“Bir öğün ücretsiz, sağlıklı yemek her çocuğun hakkı” diyerek başladığımız kampanyanın imza sürecinde sıkça duyduğumuz cümleler vardı. “E imza atalım da devlet vermez ki”, “Devlet ücretsiz bir şey vermez kızım”, “İnşallah olur, ama sanmıyorum” gibi cümleleri her okulda duymak mümkündü. Bu umutsuzlukları ne boşuna ne de temelsiz. Şirketlerin milyar dolarlık vergi borçları silinirken halkı borç batağına sürükleyen yine devletken, her geçen gün kötüleşen yaşam koşullarıyla çevrelenmiş işçi-emekçi kadınlar, koşullarının iyiye gidebileceği, mücadele edip çeşitli haklar kazanabileceği düşüncesine kolay ulaşamıyor.
‘ÖĞRETMENE EVDE BİR ŞEY YOKTU DİYEMEDİM’
Emek Mahallesi’nde 1. Hava İkmal İlkokulu önünde bir veli ile konuşuyoruz. “3 çocuk annesiyim. Günde 3 beslenme çantası hazırlıyorum, yetiştiremiyorum. Süte 7 lira yani her gün 21 lira veriyorum. Zaten poğaça, börek, simit günleri beni bitiriyor, alamıyorum. Haftanın 5 günü beslenme listemiz var. Bunun dışına çıkamıyoruz. Geçen hafta çocuğun beslenmesine salçalı ekmek koydum. Öğretmenimiz anında mesaj attı, ‘Evde bir şey yoktu’ diyemedim ‘Bunu yemek istiyor’ dedim. Çok zorlanıyorum, bazen pazardan kıstığım oluyor. Mesela haftanın 2 veya 3 günü meyve günü, 3 çocuğun meyvesini düşün, yetmiyor. Evde meyve yemek için izin istiyor, beslenme için ertesi güne üzüm kalıp kalmayacağını soruyor. Eşimle ben hiç yemiyoruz zaten, çünkü sadece beslenmeye alabiliyoruz” diyerek içinde bulunduğu yaşam koşullarının geldiği boyutu anlatıyor.
‘GEÇEN SENE BESLENMEYE PARA VERMEDİĞİM İÇİN KIYAFET ALABİLMİŞTİM’
Kampanyanın geçen seneki etkisinden konuşuyoruz, devam ediyor veli: “Geçen yıl ana sınıfına giden çocuğuma 2. dönemde bir öğün beslenme verdiler, inanılmaz mutluydum, huzurluydum. O zaman 2 çocuğuma beslenme hazırlıyordum. Geçen sene 1. sınıflara da vereceğiz dediler ama vermediler. Benim anne olarak beklentim vardı. Kimse verdiği sözü tutmuyor. Her şeyi seçime kadar konuşup insanları kandırıyorlar. Geçen sene beslenmeye para vermediğim için çocuğuma kıyafet alabilmiştim. Ama bu sene bir şey alamadım. Büyük oğlum benim ayakkabılarımı giyiyor. Yırtılmış, yenisini alamıyorum. Oğluma idare etmesini söyledim.”
‘İKİ AYRI KIRTASİYEYE BORCUM VAR’
Sohbetimiz, eylül ayında kırtasiye malzemelerine yüzde 300 zam geldiğini hatırlatmamla devam ediyor: “O konuyu hiç açma. Şu an 6 bin 500 lira sadece kırtasiye borcum var. İki ayrı kırtasiyeye hesap açtım. Her ay ödüyorum. Okul bitinceye kadar ödeyeceğim herhalde. Müracaat yaptım kırtasiye yardımı için ama çıkmadı. ‘Deprem bölgesine göndereceğiz’ dediler. Saygı duyarım ama birazcık da bizi düşünsünler. Tek maaşla 3 çocuk, ben çalışamıyorum, çocuğa bakacak kimse yok’’ diyor.
Çocuklara bakmak için işinden ayrılmak zorunda kaldığını da anlatıyor. “Bir buçuk senedir evdeyim. 42 yaşımdayım, 17 yaşımdan beri çalışıyordum. İş yerlerinde kreş olsa işimizi bırakmak zorunda kalmayız” diyen veli aile evinde oturmasına rağmen geçinemediğini vurguluyor.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Denizli Ekmek ve Gül Grubu: #1ÖğünÜcretsizSağlıklı...
'Her okulda 1 öğün ücretsiz, sağlıklı yemek haktır!' demek için 9 Ekim Pazar günü basın açıklaması g...
Bütçeden hakkımız olanı istiyoruz| Okullarda #1Öğü...
Okullarda bir öğün ücretsiz ve sağlıklı yemek verilmesi için çalışma yürütülen kadınlar, demokratik...
#1ÖğünÜcretsizSağlıklıYemek Hakkımızdan Vazgeçmiyo...
Eğitimin her kademesinde okullarda #1ÖğünÜcretsizSağlıklıYemek için kadınlar, emekçiler, gençler sos...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.