Eğitim Sen’li Kadınlar ‘Eğitimde Cinsiyetçiliğe Hayır’ demek için basın açıklaması gerçekleştirdi.
Eğitimin, toplumsal eşitsizliğinin yeniden üretilmesinde önemli bir rol oynadığını söyleyen kadınlar Eğitim Sen’li kadınlar olarak cinsiyetçiliğe, homofobiye, nefrete karşı; okullarda, iş yerlerinde ve yaşamın her alanında mücadele yürüttüklerini dile getirdi: “Biz Eğitim Sen’li kadınlar olarak eğitim sisteminin toplumun genelinde var olan erkek egemen zihniyetten bağımsız olmadığını biliyor ve geçmişten bugüne kadın özgürlüğü ve eşitlik mücadelesi için ürettiğimiz politikalarla her alanda mücadele etmeye devam ediyoruz.”
AYRIMCI VE CİNSİYETÇİ EĞİTİM POLİTİKALARININ MAĞDURU ÇOCUKLARDIR
Eğitimdeki cinsiyet eşitsizliğinin, toplumsal eşitsizliğin bir uzantısı olarak karşılarına çıktığını söyleyen Eğitim Sen’li Kadınlar, Dünya Ekonomik Forumunun 2018 Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Raporu’nda Türkiye’deki toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin geldiği noktaya da dikkat çekti: “2006 yılında bu sıralamada 105. olan Türkiye, 2018’de 149 ülke arasından 130. sıraya geriledi.”Eğitime erişimde, kız çocukları, mülteci çocuklar, anadili Türkçe olmayan çocuklar, LGBTİ+’lar, engelli çocuklar ve geçici koruma altındaki çocukların dezavantajlarının da devam etitğini söyleyen eğitimciler, çocukların “Ayrımcı ve cinsiyetçi eğitim politikalarının en büyük mağduru” olduğunu ifade etti.
EĞTİMDE CİNSİYETÇİLİK DEVAM EDİYOR
Türkiye’nin CEDAW Sözleşmesi’nin tarafı olduğu belirtilerek eğitimde kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olması açısından taraf devletlerin önlemler alması gerektiğini belirten kadınlar, Türkiye’nin söz konusu Sözleşmeyi 1985 tarihinde kabul etmiş olmasına karşın, ders kitaplarında kız çocuklarına daha çok ev içi alanda ya da bu rollerine uygun olan meslekler tavsiye edilirken (ev işleri, öğretmenlik, doktorluk, hemşirelik gibi meslekler) kitapların tümünde okul müdürleri erkek olarak gösterildiğini belirtti. Ayrıca 2014 yılında başlatılan “Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesi”, projesinden de vazgeçildiği hatırlatıldı.Basına yansıyan ya da yansımayan birçok olayda istismarda bulunan tacizci ve tecavüzcü öğretmenlerin yargı tarafından aklandığı belirtilen açıklamada “Tacizci ve tecavüzcü öğretmenler başka okullara gönderilerek öğretmenlik yapmaya devam etmektedir” denildi.
Karma eğitim tartışmalarına ilişkin de sözlerini söyleyen kadınlar, “Bakanlık tarafından ‘Çok Programlı Anadolu Lisesi, METEM ve Mesleki Eğitim merkezlerinde karma eğitimi yapılır’ ifadesi kaldırılmıştır. Ancak çocukların birbirlerini farklı değer, düşünme ve davranış bakımından görüp tanımaları, sağlıklı iletişim kurabilmeleri ve birbirlerine saygı duymaları ancak karma eğitim ile mümkündür. Gerek müfredat değişiklikleri gerekse vakıf ve cemaatlerle yapılan protokollerle tüm okulları imam hatipleştirme devam etmektedir. Toplumsal yaşamda cinsiyet eşitliğinin hayata geçirilmediği, kadınların her alanda ikincil plana itildiği, kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddetin sürekli gündem olduğu Türkiye gibi ülkelerde karma eğitim karşıtlığı, tek din, tek mezhep ve tek cinsiyet egemenliğine dayalı bir toplum oluşturma hedefinden ayrı düşünülememektedir” dedi.
‘KADINLAR KAMUSAL ALANDAN VAZGEÇMEYECEK’
Açıklamaya şöyle devam edildi:“Pek çok mülteci ve göçmen çocuk bir eğitimin sağladığı fırsatlardan yararlanamamakla birlikte, sağlık bakımı ve diğer hayati hizmetlere ulaşımları bulunmamaktadır. Ekonomik ve sosyal zorlukların yanı sıra ataerkil düzenle de baskı altındaki Suriyeli kadın ve çocuklarda işsizlik çoğunlukta olduğu gibi, iş gücü piyasasında olanlarının neredeyse tamamı güvencesiz çalıştırılmaktadır. Suriyeli kadın ve çocukların anadilinde yaşadığı zorluklar nedeniyle toplumsal yaşamdan uzak kaldığı da bilinmektedir.
Eğitim emekçilerinin yüzde 55,34’ünden fazlası kadınlardan oluştuğu halde yönetim kademelerinde kadın yönetici yoktur. 81 il milli eğitim müdürü, 299 il eğitim müdür yardımcısı ile 919 ilçe milli eğitim müdürü olmak üzere toplam 1299 taşra üst düzey yöneticisi arasında kadın yöneticilerin sayısı 25 yani yüzde 1,92’si kadın; 1274’ü ise erkektir.
Kadınlar istihdama erişimde olduğu gibi istihdam edildikten sonrada ayrımcılığı ve eşitsizliği yaşamaya devam etmektedir. Kadınların ev içerisinde görünmez kılınan emeği ücretli istihdam içerisinde de geleneksel kadın rollerine göre konumlandırılmakta, sosyal politikalarla bakım sorumluluğunun her durumda kadınların omzuna yüklenmekte, şiddet taciz ve mobbing kadınların giderek daha fazla yaşadığı temel sorunlar olmaya devam etmektedir.
Siyasi iktidarın, tüm fetvalarına, gerici müfredatına, ‘mütenasip’ dayatmalarına karşı herkesin kendi anadilinde, cins ayrımcı olmayan, eşit, demokratik, laik, bilimsel, parasız ve kamusal nitelikli eğitim görmesi için mücadele etmeye devam edeceğiz.
Kadınlar olarak , tüm zorluklara ve baskılara rağmen kamusal alana çıkmaya devam edeceğiz. Kadın mücadelesi tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de güçlü kadınların değiştirme isteği engellenemeyecek. Bizi ehlileştirmek, biat ettirmek isteyenler sınırsız imkânlarına rağmen bunu başaramayacaklardır.”
İlgili haberler
GÜNÜN RAKAMI: Türkiye’de 10 milyon kadın hiç eğiti...
Türkiye’de 2 milyon kadın okuma yazma bilmiyor, 7 milyon kadın herhangi bir okul bitirmedi, 8 milyon...
GÜNÜN DİKKATİ: Genç kadınlar daha eğitimli, daha i...
TÜİK verilerine göre; Türkiye’de genç kadınların yükseköğretim okullaşma oranı yüzde 47.4, genç kadı...
Eğitim emekçisi kadınların ‘zorlu’ yılı: Değersizl...
Geleceği güvenli bakamayan, emekliliğin hayal olduğunu söyleyen eğitim emekçisi kadınlarla konuştuk.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.