Nereye bakıyor bu bakanlar?
‘Eğitim toplumsal bir mesele ve çocuklara bir öğün ücretsiz yemek talebi de eğitim hakkının bir parçası.’

“Öğretmenim ekmeğiniz çok güzelmiş.” Bu cümleden sonra çocukların beslenme saatinde çocuklarla birlikte yemek yemek, benim için vicdan meselesi haline geldi. Dümdüz beyaz ekmek. Üstelik salamlar, sucuklar da sarkmıyor kenarından. Peynir, domates var içinde. Oysa mesele tek başına benim vicdanımın meselesi değil. Ailelerin yetersizliği de değil, hepimizin meselesi. Bir eğitim hakkı meselesi.

Bırakın sağlıklı beslenmeyi, karın doyurmaktan bahsediyoruz günümüz Türkiye’sinde. Okullarda bir öğün ücretsiz yemek meselesine kimileri, “Temizlik personeli yok, sabun yok, peçete yok, okulları pislik götürüyor. Musluk bozulsa bunu tamir edecek bütçe verilmiyor. Bunları çözmeyen devlet çocukların açlığını mı dert edecek?” diyor. Gelecek yemeklere güven olmayacağı söyleniyor. Dağıtımın öğretmene, okul çalışanına ekstra yük olacağı konuşuluyor.

TEK BAŞINA ÇÖZÜLECEK GİBİ DEĞİL

Çocuklarımızın yeme alışkanlığını yemek dağıtımına uygun görmedi bakanımız. Doğru bulmuyormuş çocuklarımızın beslenmesini. Personel olmadığını, okullarda yemek dağıtılacak alanlar olmadığını söylüyor. Peki bunlardan kim sorumlu? Bakan buralara değil de nerelere bakıyor? Mescitler açacak yer bulunuyor da yemek dağıtacak alanlar bulunamıyor mu? Kimi yerlerde belediyeler okul kapılarında öğrencilere bir sandviç, bir meyve verebiliyorken biz nasıl yemek verecek yer bulamıyoruz? Evdeki kardeşine dahi almak istiyor çocuklar bazen. Öğretmenler olarak bize verilmesine dahi ihtiyaç duyduğumuzu konuşuyoruz ara ara. Ama mesele çözülmek isteniyor mu? Özel okul patronlarına, dini vakıflara, cemaatlere akan kaynaklar ortadayken mesele kaynak meselesi de değil.

Aç kalan çocuklara tost almamla çözülecek gibi değil. Öyle ki geçenlerde ne kadar alışmaya yüz tuttuğumu fark ettim bu duruma. İsyan edecek oldum çocuğa yemek yok, materyal yok diye. Üstelik tek başına yemek de değil, temiz su da problem. Öğretmenler toplaşarak öğretmenler odasına aldığımız sudan vermek durumunda kalıyorum ara ara. Bazen kantinden alıyorum. Bunu tek başıma çözemeyeceğim. Ama dergiyi okuyan, kampanya sürecinde bu talebin mücadelesini vermiş ve hâlâ bu talebin arkasında duran bütün kadınlarla birlikte çözebileceğimi biliyorum.

Çocuk yetiştirmek toplumsal bir iş. Eğitim toplumsal bir mesele ve çocuklara bir öğün ücretsiz yemek talebi de eğitim hakkının bir parçası. Bu yüzden eğitimden kopuşun, çocuk işçiliğinin, çocuk yaşta evliliğin, istismarın önlenmesinin bir parçası olarak görmek gerekiyor bu talebi. Ve ne destek personeli ihtiyacımız ne sabunu ne suyu hiçbir talebimiz bu talebin önünü kesmiyor. Hepsini istiyoruz.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Bakan Tekin: 'Her çocuğa ücretsiz yemek verilmesin...

Geçtiğimiz gün CNN Türk'te bir programda konuşan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, '18 milyon öğrenci...

Çocuğunuz için pratik beslenme tarifleri: Bir gün...

‘İnternetten pratik tarif bulayım derken ütopik bir dünyaya düşmüş gibi hissettim. Kuzu incikler, il...

Öğrencinin tost parası, Meclisteki pirzolanın iki...

‘İşçinin, emekçinin çocuklarına bir öğün ücretsiz, sağlıklı yemeği çok görenler emekçinin sırtından...