GÜNÜN BİLGİSİ: Benleri koparmak kanser yapar mı?
‘Benleri koparmak kansere neden olur!’ Yıllarca kulaktan kulağa yaygın bir şekilde dolaşan bu iddia gerçek mi? İşte yanıtı...

“Benleri koparmak kansere neden olur! O yüzden sakın kanatmayın, koparmayın, parçalamayın! Hatta benleri cerrahi yöntemle bile aldırmamak lazım, kansere neden olur! Mesela bir bende kıllar varsa, o ben kanserli demektir.”

Peki bu iddia gerçek mi?

Çağrı Mert Bakırcı’nın Evrim Ağacı’nda yayımlanan makalesi (tamamını BURADAN okuyabilirsiniz) bu iddianın gerçeği yansıtmadığını ortaya koyuyor.

GERÇEK NE?
Bakırcı’nın verdiği bilgilere göre; benlerin koparılmasıyla kanser riski arasında doğrudan ilişki kurabilmiş hiçbir bilimsel araştırma bulunmuyor. Birçok tıp kurumu bu iddiayı bir "kocakarı hikayesi" olarak nitelendiriyor. Konuya şüpheyle yaklaşanlar da var; ancak tatmin edici delillere ulaşılamamış durumda. Yani benlerin koparılmasının veya cerrahi müdahale sonrasında alınmasının kanser oluşumu ile hiçbir alakası bulunmuyor. Hatta doktorlar da beni incelemek için keserek parça alırlar; dolayısıyla kesmenin, yolmanın, parçalamanın benin kansere dönüşmesiyle doğrudan alakası bulunmuyor; ancak enfeksiyonel hastalıklardan ötürü yine de tavsiye edilmiyor.

UYARI
Benlere yapacağınız fiziksel bir müdahale ile kanseri tetiklemeniz neredeyse imkansızdır. Kimi zaman, beninizin yolunması sonucu oluşan yara içerisinde edindiğiniz bir virüs veya bakteri belki kanseri tetikleyebilir; ancak bu bir tesadüftür ve vücudun herhangi bir yerinde de meydana gelebilir. Dolayısıyla benlerin yolunmasının kanserle bir alakası bulunmaz. Ancak tabii ki yolunan her doku gibi yoğun miktarda melanosit hücrelerinden oluşan benleri yolmak, birçok diğer enfeksiyonel hastalığı tetikleyebilir. Bu yüzden benlerinize fazla dokunmamanız, kaşımamanız ve yolmamanız tavsiye edilir; ancak kanser korkusuna kapılarak benlerinize her değdiğinizde rahatsızlık duymanıza da gerek yok. Ayrıca doktora görünmekte yarar var.

BEN NEDİR, TEHLİKELİ MİDİR?
Benler, deri üzerinde ve altında bulunan melanosit hücrelerinde oluşan, aşırı melanin birikiminden ötürü siyah veya buna yakın renklerde görülen deri hasarlarıdır (lezyon). Her yetişkin bireyde en azından 2-3 tane ben bulunur. Kimi insanda bu ben sayısı yüzlerle ifade edilecek kadar çokken, kimisinde çok fazla sayıda bulunmaz. Bu benlerin bazıları doğuştan geldiği gibi, bazıları da sonradan, ömür içerisinde oluşabilir. İstatistiki olarak her 100 bebekten 1 tanesi en az 1 adet ben ile doğmaktadır. Ayrıca ömür içerisinde oluşan benlerin çok büyük bir kısmının 20 yaşına ulaşmadan önce oluştuğu bilinmektedir ve 30 yaşından sonra yok oldukları görülebilir. Beyaz tenli gençlerde ortalama 100 civarında ben bulunur ve bu sayı 400'e kadar ulaşabilir.
Benlerle ilgili asıl önemli olan, iyi huylu veya kötü huylu olmalarıdır. Çünkü benlerin yolunması kanseri tetiklemiyor olsa da, benlerin kendileri kanserin habercisi olabilmektedir. Benlere sahip olmak her zaman kanser göstergesi olmaz; ancak benlerin yapısındaki ani değişimler, kanser habercisi olabilir. Deri Kanserinin ABCDE'si denen bir yöntemle benlerinizle ilgili kanser kuşkularınızı test edebilirsiniz: ben yapısı asimetrik ise, sınırları pürüzlüyse, rengi değişiyorsa, çapı giderek artıyorsa ve benlerin genel sayısı da abartılı bir biçimde artıyorsa, yapıları değişiyorsa, farklılaşıyorlarsa acilen doktora başvurulması gerekir. Çünkü bu özellikteki benler kanserli olabilirler ve anında müdahale edilmezse kısa sürede deri kanserine yol açabilirler. Ancak doktor tanısı olmadan kesin yargılara varmak asla doğru değildir.
Eğer kötü huylu bir ben tespit edilecek olursa, doktorun kararına göre ben vücuttan alınabilir. Bunun kararı biyopsi yapılarak alınır. Yani benden ufak bir parça alınıp analiz edilir ve kanserli olup olmadığına karar verilir. Benin alınması genellikle keserek alma şeklinde veya lazerle yapılmaktadır. Ancak bu yöntemler benin tipine ve konumuna göre değişebilir, bunun kararını verecek olan doktorlardır.

Kaynak: Evrim Ağacı

İlgili haberler
GÜNÜN BİLGİSİ: Bu Mozart başka Mozart

Mozart’ı kim bilmez! Peki ta Maria Anna Mozart’ı bilen var mı? Belki de asıl deha odur...

GÜNÜN BİLGİSİ: Sözünü esirgemeyen Katharina

Bugünkü bilgi Almanya’dan Semra Çelik'ten... Evinin yakınındaki kadın heykelinin kime ait olduğunu m...

GÜNÜN BİLGİSİ: Rujun ilginç tarihi

Dudakları renklendirmenin tarihi çok eskilere uzanıyor. Üstelik bu, sadece kadınlara özgü bir şey de...