Pandemide popülaritesi artan koruma kalkanı: Zatürre aşısı
2020’yi kabusa çeviren Covid 19 salgını nedeniyle, ek bir hastalık yaratan ve ağır seyreden zatürreye karşı akciğerleri korumak akılcı bir yöntem olarak kabul edildi. Ama aşıların temininde sorun var!

Aşılar tarih boyunca koruyucu hekimliğin elini en güçlü kılan, kişiler arası din, dil, mezhep ve yaş grubu ayrımı yapmaksızın toplum sağlığını temel alan en önemli sağlık hizmeti sunumudur.  

Aşılar virüslerin ve mikropların neden olduğu bulaşıcılığı yüksek, yaygın hastalık yapabilen ya da ölümcül seyredebilen hastalıklara karşı koruma sağlayan tıbbi karışımlardır. En basit haliyle anlatmak gerekirse; bu hastalık yapıcı ajanların hastalık yapıcı dozunun çok daha küçük miktarı insanlara bu etkene maruz kalmadan çok önce aşılama yolu ile verilerek, vücudun bu etkeni tanıyıp, kendi bağışıklık sistemi içinde koruyucu görevli 'antikor' üretimini sağlaması beklenir.

Tüm toplumun aşı geliştirilen hastalığa karşı aşılanması, toplumda hasta olan tek kişinin bile kalmaması bu hastalığın ve hastalık oluşturan etkenin ortadan kaldırılması anlamı taşır ve bu sağlık alanında toplumsal sağlık için devrimsel niteliktedir.

İnsan sağlığına katkısı anlatmakla bitmeyecek olan aşılar, bugün Covid 19 pandemisi günlerinde popülaritesini yeniden kazandı. Son yılların sıcak gündemi olan aşı karşıtlığı, aşıların otizm, hiperaktivite ve benzeri sorunlara sebep olduğu uydurmaları unutuldu ve tüm insanlık hastalık yapma becerisi azaltılmış bu mikropcuklara nasıl muhtaç olduğumuzla tekrar yüzleşti. Aşıların bu ve benzeri hastalıklara yol açma sebebi kanıtlanmamışken, ailelerin ellerinden tablet telefon düşmeyen çocukları 7/24 televizyon karşısında oturttuklarını görmezden geldikleri bir gerçektir.

PNÖMOKOK AŞISI: AĞIR SEYREDEN ZATÜRREYE KARŞI AKCİĞER KORUMASI

Gelelim güncel konumuz olan zatürre aşısı diye bilinen pnömokok aşısına.

Pnömokok aşısı 2011 yılından beri Sağlık Bakanlığı tarafından Ulusal Bağışıklama Programı çerçevesinde 2, 6 ve 12. aylarda tüm bebeklere hayatlarında 3 kez olmak üzere ücretsiz olarak yapılmakta. Son 5 yıldır da yine bakanlığın belirlediği 65 yaş üstü ve kronik hastalıkları olan kişilerde ağır seyredebilen pnömokok zatürresine karşı koruma amaçlı bu aşının yapılmasına başlandı.

2020 yılını kabusa çeviren Covid 19 salgını etkeni virüsün solunum yollarını tutması, özellikle solunum sisteminde kronik hastalıkları ve bağışıklık sistem sorunları olan kişilerde ölümcül seyretmesi sebebiyle, ek bir hastalık yaratan ve ağır seyreden bu zatürreye karşı akciğerleri korumak akılcı bir yöntem olarak kabul edildi. Yanlış da değil elbette; ama burada iki noktaya dikkat çekmek gerekiyor: Birincisi bu aşı korona virüsüne yakalanmamızı engellemiyor. İkincisi de korona virüsüne yakalanan hastaların yoğun bakım süreçlerinde durumunun ağırlaşmasını önlüyor. Yani ikincil enfeksiyonlardan korunmuş oluyorlar

Ancak tam da sosyal mesafe, izolasyon, karantina, kişisel hijyen diye üstüne basa basa konuşurken, bir televizyon haberi ile akın akın sağlık kuruluşlarına yığılmak, aşı olmak için birbirini hunharca ezmek tam olarak yönetim zafiyeti olarak karşımıza çıktı.

Çünkü Sağlık Bakanlığı her yıl doğacak çocuk sayısını, 65 yaş üzeri kişi sayısını ve olası artacak kronik hastalıklı kişi sayısını projekte eder ve belirler. Aşı satın alımlarını da buna göre yapar. Yani elimizde ihtiyacı karşılayacak kadar aşı yok.

Sağlık Bakanlığı, korona virüsünün de etkisi ile aşı talebinin artacağını bilmesine rağmen tedbir almadı. Bu ülkenin en büyük eksikliklerinden biri aşı üretimi gerçekleştiren sağlık kurumlarının, fabrikaların kapatılmış olması ve artık kendi aşımızı üretemiyor olmamız.

Sağlıklı yaşamanın, sağlığımızı korumanın ülke politikalarıyla ne kadar ilişkili olduğunu gösteren en önemli göstergelerden biri değil mi sizce de bu aşı meselesi?

Sağlıkla kalın!

AŞI İLE ÖNLENEBİLECEK HASTALIKLAR YOKSUL ÜLKELERDE ÇOCUKLARIN ÖLÜMÜNE SEBEP OLUYOR 
1976 yılına kadar ülkemizde de yıllardır uygulanan çiçek aşısı ile çiçek hastalığının yeryüzünden silinmesi tolum sağlığı adına sağlanan en büyük zaferdi. Son 30 yılda yaşanan savaş, göç ve yönetim şekli değişikliklerinin sebep olduğu aşı tedariğinin ve uygulamasının bozulması sebebiyle çocuk felci hastalığı yeniden ortaya çıktı. Halbuki WHO ve UNICEF iş birliği ile yürütülen aşı kampanyaları ile yeryüzünden silinmek üzere olan çocuk felci tekrar hortladı. Gelişmiş sosyo ekonomisi iyi ülkelerde çocuk felci hiç görülmüyor. Yine Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada her yıl aşı ile önlenebilecek hastalıklardan az gelişmiş ülkeler başta olmak üzere yaklaşık 2-3 milyon çocuğun öldüğü bilinmektedir. Eğer küresel aşılama kapsamı arttırılırsa bu ölümlerin 1.5 milyonunun önlenebileceği düşünülmektedir.


TARİHTE İLK KEŞFEDİLEN AŞI: ÇİÇEK AŞISI
Aşının 'icadının' M.Ö. 400'lü yıllara kadar dayandığı biliniyor. Tarihte ilk keşfedilen aşı ise çiçek aşısı. Ülkemizde de çiçek aşına ait ilk veri kendi çocuğu da çiçek hastalığından muzdarip bir İngiliz Leydisinin 1721 yılında ülkesine yazdığı mektubunda çiçek aşısından bahsetmesidir.


İlgili haberler
GÜNÜN ÖNERİSİ: Zatürreye dikkat!

Ölümle dahi sonuçlanabilen zatürreye dikkat! Kış mevsiminde sıklıkla görülen ve ağır geçen gripler z...

GÜNÜN RAKAMI: Her yıl yaklaşık 1 milyon çocuk zatü...

Zatürre aşısının yüksek fiyatlandırılması ve ilaçların şirketler tarafından tekelleştirilmesi nedeni...

GÜNÜN SORUSU: Koronavirüs tehdidine karşı çocuk ha...

FİSA Çocuk Hakları Merkezi, koronavirüs tehdidine karşı çocuk hakları temelinde yapılması gerekenler...