MEKTUP
Antalya’da 25 Kasım öncesi bir araya gelen görme engelli kadınlar sorunlarını dile getirdi: Şiddet ve istismara, mobbinge ve aile baskısına daha fazla maruz kalıyoruz. Bizi güçlendirecek kurumlar yok.
'Bu yolda bir kadın olarak yürümek demek endişenin ve sorulacak soruların iki katına çıkması demek.'
Üyesi olduğum Türk Metal’e sorularım olacak. Bu dönem taslağa koyduğunuz ‘Kadın İşçiler Kurulu’ benim bu taleplerimi gerçekleştirmemi sağlayacak mı? Sağlayacaksa nasıl?
Küfür duymaktan bıktık, usandık. İşler işte olduğu kadar evde de ağır. İşyerlerindeki ayrımcılığa karşı, kadınların hayatlarını daha da zorlaştıran koşullara karşı kim bir şeyler yapacak peki?
Hafize’yi kaybetmenin derin acısı ve ulaştığımız kadınlardan aldığımız dayanışma mesajlarının umudu ile kapı kapı dolaşmaya devam ediyoruz.
Cinsiyetin bize kattıklarını biz de benimseyip hareket etmedik mi? Sen erkeksin al mavi senin olsun demedik mi? Sen kızsın ayıp! Demedik mi?
Annemin verdiği tepki beni çok şaşırttı; ‘Kızım niye bağırmadın, kızım niye tokat atmadın, niye tepki vermedin’ Nasıl yani? Benim annem ‘Aman kızım sessiz ol, kimse duymasın’ demez miydi?
Aydın Üniversitesi’nden kadın öğrenciler, “Eğitim Hakkımız, Burs İhtiyacımız” kampanyasının kendileri için neden önemli olduğunu anlattı.
İktidarın, iktidarın politikalarıyla beslenen erkeklerin kadınları eve hapsetmesine, kadınları ikinci sınıf görmesine karşı biz kadınlar sokağa çıkmaya, üretmeye, çalışmaya, ilerlemeye devam edeceğiz.
‘Hepimiz diğerimizin cesareti, yoldaşı, eli, kulağı ve yüreği olalım. Kapıyı çarpıp çıktığınızda dışarıda işsizlikten, fuhuştan, açlıktan ve ölümden korkmadığımız bir dünyayı birlikte yaratabiliriz.’
Yurt personelinin ve kat görevlilerinin insanca şartlarda çalışabilmelerinin sağlanması için bütün yurtlardaki görevlilerin ve biz öğrencilerin, bir arada durup ses çıkartması önemli.
‘Moda Koton’da’ sloganıyla reklam filmleri çeken ‘Türkiye’nin öncü ve moda giyim markası’ iddiasındaki Koton’da 4 ay çalışan bir kadın, çalışırken nasıl bir sömürüye maruz kaldığını anlatıyor...
Sendika işçi sınıfının örgütlendiği bir araya geldiği tek birliktir. Önemli olan işyerlerinde kendi aramızda örgütlenip mücadeleci sınıf sendikacılığını hayata geçirmek olmalıdır.
Her gün bir kadın öldürülüyorken, kapı komşularımızdan gelen kavga sesleri canlı canlı salonumuzda yankılanırken bu şiddeti görünür kılan penguen medyanın kadın programları mıdır sizce?
‘Şiddet nedir?’ diye soracak olursak, kişinin isteği dışında kendisine yönelen zora dayanan davranışlar, sözler, yaklaşımların hepsine şiddet diyebiliriz...
Bu bir ‘şifalanma’ mektubu, hem mektubu Ekmek ve Gül ile paylaşan Hatice için hem de benzer hikayelerin taşıyıcısı kız ve erkek kardeşlerimiz için… Dayanışmayla…
Duygu, Leyla, Mizgin, Hilal ve diğerleri... her birinde biraz kendimi buldum. Siz onların sesi olmasaydınız ben onları bilmeyecektim ve bugün daha çok çıkmayacaktı sesim.
Okuyamayan, evlenmek zorunda kalan Duygu anlatıyor: ‘Hayat bize birçok şeyi öğretiyor. Buralarda yaşamak kolay değil.’
Pendik’te Ekmek ve Gül grubundan kadınlar kapı kapı dolaşarak, standlar açarak, evlerde kadınlarla buluşarak ücretsiz belediye kreşi için binlerce imza topladı.
Erken yaşta evin yükünü sırtlayan Leyla, evliliğinde de şiddetin yükünü taşımış. Bugün kızı için ikinci evliliğini yapan Leyla kadınlara şöyle sesleniyor: Kadınlar kendilerini korumak için savaşmalı.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.