FRANSA: İşçi kadınlar en güvencesizler… En ağır bedeli ödüyorlar!
Fransa’da Özgürleşme ve Sosyal İlerleme için Kadın Eşitliği Örgütü Ulusal Komitesi, Koronavirüs salgını süresince Macron’un politikalarına tepki gösterdiği bir metin yayımladı.

Fransa’da faaliyet yürüten Le Comité National - Organisation de Femmes Egalité Pour l’émancipation et le progrès social (Özgürleşme ve Sosyal İlerleme için Kadın Eşitliği Örgütü Ulusal Komitesi) yaptığı açıklamayla Covid-19 salgını sürecinde kadın işçilerin güvencesiz yaşamına dikkat çekti:

Koronavirüs epidemisi, karantina, hükümetin anlaşılmayan ve tezatlıkla dolu mesajları: “evinizde kalın”, “oy vermeye çıkın”, “evinizde kalın,” “çıkıp çalışın”!

Biz durumun tehlikeli oluşunu anlamamışız gibi bizi suçlayan Macron’un savaşvari konuşmaları! Eğer onlar bu kadar iyi anladıysa, neden halkı korumak için gerekli önlemleri almaya zaman harcamıyorlar?

Zor bir durumdan geçiyoruz, sınıfsal farkların gün yüzüne çıktığı zor bir durumdan. Hepimiz aynı virüs tarafından saldırı altındayız ama geminin aynı katında değiliz! Önlemler ve sonuçlar herkes için aynı değil, işçi sınıfının kadınları, işçi kadınlar birinci sınıf yolculuk yapanlardan değil. Geminin “makine dairesinde” kadınlar çalışıyor ve o geminin ilerlemesini sağlıyor! Ama hangi bedele karşı!

Sağlık görevlilerinin özveri ve sorumluluk ruhunu selamlıyoruz

Bu sağlık durumu, yıllardır devam eden (Bachelot, Touraine yasalarından beri) ve Buzyn yasasıyla (Ma santé 2022 ile) son üç senedir hızlandırılmış kamu sağlığı tahribatı ciddi sonuçlarını ortaya koymaktadır.

Tüm yorgunluğa rağmen harekete geçmeye hazır olan sağlık görevlilerinin özveri ve sorumluluk ruhunu selamlıyoruz. Son bir yıldır acil sağlık hizmeti görevlilerinin grevlerinde ifade edilen ama sağır hükümetle karşılaşan, insan ve materyal kaynağı taleplerini her zamankinden daha fazla destekliyoruz. Bu talepleri mevcut durumda gerçekten anlamını buluyor.

Aylardır harekete geçtiğimiz şeyler için mücadele etmeyi bırakmıyoruz: şimdi bu zor sağlık durumunda her zamankinden daha da fazla! Hükümetin daha az dayanışma, daha fazla “herkes kendi için” anlayışıyla ilerleyen yasaları ve tedbirleri (işsizlik sigortası reformu, emeklilik reformu...) sadece askıya alınmamalı, daha ileri gitmeli: onların tamamen silindiğini görmek istiyoruz.

Yapılan tahminlere göre gelecek olan sağlık felaketiyle yüzleşmek için en etkili plan, Macron’un “savaş” söylemleri değildir. Sadece kişisel olarak alınacak sağlık önlemleri değildir. Özelliklere hastanelere gerekli kaynakların verilmesi, tüm sağlık görevlilerinin korunmasına yönelik en acil kaynakların (maske, hidroalkolik solüsyonlar, eldiven, koruma gözlüğü, resüsitasyon aracı) sağlanmasıyla başlanmasıdır.

KADINLAR GÜVENCESİZLİK İÇİNDE!
Bu plan ayrıca, epideminin daha fazla yayılmasını engellemek adına tüm çalışanların korunması ve koruyucu materyallerinin sağlanmasıdır.
İşçiler toplumun önemli sektörlerinde çalışıyor, halkla doğrudan temas içindeler ve onlar da güvende çalışabilmeliler. Şu sektörlerde çalışan işçilerin çok büyük bir kısmı kadın: sağlık, sosyal, bakım, ticaret, temizlik… Çoğu, güvencesizlik içinde: sözleşmeliler, kısa süreli sözleşmeliler, taşeronlar, yarı zamanlı çalışanlar, düşük ücretliler, hayatta kalabilmek için çalışmanın kaçınılmaz olduğu kişiler.

Yaşlı bakım evlerinde (Ehpad) hemşireler, hemşire yardımcıları, bakıcılar;
Emekçiler Koronavirüs’ün karşısında en savunmasız nüfus olan yaşlılar ve bakıma muhtaç olanların hayatta kalması için çabalarını iki katına çıkarıyorlar.
Ama aynı zamanda iş yükleri de ağırlaşıyor, insan ve materyal eksikliği de artıyor. Grup yemek ve eğlencelerine artık izin verilmiyor. Her odaya ayrı yemek götürmek gerek, gün boyunca bireysel ziyaretler yapmak gerek. Aileler ve gönüllülerin gelişleri, bakım emekçileri için hoş karşılanan bir yardımdı. Artık bu ziyaretler de askıya alındı.

Evde bakım yardımcıları;
Daha da izole bir şekilde, bakıma muhtaç olanların hayatta kalmasını sağlıyorlar. Hidroalkolik jel olmamasına ve maskelerin azlığına rağmen, onlar için iş devam ediyor.

16 Mart’ta karantina ilan edildi ve sıkı bir şekilde dolaşım sınırlandırılıyor, tüm toplantılar iptal ediliyor.
Vatandaşların çoğu evinde kalsa da, sağlık sektörü dışında, binlerce işçi diğer sektörlerde halkın önemli ihtiyaçlarını karşılayabilmek için evlerinden çıkmak zorundalar. Bu gıda ticaretinde çalışan işçiler için de içinde olduğu durum.

Kasiyerler;
Maskesiz, hidroalkolik jelsiz, koruma olmaksızın en önde yer alan kadınlar… Banttan geçen binlerce ürüne dokunmak zorundalar, müşterilerin endişelerinin üstesinde gelmek zorundalar. Onlar tüm bunlarla başa çıkarken, büyük dağıtım ve gıda endüstrisinin kasaları doluyor.

Temizlik işçisi kadınlar;
Taşeronlara bağımlı tüm bu temizlik işi yapan kadınlar, her gün binaların ortak alanlarını, market, süpermarket ve hipermarketleri, koruyucu ekipman olmadan temizliyorlar. Saatlerini işe gelip giderken harcıyorlar. Hükümet ve iş verenler hiç vakit kaybetmeden, çalışan tüm işçilere acil koruma ekipmanları sağlamalı.

Bu kadınların birçoğu için, karantina aynı zamanda çocukları uzaktan eğitim ve "evde okul" ile ellerinden gelenin en iyisini yapabilmeleri için yalnız bırakmak demektir. Ayrıca, bu baş ağrısı öğretmenlerin de yükü: öğrenciler için uzaktan kursları yönetmek zorundalar ve aynı zamanda evde ders almak zorunda olan kendi çocuklarına yardımcı olmaları gerekiyor.

SAĞLIK KRİZİ, SOSYAL KRİZ! İŞSİZLER, GÜVENCESİZLER, EVSİZLER: BEDELİNİ EN AĞIR ÖDEYENLER…
Evet, 1 Nisan ile 1 Eylül arasında “işsizlik sigortası” tedbirleri ertelendi, işsizlerin iş aradığına dair yapılan kontrol kuralları da askıya alındı ve vadesi dolan hakları yeniden korumaya alındı. Fakat, güvencesizlik içindeki 2 milyon kişi gıda bankası sayesinde beslenebiliyor. Karantina önlemleriyle dayanışma restoranları kapatıldı ve gıda dağıtımı yapan gönüllüler de karantina yüzünde artık yok.

ÖLEMLER DENİZDE BİR DAMLA SU
Evet, toplum dışına itilmişler ve güvencesizlerin kötü sağlık koşullarına itilmesini önlemek için “kış arası” (la trêve hivernale: ihtiyaç durumunda olanlara 1 Kasım-31 Mart tarihleri arasında kalacak yer sağlanması) 31 Mayıs’a kadar 2 ay daha uzatıldı. Ancak, sokakta yaşayanları barındırmak için herhangi bir önlem alınmadı. Otel odaları için talepler alınmaya başladı, ama denizde bir damla sadece bu. Ülkenin dört bir yanında sokakta yaşayan 200 bin kişi var ve bunların dörtte biri çocuk.

Sosyal çalışma görevlileri, maskesiz, eldivensiz, hidroalkolik jelsiz bir şekilde, evsizlere yardım etmek zorunda kalıyorlar. Onlara, mümkün olduğunca uygulanacak önlem alışkanlıklarını anlatıyor, ellerini yıkamaları için şehirlerdeki su noktalarını tarif ediyorlar.

SAĞLIK KRİZİ VE EŞ ŞİDDETİ, AİLE İÇİ ŞİDDET, DOĞUM KONTROL, KÜRTAJ…
Karantina, şiddet kurbanlarına yardım derneklerinin söylediği gibi, eş şiddeti, çocuklara yönelik aile içi şiddet için uygun bir ortamdır. Küçücük alanlarda kalabalık bir şekilde yaşamak, stres, ihbar etmekten korkma, kolluk kuvvetlerinin hızlı müdahale etmesinden şüphe duyma, şiddet mağdurları için endişe yaratıyor.

Kürtaja ulaşım konusunda, bazı hastane kuruluşları ve planlama merkezleri bu alanda artık çalışma sağlamıyor, COVID-19’a yakalanan insanlara bakım daha öncelikli, kürtaj için ameliyathaneler kapalı. Kürtaj merkezlerindeki resepsiyon görevlileri de koruyucu ekipmandan yoksun çalışmaktadır.

BİZ PES ETMİYORUZ, BU KRİZİN FATURASINI ÖDEMEYİ REDDEDİYORUZ!

Sağlık krizi, sosyal kriz, ekonomik kriz, tüm bu sistemin ve neoliberal modelin krizi.

Bazıları kararlarını bize dayatırken, kendilerini korumak, ceplerini doldurmak veya katkılardan muaf olmak için araçlara sahipken, diğerleri ülkenin makinesini işletiyor ve sistemin çatlaklarının faturasını hayatlarının riske atarak ödüyor. Kadınlar, kadın işçiler, en güvencesiz olanlar bunlar arasında.

Biz vazgeçmiyoruz. Dayanışma çok, karşılıklı yardımlar canlı, mücadelelere hazır olunuyor, devletin ve patronların “koruma ve önleme yöntemleri maskesi” düşüyor. Macron, onun hükümeti ve patronları sorumsuzluklarıyla yüzleştirme arzusu artıyor.

Sesimizi duyurmamızı sağlayan sosyal ve militan bağı sürdürelim.
Durum elverdiği anda, kaldırımların tozunu attırmak için hazır olalım ve harekete geçelim!

Müslime Karabatak tarafından Fransızca’dan ekmekvegul.net için çevrilmiştir


İlgili haberler
Yaşadıklarımızdan sorumlu korona mı, devlet-patron...

Gratis çalışanı yazdı: Güvenli bir ortam yaratılmazsa toplu ölümler yaşayacağımızın sesleri çınlıyor...

Korona günlerinde şiddet: Bahaneler arttı, acil ön...

Kuşlara ekmek vermek, çocukların ses çıkarması bahanesiyle şiddet, uzaklaştırma kararına rağmen salg...

İşçi kadınların ‘korona’ manzarası: Halimiz harap,...

Çocuklar evde yalnız, işyerinde sinir krizi geçiriyorlar. Fabrikalar pis, patrondan azar işitiyorlar...