Avustralya’da okul öncesi eğitmenleri üçüncü kez greve gitti. Görünen o ki talepleri karşılanıncaya kadar da mücadele etmeye devam edecekler.
Bu grevin arkasında çok düşük ücretler, ağır iş koşulları ve karşılanmayan sosyal talepler var.
Greve ilişkin bilgileri buradan okuyabilirsiniz:
Avustralya’da binlerce kreş öğretmeni greve çıktı
Eğitimciler sendikası United Voice (Birleşik Ses) tarafından açılan ve uzun süredir devam eden bir davada, okul öncesi eğitmenleri ücretlerinin düşük olmasının önemli bir sebebinin cinsiyet eşitsizliği olduğunu savundular, bu bir bakıma doğru çünkü çalışanların yüzde 97’si kadın. Avustralya’da herhangi bir kişinin işinde kalma süresi ortalama 7.4 yıl, okul önceki eğitimcilerin ise bir merkezde çalışma süresi ortalama 3.6 yıl. Tüm gün bakım personelinin yüzde 20’si 25 yaşın altında.
Dava, Şubat ayında reddedilmişti.
Gerçekten de okul öncesi eğitimcilerin ücretleri çok düşük. Bir Avustralyalı çalışan için ortalama saat ücreti 42 Avustralya Doları ilen, okul öncesi eğitmenleri saatlik ortalama 21 Avustralya Doları kazanabiliyor. Bu, Avustralya’da bir mağaza çalışanından daha düşük bir saat ücreti demek. Ulusal asgari ücret saatlik 18.29 Avustralya Doları. Ülkede bir tornacı, saatlik ortalama 39.47 Avustralya Doları kazanıyor.
Dava sürerken Bağımsız Eğitim Birliği öğretmenlerin çalışma koşullarına ilişkin bir rapor hazırlamıştı. Bu rapor, öğretmenlerin çalışma koşullarını şöyle tarif ediyordu: “stresli ve yoğun, gürültülü, insani atıklarla uğraşmayı gerektiren, sınırlandırıcı, fiziksel ve duygusal olarak zorlu, mesleki olarak izole edilmiş ve hastalık riskine açık.”
Eğitmenler zorlu çalışma koşulları karşısında aldıkları düşük ücretleri bir yandan da “erken çocukluk eğitimine değer verilmemesi” olarak da tartıştılar. Eğitimcilerin talepleri ise “aileler zar zor geçinecek ücret kazanıyorlar, yüklerini mi arttırmak istiyorsunuz” diye çarpıtıldı. Aslında eğitimciler ücretlerin iyileştirilmesi talebini aileler çocuk bakımı için daha çok ücret ödesin diye öne sürmüyorlar elbette. Ama hükümet topu eğitim kurumlarına, eğitim kurumları da ailelere ve devlete atıyor.
Eğitim Bakanı Simon Birmingham grev sürecinde "Okul öncesi eğitim ve çocuk bakım merkezlerinin çalışanlarına değer vermesi ve karşılayabilecekleri kadar yüksek ödeme yapmasını" beklediğini söyledi ve ekledi “Birçoğu zaten ortalamanın üstünde ödeme yapıyor.”
Muhalefet vekilleri ise hükümetin rolünün bu merkezleri işletenlere para akıtmak değil, ailelerin ekonomik olarak makul bakım olanaklarına ulaşmasına yardımcı olmak" olduğunu ifade etti. Devlet tarafından okul öncesi eğitime harcanan bütçenin çok büyük bir kısmının özel girişimcilere, okul öncesi eğitim kurumu açan kişilere ve bu kişilere mülk sağlayan komisyonculara ödendiği açık. Yani bu bütçe eğitimcilere ulaşmadan “hortumlanıyor.”
Eğitimcilerin grevi, hem aileleri hem de çalışanları bir sonraki seçimde konuyu önemli bir mesele haline getirecek kadar etkiledi aslında. Çünkü bu tartışma, eğitimin devlet tarafından finanse edilmesi gereken önemli bir hak olduğunu da gündem etti. Ailelerin çocukların eğitimi ve güvenliği konusundaki korkuları ve onlara hayattaki en iyi başlangıcı verme umudu, Federal Hükümeti eğitimcilerin ücretlerini doğru bir şekilde finanse etmeye zorlama çabasını da doğuruyor.
Son greve 108 bin okul öncesi eğitimcinin çok büyük bir oranı katıldı. Sendika, 320 merkezin kapandığını ve 30 bin ailenin grevden etkilendiğini söyledi.
İlgili haberler
GÜNÜN BİLGİSİ: Bu coğrafyanın ilk kreşi
Bu, Darülaceze Irzahanesi’nin (emzirme evi, nam-ı diğer kreş) hikayesidir. Savaşın yetim bıraktığı s...
GÜNÜN RAKAMI: Kazancımızın yüzde 37.1’i kreşe gidi...
Özel kreş ve anaokulu ücretleri can yakıyor. Kadınların kazançlarının büyük kısmı kreşe gidiyor. Kad...
Okul öncesi öğretmenleri çocuklarının eğitim masra...
Avustralya’da okul öncesi ve erken çocukluk eğitimi alanında çalışan eğitimciler ve işçiler son 20 y...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.