Anadolu’nun en eski uluslararası ticaret merkezi, Asur Ticaret kolonisi Kaniş-Karum’daki kazılarda ortaya çıkan belgelerle kadınların 4 bin yıl önce ticari anlaşma yapıp, kendi adlarına mühür bastıkları ortaya çıktı.
Hititlerin Anadolu’da kurduğu ilk kent kalıntısı olan höyük ve etrafında onu saran Karumdan oluşan Kültepe Ören Yerinde kazı çalışması 1948 yılında başladı. Kültepe’deki kazı çalışmaları halen, Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu başkanlığında sürdürülüyor. Bu yılki kazılarda 2’si tablet 76 eser ile 4 bin-4 bin 500 yıllarında yapılmış idari yapıların köşeleri ortaya çıkarıldı.
BORÇ BELGELERİNİ EŞLER BİRLİKTE MÜHÜRLÜYORDU
Bu yılki kazılar sonrası, Asur ticaret kolonilerinin başkenti Kaniş Krallığının merkezi Kültepe’de bulunan ve sayıları 23 bin 500’ü bulan çivi yazılı belgeler, Anadolu yerlilerinin sosyal hayatına ışık tuttuğunu belirtiliyor. Prof. Dr. Kulakoğlu, belgelerin ortaya çıkardığı yaşamı şöyle özetliyor: “Bu çağda Anadolu’da kadın ve erkek eşitliği sosyal hayatın özünü oluşturmaktadır. Kadın, iş ve yönetimde de bu sistem içinde kendine yer bulmuştur. Devletin başında kraliçenin görev alması gibi. Yerliler arasındaki kadın ve erkek eşitliğini kanıtlayan evlenme ve boşanma mukaveleleri karşılıklı anlaşma esasına göre düzenlenmiş. Evli kadınlar, kendi adlarına anlaşma yapar, onları mühürlerlerdi. Birçok borç belgesi karı-koca tarafından mühürlenmiştir. Alacaklı, borçlunun eşini de borçlu sayar, onun garantisi isterdi. Kadınlar, evli veya bekar olsunlar, kontrata dayanan anlaşmalara ve hukuki işlere karışırlardı.”KABULLER KRAL VE KRALİÇE TARAFINDAN ORTAK YAPILIYORDU
Günümüzden 4 bin yıl önce, Anadoluda kadının önemli bir yere sahip olduğunun çivi yazılı tablet ve mühürlerden anlaşıldığına dikkat çeken Kulakoğlu, “Kültepe tabletlerinde 4 bin yıl önce, Anadolu’da ve Mezopotamya’da kadının hem ailedeki yeri hem ekonomik faaliyetleri ve hem de idari görevleri çok açık bir şekilde ortaya konmaktadır. Şehir devletlerinin yönetimlerinde kralların yanında kraliçelerin de söz sahibi oldukları yönünde çeşitli metinler bulunmaktadır. Bu konuda çok dikkate değer bir tablet mahkeme zaptının tutulduğu tablettir. Burada Anadolu’da ismi belirtilmemiş bir krallığın kral ve kraliçesinin yan yana, kendilerine gelen heyeti kabulleri ve kararları anlatılmaktadır” diye aktarıyor ortaya çıkan bulguların sonuçlarını.Kulakoğlu’nun anlatımına göre, bulgular şöyle ipuçları taşıyor:
- Kaniş-Karumunda oturmuş Asurlu tüccarlarla, bunların Asur’daki kadın yakınları arasındaki yazışmalar, bazı kadınların, eşlerinin veya kardeşlerinin yanında aktif biçimde ticari hayatın içinde yer aldıklarını ortaya koyuyor.
- Puzur-Aşşur adlı tüccarın Waqartum adlı kadına gönderdiği mektupta bir kumaşın dokunması ile ilgili dikkate değer bazı tabirler yer alıyor. Kadınların, kumaşların dokunmasıyla sınırlı kalmadığı, bunların pazarlanmak üzere Anadolu’ya gönderilmesinde de ön planda yer aldıkları görülüyor.
- Evlenme-boşanma kayıtlarından, tarihi devirlerin başlangıcında Anadolu’da kadın ve erkeğin eşit haklara sahip oldukları anlaşılıyor. Kültepe’deki tabletlerden evlenme ve boşanmalarda erkek ve kadının aynı şartlara ve aynı esaslara tabi tutuldukları anlaşılıyor.
- Asurlular Anadolu’da yerli bir kadınla evlenebiliyorlardı. Bu durumda ikinci bir eş almaları yasaklanmıştı. Ancak, Asur’da “qadiştum”denilen bir kadınla belki geçici bir evlilik yapabilecekleri kaydedilmiş durumda.
- Hukuki olarak kadın-erkek eşitliği Anadolu halkında o zamanlarda belirgin durumda.
- Öte yandan zengin bir tüccar olan Ennum Aşşur karısı Nuhşatum’a gönderdiği bir mektupta bazı ailevi konulara değiniyor ve “Lalia’nın varışında peçeyi kızın başına koyacağım” diyor. Burada “Kızın başına peçe koymak” tabirinin söz kesilerek veya nişanlanarak evliliğe ilk adımını atmış kadın veya erkek için kullanılan “başını bağlamak” deyimiyle özdeş olabileceği tahmin ediliyor.
- Kültepe’de bulunmuş bir mektupta, mektubu yazan Azia isimli şahıs üç kardeşine, Asur’daki kız kardeşlerinin, babalarının vasiyetnamesini öğrenmek için kendisini taciz ettiğini bildiriyor. Mektubun devamından anlaşıldığına göre kadın, Anadolu’daki ağabeyleri gelmediği bahanesiyle oyalanıyor ve herhalde, babalarından kalan bazı mallar kendisinden gizlenmek isteniyor.
Kaynak: DHA
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.