Çanakkale 8 Mart Kadın Platformu: 'Şiddetsiz, güvenli yaşam istiyoruz'
Çanakkale 8 Mart Kadın Platformunun çağrısıyla kadınlar kadın cinayetlerine ve şiddete karşı bir araya geldi.

Çanakkale 8 Mart Kadın Platformunun çağrısıyla kadınlar kadın cinayetlerine ve şiddete karşı bir araya geldi. Eski Salı Pazarı'nda buluşan kadınlar İskele Meydanı'na yürüyüş yaptı. Ardından meydanda basın açıklaması yapıldı. Açıklamayı platform adına Filiz Tekin okudu.

BİR BAŞKA FAİL DAHA VAR!

Açıklamada, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonunun 2025'in ilk dört ayında 98 kadının öldürüldüğüne ilişkin verilerine dikkat çeken Tekin, "Çanakkale’de 16 Şubat 2024 tarihinde Biga’da Saliha Gizem Yıldızhan bir süredir ayrı yaşadığı boşanma aşamasındaki eşi Fırat Yıldızhan tarafından katledildi. Yine 12 Mart’ta Çanakkale’nin Gelibolu ilçesinde Canan K. Oğlu Furkan T. Tarafından bıçaklanarak yaşamını yitirdi. 30 Ekim 2024’te, Çanakkale’nin Hamidiye Mahallesi’nde, ÇOMÜ öğretim üyesi Tuğba Yavaş, 5. kattaki evinin balkonundan park halindeki bir motosikletin üzerine düşerek hayatını kaybetti. Aynı üniversitede akademisyen olan eşi Alptekin Yavaş cinayet şüphesiyle tutuklandı, yargılama devam ediyor. Son olarak 16 Mayıs 2025 tarihinde Zeynep Zan boşanma aşamasında olduğu, uzaklaştırma kararı bulunan Uğur Zan isimli erkek tarafından sokak ortasında başından vurularak öldürüldü" diyerek Çanakkale'deki kadın cinayetlerine vurgu yaptı.

Kadınların her gün her alanda tehdit altında olduğunu ifade eden Tekin, kadınlara yönelik şiddet tehdidinin cezasızlıkla büyüdüğünü belirtti. Kadınları katledenlerin bu düzenden cesaret aldığını belirten Tekin, "Kadınlara çocuklara, LGBTİ bireylere yönelen bu vahşi şiddetten sadece failler değil, İstanbul Sözleşmesi'ni feshederek, 6284'ü etkin uygulamayarak, kadınların güvenli ve güvenceli yaşaması için politikalar geliştirmeyenler, eşitlik hakkına karşı kampanya yürütenler, var olan haklara saldırarak cezasızlığı dayatanlar sorumludur" dedi.

İktidarın kadınları şiddete karşı korumak için herhangi bir adım atmadığını söyleyen Tekin, "Kadınların şiddetten korunması gerekli olan şiddet önleme ve izleme merkezi (ŞÖNİM) sayısı yıllar içerisinde neredeyse hiç değişmedi. Sığınma evi sayısı 6 yılda sadece 2 arttı. Kadınlar şiddetten korunmak için tedbir kararı almakta zorlanıyor, uzaklaştırma kararları eskisine göre daha kısa süreli olarak veriliyor. Kadınların şikayetlerine 'kovuşturmaya yer yok kararları' veriliyor. Tehdit altındaki kadınların sözleri öldürülene ya da ölümün eşiğine gelene kadar dikkate alınmıyor" ifadelerini kullandı.


ARTIK YETER

Aileyi güçlendirme adı altında eşitsizliği büyüten politikaların kadınların hayatını her alanda güvencesiz hale getirdiğini belirten Tekin, "Kadın cinayetleri devam ederken, sorumlular izlemekle kalmıyor; caydırıcılıktan uzak kararlar, iyi hal indirimleri, cezasızlık ve yasal boşluklarla bu şiddeti besliyor. Yargı cinayetleri değil, kadınların yaşamlarını soruşturuyor. Şiddet mağduru kadınlar failler tarafından 'Yatar çıkarım' diye tehdit ediliyor" diyerek kadın cinayetlerinin politik olduğunu vurguladı.

Ancak tüm bunlara rağmen kadınların susmadığını ve katledilen tüm kadınların hesabını sormaya devam ettiğinin altını çizen Tekin, "Tacizcilerin, istismarcıların, kadın katillerinin kollanmasına, mobbinge, tacize, baskıya, cinsiyetçi, ayrımcı uygulamalara, işsizliğe, yoksulluğa artık yeter diyoruz; şiddetsiz bir yaşam istiyoruz" dedi.

Fotoğraflar: Ekmek ve Gül