Burcu Demir’i katleden uzman çavuştan tanıdık savunma, kadına iftira
Fizyoterapi asistanı olarak çalıştığı hastanenin önünde 8 Şubat tarihinde, Uzman Çavuş Murat Coşansel tarafından katledilen Burcu Demir davası bugün Elâzığ 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.

Fizyoterapi asistanı olarak çalıştığı hastanenin önünde 8 Şubat tarihinde, bir ay önce nikah yaptığı Uzman Çavuş Murat Coşansel tarafından katledilen Burcu Demir davası bugün Elâzığ 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Kitle örgütü, sendika temsilcileri ve siyasi parti temsilcilerinin destek verdi.

Mahkemede beyanda bulunan sanık, haksız tahrik indirimi almak isteyen faillerin tanıdık savunmasını kullandı, Burcu Demir’in kendini aldattığını önü sürdü. Sanık ifade verirken süreci uzatmak için oldukça fazla zaman harcadığı da belirtildi.


Mahkeme başkanının “Neden taksiyle geldin? Öldürmek istemediysen neden araç kiralamadın, daha ucuza gelir” sözleri üzerine sanık “Esnaf arkadaşımdan borç alıp ödeyecektim” dedi. Sanık “Neden hemen teslim olmadın?” sorusuna ise “Teslim olmak için hemen yola çıktım” karşılığını verdi. Sanık o esnada telefonunun da kapalı olduğunu iddia ederken incelenen görüntülerde sanığın telefonunu kullandığı belirlendi.

Tanık olarak dinlenen sanığın amcası ifadesinde aileyi ve öldürülen kadını suçladı, “Ağır tahrik var, kim olsa dayanamazdı, kızlarına sahip çıksalardı böyle olmazdı” dedi. Mahkeme başkanı tanığın beyanına tepki göstererek “Kim, nasıl terbiye vereceğini sana mı soracak?” karşılığını verdi.
Boşanma dosyasında dahi kusur atfedilemeyecek gerekçelerle öldürme sebebi oluşturmaya çalışan sanık, iyi hal indirimi ve tahrik indirimi almak için maktule pek çok iftirada bulundu.

Dosya avukatları sanığın eşe karşı, tasarlayarak, canavarca hisle kasten öldürmeden cezalandırılmasını istedi. Dosya mütalaa için savcılığa gönderildi. Muş, Elâzığ, Diyarbakır Baroları Kadın Hakları Merkezlerinin davaya katılma talepleri reddedildi. Bir sonraki duruşma 11 Temmuz’a ertelendi.

‘KADINLAR ÖLDÜĞÜNDE DAHİ HAYATLARI MERCEK ALTINA ALINIYOR’

Duruşmanın ardından Elâzığ Adliye Sarayı önünde açıklama yapan Elâzığ SES Şube Yöneticisi Dilan Gültekin, “Bizler biliyoruz ki kadın cinayetleri politiktir. Hepimizin de bildiği gibi Burcu’yu hayattan koparan sadece ayrılmak istediği erkek değil, iktidarın kadın düşmanı politikalarıdır” dedi. “Bu toplumun eşit bireyleri olan kadınların, şiddetten korunması devletin temel görevlerinden biri olmasına rağmen, siyasi iktidar tarafından İstanbul Sözleşmesi’nin getirdiği koruma mekanizmalarından bir gecede vazgeçilmiş olması; kadınların, şiddetin bir parçası haline gelmesinin ana sebeplerindendir” diye belirtti. Gültekin, her kadın cinayetinin kadınların yaşam hakkına ve kötü muameleye uğramama hakkına yapılmış bir saldırı olduğunu söyledi. Gültekin, “Türkiye’nin kadınların şiddete karşı koruma kalkanı olan İstanbul Sözleşmesi’nden bir kişinin kararı ile çekilmesi hukuka aykırıdır. Derhal uluslararası sözleşme olan İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmelidir. AKP-MHP iktidarı ve onun erkek egemen kurumları, kadınların yaşam güvencesi olan haklarına saldırarak sadece kadın düşmanı politikalar uygulamakla kalmıyor, kadın katili oluyor” dedi.
Gültekin, “Kadınlar öldürüldüğünde dahi yine kadınların hayatını mercek altına alan, kadınların tercihini sorgulayan, öldüreni değil öldürüleni suçlayan savcılardan, hakimlerden, medyadan ve her gün kadınların yaşam güvencesini elinden alan AKP-MHP iktidarından alıyor olduğu cevap nettir. Bugün ilk duruşması olan kaybettiğimiz kız kardeşimiz Burcu’nun ailesinin de yanındayız. Katilin en kısa sürede hak ettiği cezayı alması için birlikte dava sürecinin takipçisi olmaya devam edeceğiz” diyerek yasta değil isyanda olduklarını ifade etti.


‘AYNI SAVUNMALARLA KATLİAMLARINA KULP BULUYORLAR’

Emek Partisi Antep Milletvekili Sevda Karaca, Demir ailesiyle dayanışma içinde olduğunu belirterek bir mesaj gönderdi. Cinayetin göz göre göre geldiğini dile getiren Karaca, “Katil erkek, kendisinden ayrılmak isteyen Burcu’yu ve babasını defalarca tehdit etti ve sonunda bu cinayeti tasarladı. Ama bütün delillere rağmen ne hikmetse Elâzığ Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede ‘tasarlayarak öldürme’ suçlamasına yer verilmedi. Yargının bu erkek halinden güç alan sanıksa bütün aymazlığıyla ölüm tehditleri için aile ile uzlaştırma bile talep etti” dedi.
Mesajında Burcu’nun annesi Songül Demir’in “Dava sürecinde cezadan kurtulmak ya da az ceza almak için biliyoruz ki kızımıza iftira da atacak, başka yalan beyanlarda bulunacak” sözlerini hatırlatan Karaca, “Davayı takip eden SES Elâzığ Şube Başkanı Derya Coşkun da benzer bir şey ifade ediyor: ‘Katilin az ceza almak için elinden geleni yapacağını hepimiz biliyoruz, ama biz buna izin vermeyeceğiz.’ Bu ülkedeki kadınların sözlerini, kaygılarını ortak kılan bir deneyim var. O da açık ki, kadın katillerinin mahkemelerde ‘daha az cezayı nasıl alabileceği’ bilgisini veren yargı süreçleri. Katiller kadınları tasarlayarak da öldürse, canice hislerle de öldürse hep aynı savunmaları yaparak katliamlarına kulp buluyorlar. Kadın cinayetlerini normalleştiren, meşrulaştıran toplumsal düzen ve yargı pratikleri de her seferinde bunun önünü açıyor ve bir sonraki cinayetin örtük faili oluyor. Bir başka ortak fail olan kadın düşmanı politikaların üreticileriyse kadına şiddeti körükleyen uygulamalara hız kesmeden devam ediyor. Burcu Demir’in davası bugün Elâzığ Ağır Ceza Mahkemesinde görülüyor. Emek Partisi olarak Burcu’nun davasını sonuna kadar takip edeceğiz ve kadına yönelik şiddetin son bulması için mücadeleye devam edeceğiz” diye konuştu.

Fotoğraflar: Ekmek ve Gül