Dünyanın dört bir yanında on binlerce kadın, kadına yönelik şiddete karşı sokaklardaydı. Tacize, tecavüze ve istismara maruz kalan kadınlar ve çocuklar, işyerinde sömürüye karşı mücadele ağları ören kadınlar... Caddelerde, sokaklarda, bulundukları her yerde seslerini bu yıl da yükselttiler. Her ne kadar farklı coğrafyalarda olsalar da talepler aynıydı: Şiddetin son bulduğu eşit ve özgür bir dünya!

FRANSA: ÖLDÜRÜLEN KIZ KARDEŞLERİNİ UNUTMADILAR

Fransa, ilerici bir üne sahip olmasına rağmen, Avrupa’daki en yükek aile içi şiddet oranına sahip ülke. Bu yıl 130’dan fazla kadın aile içi şiddet nedeniyle hayatını kaybetti. Bu nedenle Fransa’da kadınlar, 25 Kasım’da, özellikle aile içi şiddete karşı sokaklardaydı ve ölen kadınların isimlerini taşıyan pankartlarla sessiz yürüyüş yaptılar.

DOMİNİK: HÂLÂ KELEBEKLER’İN RÜZGARI ESİYOR
Latin Amerika’da en yüksek kadın cinayeti oranına sahip ülkelerden biri Dominik Cumhuriyeti. Son 4 yılda 300’den fazla kadının aile içi şiddet sonucunda öldürüldüğü ülkede, 2019 yılının Kasım ayında 16 gün içinde 8 kadın cinayeti yaşandı. 25 Kasım günü, yeşil ve turuncu giyen Dominikli kadınlar, başkent Santo Domingo’da, 1960’ta Trujillo diktatörlüğü tarafından öldürülen Mirabel Kardeşlere atıfla düzenledikleri ‘Kelebeklerin Yürüyüşü’ ile kadın cinayetlerini protesto etti. Dominik’li kadınlar da Fransa’daki kadınlar gibi aile içi şiddete karşı mücadelenin yükseltilmesi ve önlenmesi talebiyle sokaklardaydı.

MEKSİKA: CİNAYETLER VE TECAVÜZLERE KARŞI

Meksika’da kadınlar, hükümetin şiddete karşısında önlemsizliğini ve başarısızlığını protesto etmek için sokağa çıktılar. Mexico City’de buluşan kadınlar ülkelerindeki kadın cinayeti ve tecavüz oranlarına dikkat çekti. Kadınlar, “Kaç kişinin daha ölmesi gerekiyor?” yazılı pankartlar taşıdılar.

ARJANTİN: ORTAK MÜCADELE ÇAĞRISI

Arjantinli kadınlar, “Hayatta kalanlar ve duyulmamış olanların sesleri için savaşın!” diyerek tüm kadınlara, cinsel şiddete, tecavüze, istismara, sömürüye ve kadın cinayetlerine karşı mücadelenin bir parçası olma çağrısı yaptılar. Bu yılki eylemlerde öne çıkan talep yine kürtajın yasallaşması oldu.
Ülkenin başkentinde, ‘#25N’ hareketi, kadına yönelik şiddetin ana teması olarak ele alındı. ‘Ni Una Menos’ hareketinin çağrısı ve Koordinadora Feminista 8M hareketinin katılımıyla “Cinsel şiddet politik şiddettir” şiarı altında bir araya gelen kadınlar, Kongre bölgesi önünde taleplerini dile getirdi, adalet çağrılarını yeniledi.

KOLOMBİYA: ŞİDDETE KARŞI, EŞİTLİK İÇİN
Büyük bir siyasi ayaklanma yaşayan bir başka ülke olan Kolombiya’da, her yaştan kadınlar zaten bir süredir eylem yapan öğrencileri desteklemek için balkonlarından tencere ve tavalarla sesli protesto gösterileri yapıyordu. Kadınlar her 16 saatte 1 kadının öldürüldüğünü hatırlatmak ve aynı zamanda insan hakları savunucularının öldürülmesini kınamak adına yeşil mendiller ve ıslıklarla protesto yürüyüşleri yaptı. Binlerce kadın, okulda ve işte cinsel tacize ve aynı zamanda ücret eşitsizliğine karşı gösteriler yapmak için bir araya geldi.

SUDAN: KADINLAR YASALARIN DEĞİŞMESİNİ İSTİYOR

Önceki yıllardan farklı olarak, Sudan bu yıl ilk kez uluslararası sivil toplum kuruluşlarının her yıl 25 Kasım’dan başlayarak 10 Aralık İnsan Hakları Gününe kadar yürüttüğü ‘Cinsiyet Temelli Şiddete Karşı 16 Günlük Aktivizm’ kampanyasına katıldı. Geçtiğimiz aylarda Ömer El Beşir’i deviren ayaklanmalara ‘Kadının yeri devrimdir’ sloganıyla katılan kadınlar Sudan’da ağır işkencelerle cezalandırılıyor, bu yüzden öncelikle yasaların değişmesini talep ediyor. Kırbaç cezası gibi cezaların kaldırılması bu taleplerin başında yer alıyor. Kadınların özgürlüğünü kısıtlayan mevcut yasa ve mevzuatı gözden geçirmek ya da yürürlükten kaldırmak, kadınların temel yasal ve politik haklarını güvence altına almak ve onlara güvenli bir yaşam sağlamak gibi başlıkların tartışılacağının sözünü veren Çalışma ve Sosyal Gelişme Bakanı Lena El-Sheikh kadına yönelik kısıtlama ve şiddetin her yönüyle mücadele edileceğini ifade etti.