri en öne...
Malatya'da Çocuklar için Gökyüzü Çadırı kuruldu
Ekmek ve Gül’ün Kız Kardeşlik Köprüsüyle Hayatı Yeniden Kuracağız Kampanyası karşılık buluyor.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.