İran’daki idamların durdurulması için 575 imza toplandı, konsolosluk kapılarını açmadı
Savaşa Karşı Hayat Konferansı Hazırlık Komisyonu İran’da idamların durdurulması talebiyle açıklama yaptı. Aydın, sanatçı ve kitle örgütü temsilcilerinden topladıkları 575 imzayı konsolosluğa iletti.

Savaşa Karşı Hayat Konferansı Hazırlık Komisyonu, İran’da idamların durdurulması talebiyle açıklama yaptı. İran Konsolosluğu önünde gerçekleştirilmek istenen açıklamaya polis izin vermedi. Cağaloğlu’nda bulunan İran Konsolosluğuna girişler kapatıldı. Kalkanlarla polis ablukasına alınan sokağa giriş polis tarafından engellendi. Kitle açıklamayı Bab-ı Ali Caddesi’nde gerçekleştirdi. Açıklamaya HDP Milletvekili Züleyha Gülüm, Emek Partisi GYK Üyesi Levent Tüzel, Emek Partisi İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros, Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Gökhan Durmuş, Demokrasi İçin Birlik üyeleri ve siyasi parti temsilcileri katıldı.

Emek Partisi GYK Üyesi Levent Tüzel, bugün Türkiye Emekçilerinin İran halkıyla dayanışma mesajlarını iletmek için bir araya geldiklerini söyleyerek, “Bildiğiniz gibi 3 buçuk ayı geride bırakan İran haklarının Hamenei rejimine karşı onun halklara dayattığı yoksulluk, yolsuzluk ve baskı ve yasaklara karşı bir isyanı, ayaklanması ve direnişi söz konusu. Kıvılcımı çakan uygun kıyafetle dolaşmadığı için ahlak polisi tarafından katledilen Mahsa Amini’nin öldürülmesi oldu. Mahsa Amini’nin öldürülmesinden sonra İran’daki bütün kadınlar, gençler, emekçiler aydınlar ayakta ve hep birlikte ‘Yeter artık’ dediler. İran İslam Cumhuriyeti altında diktatörlük ve otoriter rejim yürüten Hamenei’ye karşı, onun yönetim ekibine karşı İran’ın her yerinde sokaklarında, üniversitelerinde, liselerinde, rafinelerinde kadınlar, gençler, işçiler ayağa kalktılar” hatırlatmasında bulundu.

‘İNSAN HAKLARI İDAM CEZASINI KABUL ETMİYOR’

Türkiye’nin emek-demokrasi-barış güçleri olarak ‘Savaş Değil Hayat’ başlıklı bir konferans düzenlediklerini söyleyen Tüzel, “Savaşa karşı olan güçler geçtiğimiz günlerde dünyadaki savaş operasyonlarına Türkiye yönetimin izlediği savaşçı siyasete karşı ‘Savaş Değil Hayat’ başlığı altında bir konferans düzenledik. Bu konferansa katılan 76 kuruluş İran’daki baskılar, yasaklar ve idamlara karşı ortak bir çalışma yürüttü ve bu çalışmada Türkiye’nin demokratik aydınlık yüzleri, üniversite hocaları, siyasi parti yöneticileri, bilim insanları, sanatçıları, sendikacıları, demokratik kurum temsilcileri, inanç temsilcileri, İran halklarına ‘Bu ölümlere seyirci kalmıyoruz bu idamlar durdurulsun yasaklar son bulsun’ diye görüşlerini ilettiler. Bugüne kadar 3 buçuk ayı geçen bu direnişte 500’e yakın İranlı öldürüldü. Sokaklarda işkence edildi. Buna karşı o çocukların anneleri, babaları mezar başlarında türküler söylediler, pastalar kestiler. Evlatlarının direnişlerine sahip çıkacaklarını söylediler. Kadınlar ‘Jin, jiyan, azadi’ diyerek Mahsa Amini’nin yolundan gittiler. Sağlıkçılar, hekimler bu ölüm ve işkenceye sessiz kalmayacaklarını gösterdiler ve biz bugün İran rejiminin buradaki ölümün işkencenin baskıların yasakların temsilcisi olan başkonsolosluk önünde bu mesajlarımızı veriyoruz” dedi.

Tabip odasına dayanışma mesajlarını da ileten Tüzel, “Ülkemizde hekimler üzerinde sağlık hakkı, savaşa karşı insan hakkı diyen hekimler üzerindeki baskıları da kabul etmiyoruz” diye konuştu. Tüzel son olarak şunları söyledi: “İran rejiminin halka dayattığı yolsuzluk, yoksulluk ve baskılara karşı halkların direnişine dönük rejimin açık polis saldırılarını buradan kınıyoruz. Yaşam hakkı her şeyin üzerindedir. İran’daki idamlar durdurulsun diyoruz. 2023’te tüm dünyada ve ülkemizde savaş siyaseti, savaş operasyonları, insan hakları ihlalleri, işkenceler ve idamlar son bulsun.”

‘İDAMLARI DURDURUN’

Tüzel’in ardından basın açıklamasını yazar Ayşegül Devecioğlu okudu. İran İslam Cumhuriyeti yetkililerine çağrıları olduğunu söyleyen Devecioğlu’nun okuduğu metinde “Mahsa Amini’nin öldürülmesi sonrası İran halkına, kadınlara, demokratik protesto gösterilerine katılanlara rejim güçleri tarafından uygulanan şiddet kabul edilemez.

İran yargı makamlarının verdiği ölüm cezalarını ve bugüne kadar iki İran yurttaşının idam edilmiş olmasını insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak görüyoruz. Demokratik protesto suç değildir ve cezalandırılamaz. Cezalar, yasaklar kaldırılmalı, idam cezaları derhal durdurulmalıdır” dendi.

KONSOLOSLUK HEYETLE GÖRÜŞME TALEBİNİ KABUL ETMEDİ

Türkiye’nin dört bir yanından akademisyenler, sanatçılar, aydınlar, demokratik kurum ve partilerinin temsilcileri, hukukçular ve belediye başkanları İran’da idamlar durdurulsun çağrısına imza verdi. Açıklamanın ardından kitle çağrı ve topladığı 575 imzayı İran yetkililerine teslim etmek üzere Cağaloğlu’nda bulunan İran Konsolosluğuna götürmek istedi. Konsolosluk tarafından görüşme talepleri reddedilen heyet, çağrı ve imzaları kapı altından içeri bıraktı. Görüşme reddinin ardından kısa bir konuşma yapan Tüzel, “Heyetimizle görüşmeyi kabul etmediler. Biz de dilekçemizi ve imza metnimizi kapının altından bıraktık. Dilekçe almak istemiyoruz dediler” dedi. Tüzel posta yoluyla da dilekçelerini göndereceklerini söyledi.

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Ekmek ve Gül


İlgili haberler
İranlılardan dünyaya çağrı: Be our voice (Sesimiz...

‘Videodan önce sessiz konuşma sırasında salondakilerden ‘Ses kapalı, ses kapalı’ diye bağıranlar old...

Afganistanlı Devrimci Kadınlar Birliği: Bugün İran...

50 yıldır Afganistan’da kadınların hakları için mücadele eden RAWA, Taliban’ın ülkeyi ele geçirmesin...

İranlı kadınlar anlatıyor: ‘Derdimiz sadece ahlak...

İran’da başsavcının ahlak polisinin kaldırıldığı açıklamasına yetkililerden resmi yorum henüz gelmed...