GÜNÜN KADINI: Tina Modotti
Kadın kimliği ve onurunu korumanın ancak yeni bir dünya ve yeni insanla mümkün olacağını bilen Tina Modotti fotoğrafçı, militan bir devrimci olarak yaşamını sürdürür...

Fotoğrafları, politik çalışmaları, aşkları, sıradışı yaşamıyla devrimci fotoğrafçı Tina Modotti, İtalya’nın kuzeyindeki Udine kentinde 16 Ağustos 1896’da Assunta Adelaide Luigia Modotti Mondini adıyla, şapkacı bir annenin ve makinist bir babanın kızı olarak dünyaya gelir.

6 çocuklu ailenin ekonomik durumu genelde kötüdür; sürekli iş arayan baba genelde evden uzaktadır. Sadece ilkokula gidebilen Tina 9 yaşındayken babası, iş bulma umuduyla ABD’ye gider. Aile aylarca babadan ne haber ne de ekonomik destek alamayınca, yardımlarla ayakta kalmaya çalışır. Tina, 13 yaşına girdiğinde iplikhanede günde 10 saat çalışmaya başlar.
Tina 17 yaşındayken, ailesi ile birlikte babasının yanına San Francisco’ya gider. Burada da hem fabrikada çalışır, hem de zamanının büyük bölümünü sinema ve operaya ayırır. Tina’nın hayatı, 1915 yılında Kanadalı ressam ve şair Roubaix de l’Abrie Richey (Robo) ile tanışmasıyla değişir. Daha önce San Francisco’da İtalyanlara ait ufak mekanlarda sahneye çıkan Tina Modotti, üç filmde rol alıp oyunculuk yapar, bazı yerel tiyatrolarda rol alarak yeteneğini gösterme fırsatı bulur. Robo’yla Los Angeles’a giderler ve orada evlenirler. 22 yaşındayken Kaplanın Postu adlı filmin başrolündedir. Çift Los Angeles’te bohem bir çevreye sahip olur. Modotti’nin ve eşinin düzenlediği hareketli, eğlenceleri partiler ses getirir, tartışmalara neden olur. Bu partilerde güzelliği ile herkesin odağındaki kişi Modotti’dir.

Tina Modotti ve Roubaix de l’Abrie Richey, 1921

Arkadaşlarından biri de, doğal, yalın, soyut fotoğraflar çeken, fotoğrafçılıkta yeni bir gerçeklik akımının öncülerinden Edward Weston’dur. Weston için Tina, fotoğraflamayı en çok sevdiği modeli olur. Bazı kaynaklarda Tina Modotti’nin daha İtalya’dayken amcasının stüdyosunda fotoğrafçılıkla tanıştığı ve babasının da San Francisco’da benzer bir stüdyoda çalıştığı belirtilirken, bu meslekle Weston sayesinde yakından ilgilenmeye başlar. Tina ve Weston ile arasında duygusal bir bağ oluşur.

O yıllarda devrimci entelektüellerin bir araya geldiği, sanat ve kültür rönesansının yaşandığı Meksika, birçok sanatçı için bir çekim alanı haline gelir ve Robo da Aralık 1921’de oraya gider. Bir süre sonra Tina, Weston’u bırakıp eşi Robo’nun yanına gider, ancak o Meksika’ya ulaşmadan 2 gün önce Robo çiçek hastalığından hayatını kaybeder. Robo’nun başlatmış olduğu projeyi tamamlamak için Meksika Ulusal Güzel Sanatlar Akademisi’nde Robo’nun ve Weston’un çalışmalarından oluşan bir sergi açar ve bu ülkeye hayran kalır. Ancak Mart ayında babasının ölümü nedeniyle ABD’ye döner. Burada yıl sonunda Robo’nun kaleme almış olduğu şiir ve düzyazılarından oluşan The Book of Robo kitabı yayımlanır.

Temmuz 1923’te Meksika’ya döner. Tina, Edward Weston’ın işleriyle ilgilenir, ona modellik yapar. Tina’nın tanınmasına büyük katkı sağlayan nü fotoğraflar karşılığında da fotoğrafçılık eğitimi alır. David Alfaro Siqueiros, Diego Rivera ve Jose Clemente Orozco gibi sanatçıların bulunduğu bohem çevrenin içinde yer alırlar. Evlerinde çılgın partiler vermeye başlarlar. Tina böyle gecelerden birinde Diego Rivera ve Frida Kahlo’nun tanışmasını sağlar.

Frida Kahlo, Tina Modotti, 1928

Ünlü antropolog Anita Brenner’in Idols Behind Altars kitabı için, sevgilisi Weston’la birlikte fotoğraf çekmekle görevlendirilince, ülkenin dört bir yanını gezip Meksikalıların fotoğraflarını çekerler. Weston, daha çok ülkenin manzaralarına ve halk sanatına odaklanırken, Tina sıradan insanlar ve onların hayatı ile ilgilenir.

1924’te Weston ile ortak bir sergide ilk çalışmalarını tanıtır. 1925 ve 1926 yıllarında hasta annesini ziyaret etmek için kısa süreliğine gittiği ABD’de belgesel fotoğrafçılığın kurucularından sayılan Dorothea Lange ile tanışır. Meksika’ya döndükten sonra ise kültürel ve siyasal yenilikçilerden oluşan bir topluluk kurar ve gelişmekte olan Meksika duvar resmi hareketinin gözde fotoğrafçısı olur. 1927’de Meksika Komünist Partisi’nin aktif üyesi olarak çalışmaya başlar. Giderek daha politik bir kimlik kazandığı bir dönem başlar hayatında.

Modotti’nin fotoğrafları sosyalist bir ideolojiyi yansıtırken, doğrudan bir propaganda yapılanması kurgulamak yerine, belirgin bir görsel estetik yapılanmaya sahiptir. Bu estetik yapılanmada dönemin fotoğraf sanatçısı Edward Weston’un katkısı yadsınamaz.

Modotti, orak ve çekiç simgelerini bir tarım işçisi şapkasının üzerinde fotoğraflayarak dönemin bilinen ikon fotoğraflardan birini yaratır. Mücadele fikrini ise mermi görselleri ile verir. Aynı fotoğrafın birkaç farklı kurgusunda mısır ve gitar gibi yerel simgeler mevcuttur.

Manos Fuera de Nicaragua adlı Sandinist hareketi destekler, idam mahkumu Sacco ve Vanzetti’nin özgürlüğü için yapılan eylemlere katılır ve burada İtalyan devrimci Vittorio Vidali ile tanışır. Yaşamını yine portre fotoğrafçılığından sağlamasına rağmen, Mexican Folkways, Forma ve El Machete, Arbeiter-Illustrierte Zeitung ile New Masses gibi daha radikal politik yayınlar için fotoğraf çeker.


Komünistlerin yayın organı olan El Machete Gazetesi’ni Okuyan Köylüler fotoğrafı, Tina’nın çok aktif olarak Meksika’daki komünist parti çalışmalarının içinde olduğu yıllara ait.
1928’de tanıştığı sevgilisi Kübalı devrimci Julio Antonio Mella, Ocak 1929’da caddede yanı başında yürürken öldürülür. Tina sorumlu tutulur, yalnızca tutuklanmaz, komünistleri aşağılayan bir kampanyanın hedefine yerleştirilir ve hafifmeşrep, tehlikeli bir kadın olarak damgalanır.

Meksika başkanı Pascual Ortiz Rubio’ye yönelik bir suikasttan sorumlu tutulduğunda ise Şubat 1930’da ülkeden sınırdışı edilir. Gemiyle Rotterdam’a gider, Mussolini iadesini ister, ancak Uluslararası Kızıl Yardım aktivistlerinin yardımıyla kurtulur. Rotterdam’dan Berlin’e geçer. Burada fotoğrafçı Lotte Jacobi ile tanışır. Jacobi’nin stüdyosunda Meksika’da çekmiş olduğu fotoğraflarını sergiler. Ancak avangart sanat ortamında kendisini geliştirecek maddi imkanlara sahip değildir, bunalıma girer.

Hem Almanya’daki siyasi durumdan dolayı, hem de sınırlı maddi kaynakları nedeniyle dostu Vittorio Vidali’nin tavsiyesine uyar ve 1931’de Moskova’ya gider. Kendini artık tamamen siyasi mücadeleye adayan Tina, Moskova’ya gittikten sonra bir daha fotoğraf makinesini eline almaz, hatta makinesini nehre attığı söylenir. Bu yıllarda Uluslararası Kızıl Haç’ta yabancı basında çıkan haberleri çevirir, kendi de haber yazar. Uluslararası İşçi Yardım Örgütü’nün ve Komintern’in çalışmaları için Avrupa’nın çeşitli yerlerinde faaliyet yürütür.

1936’da İspanya’da iç savaş patlak verdiğinde Vidali ile Maria kod adıyla oradaki direnişe katılır, bir kızıl haç hastanesinde hemşirelik yapar. İspanya’da iken Uluslararası Faşizme Karşı Aydınlar Kongresi’nin hazırlık çalışmalarında da yer alır. Uluslararası Tugaylar safında mücadeleye katılan aydınlardan Ernest Hemingway, Robert Capa, Dolores Ibarruri ve Antonio Machado birlikte çalışır. Vittorio Vidali ile birlikte Miguel Hernandez’in Viento del Pueblo (Halkın Rüzgarı) adlı şiir kitabını yayına hazırlar. 1939’da Madrid’de Ulusal Dayanışma Kongresi’nin hazırlıklarını yürütmekteyken, faşist diktatör Franco’nun zaferiyle İspanya’yı terk etmek zorunda kalır. Vidali ile Paris’e gidip, partiden İtalya’dan mücadele için çalışma izni isteselerse de reddedilirler. Meksika’ya dönerler.

Kimliksiz geldiği, takma isimle yaşayacağı Meksika’da beklediğini bulamaz. Geçimini çevirilerle sağlamakta güçlük çeker. 5 Ocak 1942 gecesi bir takside geçirdiği kalp krizi sonucu mücadele dolu hayatını kaybeder. 


Ölümünden sonra Şili’nin ünlü şairi Pablo Neruda, Tina’nın anısına Tina Modotti’nin Kitabesi şiirini yazar, şiirin birkaç dizesi Leopoldo Mendez’in portresinin gravürünü hazırladığı mezar taşına yazılır.

Tina Modotti, kız kardeşim, uyumuyorsun, hayır, uyumuyorsun,
belki duyuyor yüreğin dünkü gülün büyüdüğünü,
önceki günün son gülünü, o yeni gülü.
Kız kardeşim, rahat uyu.
O yeni gül senindir, o yeni toprak senin:
o derin mısır tohumundan yeni bir giysi giydin
ve uysal bakışın dolar köklerle.
Kız kardeşim boşuna değil artık uyuyuşun.
....
Bir dünya yürüyor, kız kardeşim, gittiğin yere doğru.
Her gün şarkın ulaşıyor
sevdiğin ışıltılı halkın ağzında.
Yüreğin cesurdu senin.
....
Kız kardeşim, senin halklarındır bunlar, adını her gün ananlar,
her yerden gelen bizler, sudan ve topraktan,
ele vermeyiz adını ve başka adlar söyleriz.
Ateş sönmesin/ölmesin diye!

Kaynak: Leblebitozu.com

İlgili haberler
GÜNÜN FOTOĞRAFÇISI: Naciye Hanım (Suman)

Müslüman kadın fotoğrafçıların ilki olan Naciye Hanım, kadınlara fotoğraf dersi vermesi açısından da...

GÜNÜN FOTOĞRAFÇISI: Margaret Bourke-White

İkinci Dünya Savaşı’nın ilk kadın savaş muhabiri ya da dışa kapalı dönemlerinde Sovyetler Birliği’nd...

GÜNÜN KADINI: Lise Meitner

Bilimde kadın olduğu için karşılaştığı engeller, uğradığı ayrımcılıklar karşısında fizik tutkusundan...