Adela Zamudio, Bolivya'nın varlıklı üst sınıfına ait Rodolfo Zamudio ve Modeasta Ribero de Zamudio'nun beş çocuğundan ikincisiydi. Hayatının ilk yıllarını ailesiyle birlikte kırsal kesimde geçirdi, ardından Cochabamba'ya taşındılar. Biyografi yazarlarından bazıları, doğayla yakın temas halinde olan bu ilk yılların, tüm çalışmasında geçen melankoli ve duyarlılığını şekillendirdiğine inanıyor. Aile sonunda Cochabamba'ya yerleştiğinde, Adela'nın asıl eğitimi, katı disiplini ile tanınan San Alberto Manastır Okulu'nda başladı. O zamanlar pek çok kız çocuğu veya kadının okula gitmesine izin verilmiyordu. Bu okul muhtemelen mümkün olan en iyi okuldu, ama aynı zamanda Adela'nın düşünebileceği tek alternatifti. Ancak eğitim çok kapsamlı değildi. Adela, dünya edebiyatının birçok kitabını kendi başına okudu ve resim yapmaya başladı. Resim yapmak ve kitap okumak, iyi bir aileden gelen bir kız çocuğu için toplumsal olarak kabul edilebilir işler olarak görülmekteydi. Ama Adela önce kız, sonra eş ve anne olarak ikincil rolünü oynamak istemediğinde ve ideal kadın rolüne sırtını dönerek, evlenmeyerek, bir ilişkiye girmeyerek ve giderek daha edebiyatla ilgilenir hale gelerek toplumun ilgi ve tepkisini çekmeye başladı. Bazıları onu "özgür, modern bir kadın" olarak kutlarken, diğerleri onu "dişiliğin inkarı" olarak gördü.1887 yılında, 33 yaşında, ilk kitabı "Poetic Essays"i, babasının doğrudan desteğiyle ve "soledad" (yalnızlık) takma adıyla yayınlandı. O sıralarda şiirleri ve makaleleri gazetelerde yayınlanmaktaydı. Adela en çok 1903'te Lent'te çıkan ve Kilise'yi eleştiren "Quo Vadis" adlı iki şiiri ve kadınlar için enerjik bir şekilde tavır aldığı "Nacer hombre" (Erkek olarak doğdu) ile tanınır. 45 yaşında San Alberto Okulu'nda öğretmenlik yapmaya başladı. "Aristokratik" eğitimi eleştirdi ve daha fazla kadının da katılması gereken bir halk eğitimini savundu. Kadınlara resim dersleri veren bir okul ve daha sonra yine kadınlar için ilk devlet okulunu kurdu. 25 yıllık okul hizmetinden sonra, muhafazakar bir hükümetin iktidara gelmesinin ardından "emekliliğe zorlandı". Adela'nın neredeyse tüm anlatım tarzının öğretici ve ahlaki bir tonda olmasına rağmen, Kilise ve toplumun ikiyüzlülüğüne saldırdığından bazı kesimler tarafından ateist saygısız bir kadın olarak anılıyordu. Adela'nın Bolivya tarihindeki önemi küçümsenemez. Bir yandan, toplumda bir kadın olarak kendisine dayatılan geleneksel rolden kaçtı. Öte yandan, kelimelerini duygularını ve topluma bakışını ifade etmek için kullandı; ama aynı zamanda adaletsizliği kınamak ve bunu kendileri yapma fırsatı bulamayanlara sesini duyurmak için de yazdı. Kadınların ve dolayısıyla toplumun durumunu iyileştirmek için daha fazla eğitim yoluyla ahlaki ilkelerde bir değişiklik yapılması için çaba harcadı. Adela Zamudio, Bolivya'daki ilk feminist olarak kabul edilir. Adela, Cochabamba'da oldukça fakir durumda 2 Haziran 1928'de öldü.
İlgili haberler
GÜNÜN KADINI: Bilim dünyasındaki cinsiyetçiliğe gö...
Kariyerinin her anında cinsiyet ayrımcılığı ile savaşan Rubin, başarılı bir gökbilimci olmasının yan...
GÜNÜN KADINI: Retorik Ustası Aspasia
Aspasia’nın evi, Atina’nın en iyi eğitim görmüş kadınlarının sığınağı olur. Açtığı salon, dönemin il...
GÜNÜN KADINI: Assata Shakur
Eski Kara Panter ve Black Liberation Army üyesi Assata Shakur hikayesini, kaleme aldığı mektupta şöy...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.