Bursa’da işçi kadın buluşması: Nefes alacak zaman bulamıyoruz!
Bursa’da Ekmek ve Gül grubundan kadınların buluşmasında bir araya gelen kadın işçiler, kovid-19 sürecinde yaşadıkları sorunları konuşarak birlikte mücadele çağrısı yaptı.

Bursa’nın Panayır Mahallesi’nde Ekmek ve Gül grubundan kadınlar Psikoterapist Dr. Müberra Yenişar ile salgın sürecinde kadınların yaşadıkları sorunları konuşmak için bir araya geldi. Toplantıya katılan işçi, öğretmen, liseli ve üniversiteli kadınlar pandemi süreci boyunca ve hâlâ devam eden sorunlarından bahsettiler.  

Demirtaş Organize Sanayide tekstil fabrikasında çalışan işçi bir kadın, fabrikasında yeterli sağlık koşullarının ve koruyucu önlemlerin sağlanmadığını belirtti. Fabrika mescidinde bulunan aynı seccadeyi birçok kadının kullandığını belirten işçi, “Benim ya da bir başka arkadaşımın uyarılarıyla hallolacak bir durum değil bu. Yeterli uyarılar yapılmıyor, önlemler alınmıyor. Üç kadın arkadaşım koronaya yakalandı ama değişen bir şey yok hâlâ” dedi. Üretimi artırdıklarını ve nefes alacak zaman bulamadıklarını söyleyen işçi kadın yoğun çalışmanın yanı sıra iş yerindeki yemeklerin de çok sağlıklı olmadığını belirtti. “Bu durum bizlerin direncinin düşmesine ve hastalığa en çok işçilerin yakalanmasına neden oluyor” dedi.

İŞÇİ KADINLAR TEPKİLİ: ÖNLEMLER YETERSİZ!

Dokuma farikasında çalışan bir başka işçi kadın ise, “Sabah gidiyoruz mesai bitimine kadar aynı maskeyle çalışmaya devam ediyoruz. Çalıştığımız ortam çok tozlu, patron üretim alanına neredeyse hiç gelmiyor geldiğinde de oldukça kendini korumuş bir şekilde geliyor işçilerin sağlığı onlar için çok da önemli değil. Bize ‘maske takın’ diyen usta kendisi maske takmıyor bu nedenle bizler onu uyarıyor ve yakınımıza yaklaşmamasını söylüyoruz” diye konuştu.

Bir özel eğitim sınıfında çalışan ortaokul öğretmeni ise yetkili mercilerin gerekli sorumlulukları almadığını belirterek “Okula haftada beş gün gidip geliyorum. Birebir eğitim verdiğimiz için bu süreç bizim açımızdan çok daha zor ve tehlikeli. Çocuklarla yakın temastayım, onlarla iletişim kurmakta zorlanıyoruz ve çoğu zaman maske ve hijyenleri için fiziksel temasta bulunmamız gerekiyor. Bütün bunlara rağmen Milli Eğitim kendi sorumluluğunu bizim üzerimize yıkıyor. Ne çocukların ne de eğitimcilerin hangi koşullarda olduklarından bihaberler. Bütün sorumluluk yine bizlere yükleniyor” dedi.

İki çocuk annesi bir ev kadını ise kovid-19 sürecinde enfekte olmaktan kaygılandıklarını fakat eşinin çalıştığı için karantina sürecinde evde kalmasının kendisi ve ailesi açısından olumlu geçtiğini belirtiyor. Çocuklarıyla ve eşiyle çok daha fazla zaman geçirme imkânı bulduklarını ifade eden kadın şöyle devam ediyor: “Bana hep çok para harcadığımı söyleyen eşim bu süreçte, pazar market işini de kendisi yapmaya başladı. Zaman geçtikçe pazar ve market fiyatlarının çok fazla olduğunu görüp bana hak verdi.”

 Salgın yüzünden iki akrabasını kaybeden bir kadın ise sevdiklerinin cenazesine gidememenin ve ailelerinin yanında olamamanın acısını yaşadığından bahsederken bu durumun çok yıpratıcı olduğunu söyledi.

Kızıyla birlikte kovid-19’u atlatan bir diğer kadın çevresinin onun üzerinde yarattığı baskıdan bahsetti. Bu dönemde en çok da desteğe ihtiyaç duyduğunu belirten kadın “kovid’i yakın akrabamın düğününe gittiğimde kaptım. Eşimin ailesi beni düğüne gittiğim için suçladılar ve üzerime geldiler. O dönem psikolojim oldukça bozuldu. En yakın çevremin bana karşı bu tavırları hastalıktan çok daha fazla yıprattı. Kendimi çok yalnız hissettim şimdi kızım da ben de çok iyiyiz ama içimde bir kırılganlığım oluştu. Bizlerin bu süreci dayanışma içinde atlatmamız lazım” dedi. 

ÇÖZÜM BİRLİKTE MÜCADELE!

Fabrikalarda ve iş yerlerindeki tedbirsizliklere karşı Dr. Yenişar ise “Herkesi tek tek uyarmak, bilgi aktarmak mümkün değil. Bu bizleri de yorar. Asıl mesele bunun yönetimsel bir sorun olduğunu anlamak ve anlatmakta. Bireyler kendi kendilerine imkân yaratmakta zorlanabilirler fakat yönetim ve sorumlu icra kurumları bu sorumlulukları yerine getirmek için vardır” dedi. Yenişar, “Bu dönemde bizim yapabileceğimiz en iyi şey taleplerimizden vazgeçmemek ve bu konularda yaptırım uygulatmak için mücadele etmektir” diye konuştu. Kadınlara bu süreçte dayanışmanın önemine vurgu yapan Yenişar “Bugün burada dayanışmanın bir biçimini gerçekleştirmiş olduk” dedi. Kadınlara “Buradan çıkarken cebinizde ne götürüyorsunuz” sorusunu yönelten Yenişar’a kadınlar sorunlarını anlatmanın ve diğer kadınları dinlemenin bu dönemde kendilerine oldukça iyi geldiğini, paylaşımın yalnızlık hissini ortadan kaldırdığını ve böyle bir konuşma ortamına aslında ne kadar ihtiyaç duyduklarının farkına vardıklarını dile getirdi. Buluşma sonrası 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü’nün önemine dikkat çeken kadınlar, buluşmada konuşulan sorunlar çerçevesinde birlikte mücadele etme çağrısında bulunurken, taleplerini alanlarda görünür kılmanın önemine vurgu yaparak buluşmayı sonlandırdı.


İlgili haberler
Kadın işçiler olarak haklarımızı öğrenmeliyiz

Toplantıya katıldığım günden beri düşünüyorum. Ezilen büzülen, hor görülen bir işçiyim ben. Bu ülked...

Esenyalı’da işçi kadınlar: Kıdem gasbına karşı bir...

Farklı iş kollarından çalışan kadın işçiler Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinin çağrısıyla bir araya...

ŞİDDETE KARŞI BİZİM SÖZÜMÜZ: Her yerde birlikte mü...

Şiddete karşı sözümüzü söylemekten, bu sözleri diğer kadın seslerine katmaktan, birbirimize tutunmak...