
İran’da idam dalgası hız kesmeden devam ederken en büyük bedeli kadınlar ve gençler ödüyor. İran rejiminin baskılarıyla çocuklarını kaybeden yaslı anneler, adalet arayışlarını sürdürerek direnişin sembolü haline geldi. Başkent Tahran’daki Beheşt Zehra Mezarlığı, bu mücadelenin sessiz ama güçlü bir protesto alanına dönüştü. 2022 yılında idam edilen ilk protestocu olan Mohsen Shekari’nin mezarı başında toplanan anneler, kırmızı kurdeleler bağlayarak, çiçekler bırakarak rejime meydan okuyor. Gözyaşları ve acıları, İran'daki baskıcı rejimin devrilmesi için sarsılmaz bir çağrıya dönüşüyor.
KADINLARA YÖNELİK İDAMLARDA KORKUNÇ ARTIŞ
İran rejimi, 1403 yılında (20 Mart 2024 - 20 Mart 2025) 94 cezaevinde en az bin 153 kişiyi idam etti. Bir önceki yıldan yüzde 42 daha fazla kişiyi idam etti. Kadınların infazında yüzde 90’lık bir artış var. Bu rakam, pek çok infazın uzak hapishanelerde kayıt altına alınmaması nedeniyle, vahşetin tam boyutunu büyük tam olarak yansıtmamaktadır. 2023’te 20 olan idam edilen kadın sayısı, 2024’te en az 38’e yükseldi. Bu, rejimin kadınlara yönelik sistematik baskısının ve susturma çabalarının en acımasız yüzünü gösteriyor.
İdam edilenlerden yedisi, uluslararası hukuka aykırı olarak, işledikleri iddia edilen suçlar sırasında 18 yaşından küçüktü. Yedi mahkum ise halkın önünde asılarak infaz edildi. Bu toplu idamlar, İran rejiminin iç istikrarsızlık ve halk ayaklanmaları korkusuyla giderek daha da zalimleştiğini gözler önüne seriyor.
ANNELERİN DİRENİŞİ: SESSİZ AMA GÜÇLÜ BİR PROTESTO
Her hafta, adalet arayışındaki anneler, idam edilen çocuklarının mezarları başında toplanarak onların anısını yaşatıyor. Beheşt Zehra Mezarlığı’nda Mohsen Shekari’nin mezarına çiçekler bırakan bir anne, gözyaşları içinde şöyle fısıldıyor: “Bu baskıcı rejimin devrilmesi için mücadele edeceğiz.” Anneler, mezarlıklara kırmızı kurdeleler bağlayarak idamlara karşı sembolik bir protesto gerçekleştiriyor.
Son aylarda, idam edilenlerin aileleri, sevdiklerinin mezarlarını çiçeklerle süsleyerek, hem İran halkına hem de dünyaya bir meydan okuma mesajı veriyor. Rejim tarafından tehdit edilen, baskı altına alınan ve hatta gözaltına alınan bu cesur kadınlar, sadece kendi çocukları için değil, tüm mağdurlar için adalet arayışlarını sürdürüyor.
REJİMİN KADINLARA YÖNELİK BASKISI ARTIYOR
İran rejimi, adalet arayan anneleri susturmak için sürekli tehditler savuruyor, onları takip ediyor, toplantılarını engelliyor ve gözaltına alıyor. Ancak bu baskılar, onların mücadelesini durdurmaya yetmiyor. Çocuklarını sokak gösterilerinde, hapishane hücrelerinde veya işkence altında kaybeden bu anneler, artık zalimliğe karşı en güçlü direnişin sembolü.
'ZALİMLER HESAP VERMELİ'
İran Ulusal Direniş Konseyi (NCRI) Başkanı Meryem Rajavi, İran’daki idam çılgınlığını rejimin hayatta kalma stratejisinin bir parçası olarak nitelendirerek uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırdı:
"İran rejimiyle yapılan tüm anlaşmalar, idamların ve işkencenin durdurulması şartına bağlanmalıdır.
İran’daki insan hakları ihlalleri BM Güvenlik Konseyi’ne taşınmalıdır.
Dini Lider Ali Hamaney ve diğer yetkililer, insanlığa karşı işledikleri suçlar nedeniyle yargılanmalıdır.
BM Özel Raportörü de Temmuz 2024’te uluslararası hesap verebilirliğin takip edilmesi yönünde çağrıda bulunmuştu. Ancak dünya bu çağrıyı daha fazla görmezden gelmemelidir."
Fotoğraf-haber: NCRI Women Comittee
İlgili haberler
İran edebiyatında uçuşu hatırlatan kadınlar
Hazırladığımız dosyada 1800’lerden günümüze İran edebiyatında ve tarihinde mücadeleleriyle etki yara...
İran’daki idamların durdurulması için 575 imza top...
Savaşa Karşı Hayat Konferansı Hazırlık Komisyonu İran’da idamların durdurulması talebiyle açıklama y...
İran ceza evlerinde neler oluyor? | Rejimin kadınl...
‘Hastamızdı. Saçları kazınmış, kafası bağlanmıştı. Korkudan titriyordu’
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.