Kapitalizm nasıl işler? Elbette bu ayrı bir yazının konusu ama biz konuya bodoslama girelim, en basit cevabı verelim:
Kapitalizm bir sistemdir; önce ürettirir, devamında ürettirdiği ‘şeyin’ ortamını en temizinden misler gibi hazırlar. En sonunda onu pamuklara sarar, aklar paklar, eğrisi doğrusu demeden hop; tükettirir. Ne âlâ (!) Peki o ‘şeyi’ üreten işçiler? Amaaan hadsiz sen de; o da bu sistemin sorunu mu?
Çok değil daha yeni, bir reklama şahit oldum. Malum, şu sıralar kadın meselesi siyasetçilerin, patronların, bilindik markaların diline pelesenk olmuş durumda. Herkes bu meseleyi “en çok ben sahiplenirim” artistliğini yapma derdinde. Şimdi de bir ped markası biz kadınları düşünmüş olacak ki yeni bir ürünle karşımızda: Ultra Mesane Pedi! İdrar kaçırma rahatsızlığı erkeklerin yanı sıra kadınlar arasında sıkça rastlanan, hafife alınsa da aslında ciddi bir problem. Kadınların yüzde 30 ila 50’sinde görülmekte. Genelde kadınların kontrolü dışında gerçekleşen bu hastalığın sebepleri arasında sosyal yaşantı, stres, duygu bozukluğu vs. baş sıralarda. Bu rahatsızlıktan yola çıkılarak üretildiği iddia edilen mesane pedinin masum görünen ama pek de masum olmayan reklamına dönelim:
Reklam panikle toplantı salonunun kapısını aralayan kadınla başlıyor. “Kaçırmamışım… Bu sefer idrar kaçırmaktan bahsetmiyorum, toplantıdan bahsediyorum” diye girizgâhı yapılan cümleler bitmek bilmeyen toplantı sürelerine dem vurarak devam ediyor. Tabii bu “uzun” toplantı sürelerindeki sorunsalımız ne? Su ve çay. Onu da içeri giren çaycı abi bize hissettiriyor. Derken bomba o sırada patlıyor: “Konuya gelene kadar tuvaletiniz gelir, neyse ki artık bilmem ne isimli mesane pedi var hem çok emici… ”
Tesadüf müdür bilinmez geçtiğimiz yıl tam da bu sıralarda Ekmek ve Gül’de bir yazı yayımlanmıştı. Gece vardiyasına kalan işçiler yaşadıklarını anlatmıştı. Saatlerce uykusuz çalışanından tutun da hiç yıkanamadan günlerce işe gelmek zorunda kalanına kadar. Tuvalete gidemeyip altına kaçırmak zorunda bırakılan kadından tutun da regl kanamasının iş tulumuna geçtiği halde temizlenmesine izin verilmeyen kadınlara kadar…
TIKLAYIN - Regl kanı pantolona geçene kadar çalıştırılan kadınlar
Gerçekten çalışma koşullarımız arasında ihtiyacımız olan tek şey bu ped mi? Toplantı saatlerini uzatan, mesai saatlerini ikiye katlayan, tuvalete giderken bile kartla giriş çıkış yaptıran patronların hiç suçu yok mu: elbette var! Kimse kalkıp da demiyor ki: Güzel kardeşim sen bu reklamı yapmışsın eyvallah da ne olacak bu ağır çalışma koşulları, bunlar için de elinizde uygun ped var mı?
Türkiye’de her 10 kadından 7’si açlık sınırının altında çalışıyor, hem de o bitmeyen toplantılar dediğiniz süreler var ya işte her 4 kadın işçiden 1’i, 1 haftada muhakkak 50 saatin üzerinde çalışmak zorunda. Çalışmasın canım evinde otursun, diyenler var, hem de iktidarlar. Bu insanların aldığı maaşlar gözlerini o kadar kör etmiş ki herkesi kendileri gibi sanıyorlar. Bir bebek bezinin fiyatı kaç para bu ülkede, bir bebek mamasının? Ev kirası peki? Ya o değil de dolar kaça yükselmişti? İş yerlerinde yaşadıkları tacizin, mobbingin haddi hesabı yokken bu kadınlar her gün işe gitmek zorundalar. Ekmekleri için, özgürlükleri için, bir gelecekleri olması için vs. vs. Ama bu sistem görüldüğü gibi pembe değil, pamuklara sararak bize sunduğu ürünleri, elleri ayakları kanatarak işçisine yaptırır. İşi bittiğinde de yüzüne bile bakmaz!
Yani demem o ki; bu mesane pedi reklamdaki haliyle neyimize çözüm getirecek? Ağır çalışma koşullarına mı, işimizin karşılığı olmadan aldığımız ücretlere mi, uzun çalışma saatlerine mi, neye?
EVET ÇAYCIYLA İYİ GEÇİNECEĞİZ
Yine 1 Mayıs arifesindeyiz. Her yıl bu tarihe, bu dayanışma ve mücadele gününe daha fazla ihtiyaç duyuyoruz. Daha çok haykırmak istiyoruz. Çünkü her gün şartlar zorlaşıyor, patronlar işçinin her gün daha fazla tepesine çıkıyor. Kadın emekçiler her gün daha fazla yan emek olarak görülüyor. Erkek işçilere 5 lira kadına 2 lira deniyor; her gün da daha fazla! Evet, çoğu tezgâhının başından kalkıp da işinden olmamak için tuvalete gidip “çişini” (idrar demek istemedim) yapmıyor ve tutamıyor. İnsanca koşullar mı şimdi bunlar?Ne istiyoruz, ne yapacağız? Bunun yanıtı çok net:
1 Mayıs’ta alanlarda olacağız. “Eşit işe eşit ücret” demek için, “iş cinayetleri son bulsun” demek için, fabrikalarda kreşler kurulması için, hükümetin uyguladığı politikalar karşısında kadın emekçilerin maruz kaldığı şiddet, taciz, tecavüz ve sömürünün artık bir son bulması için meydanlarda olacağız.Taleplerimizi bir gün bile olsun söylemekten vazgeçmeyeceğiz. Biz iyileştirme rica etmiyoruz, lütuf beklemiyoruz: biz haklarımızı istiyoruz!
Son olarak reklamdan bitireceksek: “Bir de şirketteki çaycılarla iyi geçineceksin” diye yazmış metin yazarı.
Ekleyelim: Evet iyi geçineceğiz. Çünkü ne o çaycı arkadaşımızın ne de bizim zincirlerimizden başka kaybedecek başka bir şeyi kaldı bu ülkede!
İlgili haberler
Bu çiftliklerde kadın işçiler için tuvalet bile yo...
Güney Afrika’da büyük kapitalist işletmeler haline gelen çiftliklerde çalışan 200’ü aşkın kadın işçi...
İdrar kaçırmak normal değildir!
İdrar kaçırma (üriner inkontinans) daha çok kadınlarda, özellikle de ileri yaşlarda görülüyor, evet....
İşyerlerinde kadınlar tuvaleti yasal zorunluluktur...
İşyerlerinde kadın ve erkek çalışanlar için ayrı tuvalet tesis edilmesi yasal zorunluluktur. İşyerin...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.