İlk bakışta çocukları eğlemek ve oyalamak için anlatılıyor gibi görünen masallar, bir çocuğun duyup sonra kendi çocuklarına anlattığı kültür varlığıdır aslında. Büyüklerden öğrenilip küçüklere aktarılmış ve yıllar boyu dilden dile dolaşarak bugünlere gelmiştir.
Uzak ve yakın geçmişin televizyonsuz ve internetsiz ortamında, çocukların hem eğlencesi hem de bilgi deposu olan masalların, o günlere dair güzel hatıralar haline geldiği de unutulmamalı.
Sabahat Akkiraz’ın küçüklüğünde babaannesinden duyup yeğenine anlattığı; yetiştiği toprakların dilini, kültürünü ve türküsünü barındıran masallar da bahsi geçen özellikleri taşıyor. Akkiraz’ın Happa Nine’nin Masalları ismiyle yayımlanan kitabında, büyükanneden toruna, torundan yeğene aktarılan çocukluk anıları bulunuyor.
‘DÜRÜST İNSAN HER ZAMAN KAZANIR’
Yaşamı öğretip sevdiren, insanın değişimini, dünyanın farklılaşmasını, mücadeleyi, saygıyı ve hümanizmi yansıtan kitapta, Akkiraz’ın çocukluğundan süzülüp gelen dört masal var.Bunlardan ilki “Avcı Memed”; yettiği ve gereği kadar avlanan, namı saraya kadar yayılan, kimseye saygıda kusur etmeyen fakat başvezirin mimleyip kendisinden hep daha fazlasını istediği ve hakkını vermediği Memed, sıkıştırıldıkça soluğu annesinin yanında alıyor ve ondan “Dürüst insan her zaman kazanır” sözünü işitiyor. Nitekim sonunda annesi haklı çıkıyor ve Memed de mücadelenin ve azmin ete kemiğe büründüğü bir kahraman oluveriyor.
“Hecen ile Cecen” ise iki erkek kardeşin başından geçen bir olayın anlatımı, daha doğrusu hikayesi. Hecen’in yolda karşılaştığı yaşlı bir kadına yardım etmesiyle gelişen olaylar önce fantastik bir hal alıyor, sonra yeniden yeryüzüne dönüyor. Birbirinden ayrılan iki kardeşten Cecen, bir kervanla karşılaşıp tüccarlığa başlarken Hecen ise bir dolu macera yaşıyor. En sonunda iki kardeş tekrar buluşuyor. Yardımlaşmanın ve bir arada yaşama kültürünün öne çıktığı “Hecen ile Cecen”, günümüz için epey ders içeriyor.
ANADOLU HÜMANİZMİ
“Kahraman Dede ve Peri Kızı” da bir kez daha periler diyarıyla dünyayı buluşturuyor. Ata binip rüzgarla dans eden, yıldızlara dokunup bulutlara inen, gökyüzünü hayranlıkla seyreden peri kızının, kendi diyarının sırlarını açık ettiği için dünyada kalma öyküsü bu.
“Prenses Keloğlan” ise zenginliği ve yoksulluğu, kolay ve zor hayatları karşılaştıran bir masal: Sarayın dışındaki yaşamı fark eden prensesin başka bir dünyayla tanışması… Emeğin yüceliğini ve karın doyurmanın güçlüğünü öğrenen prensesin, sarayın içindeki ve dışındaki hayatı öğrenme sürecinin öyküsünü okuyoruz.
Happa Nine’nin Masalları; Anadolu insanının hümanist yanını, olaylara yaklaşımında bu yönün öne çıkışını, sevgiyi ve saygıyı hayatın merkezine yerleştirdiğini, açmazlarla karşılaştığında bile umudunu yitirmediğini, pek çok şey değişirken sabit kalan hisleri ve duyguları gösteriyor. Üstelik Akkiraz’ın kağıda dökmesiyle onların birkaç kuşağa daha aktarılacağı görülüyor.
Happa Nine’nin Masalları, Sabahat Akkiraz, Ayrıntı Yayınları, 64 sayfa
İlgili haberler
Geleneklere ters düşen masalların yazarı: Astrid L...
Astrid Lindgren, geleneklere ters düşen çocuk masallarıyla bir fark yarattı... Her ne kadar kitaplar...
GÜNÜN MASALI: Yanan Zeytin Ağacı
‘Vakti dolan her şey yanıp yok olmaya meyillidir. Dert etme yangını, dert etme ateşi… Sen yangından...
GÜNÜN MASALI: Kışa Direnen Elma Ağacı
Ağaçların uyuduğuna inanmazsanız siz de bildiğiniz elma ağaçlarını ziyaret edebilir, uyumakta güçlük...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.