Geçtiğimiz gün bir kadın öğrencinin Tahran Azad Üniversitesinin avlusunda üzerindeki kıyafetleri çıkararak dolaşması İran’da ve dünya basınında gündem olmuştu.
Peki ne oldu ve olay nasıl gelişti?
Bahsi geçen öğrenci, üniversitenin güvenlik görevlilerinin zorunlu başörtüsü uyarılarına tepki olarak üniversite kampüsünde kıyafetlerini çıkardı ve iç çamaşırlarıyla yürüdü. Öğrencilerin verdiği bilgilere göre, güvenlik görevlileri ilk olarak bu öğrenciye başörtüsünü takmadığı için sert bir müdahalede bulundu; bu müdahale, öğrencinin kıyafetlerini çıkararak protesto etmesine yol açtı. Kısa süre sonra bu öğrenci gözaltına alındı ve İran’daki medya kaynaklarına göre gözaltından sonra ruh sağlığı merkezine sevk edildi. Yayınlanan videoda, öğrencinin iç çamaşırlarıyla üniversitenin bilim ve araştırma birimindeki bir platformda oturduğu ve kadın-erkek güvenlik görevlileriyle tartıştığı görülüyor. Ardından kampüste yürümeye başladığı gözlemleniyor.
KADIN ÖĞRENCİNİN AKIBETİ BELLİ DEĞİL
Tahran Azad Üniversitesi Halkla İlişkiler Müdürü Amir Mahjob olaya ilişkin yaptığı açıklamada, güvenlik görevlilerinin öğrenciye yönelik her türlü şiddet içeren müdahalesini reddetti ve öğrencinin yoğun psikolojik baskı altında olduğunu ve “psikolojik rahatsızlıkları” bulunduğunu iddia etti. Ayrıca, kendisinin bizzat karakola giderek acil sağlık ekiplerinden öğrencinin “fiziksel durumunun tamamen iyi” olduğunu ifade etti. Ancak bahsi geçen kadın öğrencinin sağlığı ve nerede olduğuna dair şimdiye kadar bilgi alınamadı. Haberlerin yayımlanmasının ardından İranlı Öğrenciler Konseyi de bahsi geçen kadının protesto yaptığına ilişkin benzer açıklama yayımladı. Sosyal medyada “Bilim ve Araştırma Fakültesi Kadını Nerede?” etiketiyle başlatılan kampanyada birçok kişi, kadının akıbetini merak ettiğini ifade ediyor.
YİNE “PSİKOLOJİK RAHATSIZLIK” DEDİLER
Amir Kabir Haber Bülteni, bu öğrencinin kimliğini “Tahran Azad Üniversitesi Bilim ve Araştırma Fakültesi Fransız Dili 7. dönem öğrencisi Ahoo Daryae” olarak bildirdi. Ancak, İran’daki resmi haber kaynakları henüz öğrencinin kimliğini teyit etmedi. Kadın öğrencinin gözaltına alınması ve “sağlık merkezine” sevk edilmesinin ardından, İran'daki birkaç avukat, öğrencinin haklarını savunmak üzere gönüllü olarak destek vermeye hazır olduklarını duyurdu. Ayrıca, “Kadın, Yaşam, Özgürlük” protestolarından sonra Katayun Riyahi gibi başörtüsü zorunluluğuna uymayan kadın oyuncular da bu öğrencinin yanında olduklarını açıkladılar. Öte yandan, bu kadın öğrencinin gözaltına alınıp “sağlık merkezine” sevk edilmesi uluslararası tepkilere de neden oldu. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları İran Özel Raporcusu Mai Sato, kadın öğrencinin gözaltına alınmasına tepki olarak, “Bu olayı ve İran yetkililerinin tepkilerini yakından takip edeceğim” ifadelerini kullanmıştı. İran hükümetinin zorunlu başörtüsüne karşı çıkan kadınları, “psikolojik rahatsızlık” ile nitelendirme eğilimi daha önce de görülmüş, bu eğilim farklı kesimler tarafından tepki toplamıştı. Keza dün yaşananlarda da bunun göstergesi.
HÜKÜMETİN TÜM BASKILARINA RAĞMEN MÜCADELE SÜRÜYOR
Bu öğrencinin gözaltına alınması ve “psikolojik rahatsızlık” iddiasıyla “sağlık merkezine” sevk edilmesi, birçok muhalif için Jina Mahsa Amini protestolarını hatırlatıyor. Jina Amini de “başörtüsü kurallarına uymadığı” gerekçesiyle ahlak polisi tarafından gözaltına alınmış ve gözaltında hayatını kaybetmişti. Onun ölümü, İran’da ve dünya genelinde büyük çaplı protestolara yol açmıştı. Bu protestolarda birçok kişi hayatını kaybetmiş veya gözaltına alınmıştı. İran'daki “Kadın, yaşam, özgürlük” protestolarının ardından zorunlu başörtüsüyle ilgili yasalar daha sık bir şekilde uygulanmaya başlandı. Kamu alanlarına özellikle metrolara, "başörtüsü denetçileri" yerleştirildi. Birçok kadın zorunlu başörtüsüne uymadıkları gerekçesiyle şiddet kullanılarak gözaltına alındı ve farklı cezalara çarptırıldı. İran hükümeti, zorunlu başörtüsüne karşı çıkanları “psikolojik rahatsızlığı olan bireyler” olarak nitelendirerek bu protestoları toplumun gözünde küçümsemeye çalışıyor. Ancak, İran’da zorunlu örtünmeye karşı siyasi mücadele bugün hâlâ devam ediyor. İran hükümetinin kadınları kontrol altında tutma çabalarına rağmen, kadınlar hapishanelerde bile yüksek sesle taleplerini dile getirmeyi sürdürüyor. İran hükümeti, muhaliflerle ilgili haberleri sansürlemeye çalışsa da bu olay bir kez daha gösteriyor ki; muhalifleri bastırma ve halkın sesini kısma çabalarına rağmen halk öfkesini farklı biçimlerde göstermeye devam ediyor.
*Gazeteci ve insan hakları savunucusu
İlgili haberler
İran'da kız öğrencilere yönelik kimyasal saldırı t...
İran’da Newroz tatilinin ardından okullara dönen kız çocuklarına yönelik kimyasal saldırılar tekrar...
Bir isimden ziyade değişimin umudu: Mahsa Jina Ami...
Ekmek ve Gül, M. Amini'nin ölüm yıl dönümünde İran’dan Beluc Kadınlar hareketi, İlerici Anneler, İsy...
İran'da Mahsa isyanı 100 günde neleri değiştirdi?
İran'da Sepide işkence altında öldürüldü, tutukluların ikisinin daha idam cezası onaylandı. İran İşç...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.