‘Hakkımız olanı istemeden alamayız’
Antep’te kimya fabrikasında çalışan işçi bir kadın anlatıyor: ‘Çalışmaya başladığım ilk ay fabrika İsrail’e ihracat yaptığı için tepki gösteren 50 işçi işten çıkarıldı.’

Merhaba. 51 yaşında bir işçiyim. İşe girdiğim kimya fabrikasında ambalaj bölümünde çalışıyorum. İş yerimde her fabrikada olduğu gibi çalışanlar arası ayrımcılık var. Usta, kalite kontrolcü, makinist, vardiya amiri ve işçiler. “Kraldan çok kralcı olan” çalışma arkadaşlarımızın küçük farkları büyütüp bizi başka bir kategoride görmelerinin yarattığı birçok sorun var.

İşimi hakkıyla yapıyorum. Çalışmak güzel. Zor olan mobbingle uğraşmak. Çalışma arkadaşlarımla bu sorunları konuşurken “Diğer fabrikalar da böyle, sen fabrika görmemişsin” diyorlar. Çoğu yaşadığı en ufak sorunda başka bir yerde işe girmek istediğini dile getiriyor ama maalesef iş yerindeki şartların iyileşmesi için adım atmıyor. Ben de "Hakkınızı arayın, sürekli iş yeri değiştirmeyin. Madem hepsi aynı burayı değiştirelim" diyorum onlara. İş yerindeki mobbing ve çalışma koşulları anlat anlat bitmez.

Biz gelelim ara zam meselesine. İş yerinde zam konuşulmadı. Alınan bazı kararlar oldu fakat bizim bunlardan da haberimiz olmadı. Belki de toplantıları yapılmıştı. Önceden performans primi vardı. Elden veriliyordu. Prim miktarı, duruma ve işin koşullarına göre değişiyordu. Bazen 2 bin lira bazen bin lira olacak şekilde. Daha sonrasında bir anda 18 bin lira olan maaşımızın artık 20 bin lira olduğunu söyleyerek ara zammı konuşmamıza fırsat vermeden konuyu kapattılar. Bir de maaş aldığımız bankamız değişti. Belli bir promosyon ücreti ile değiştiler. İşçilere bu promosyon verilmeyecekmiş. Üzüldüğüm şey işçilerin bütün bu olanlara sessiz kalışı. Hakkımızın verilmemesini o kadar kabullenmişiz ki... Farklı fabrikalarda da aynı hikayeler yaşanıyor.

İSRAİL İLE İHRACATA SES ÇIKARANLAR ATILDI

Çalışmaya başladığım ilk ay fabrika, İsrail'e ihracat yaptığı için tepki gösteren 50 işçi işten çıkarıldı. İsrail'e ihracatın son bulduğunu da duyurmuşlardı. Sıvı bölümüne alındığım zaman paketlediğim sabunlar için “İsrail'e ihracat yok değil mi?” diye sorduğumda, ihracata devam edildiğini öğrendim. Emeğin dilinden, emeğin yüreğine yazdım bu mektubu Ekmek ve Gül’e. Umuyorum tüm dünyada işçiler haklarını kazanırlar. Hakkımız olanı istemeden de alamayız.

Fotoğraf: Pixabay