Kasiyerlikten kreş sınıfına değişmeyen sömürü
‘Bu düzen nerede olursan ol öğretmenlerin, kasiyerlerin, sağlık emekçilerinin, ofis çalışanlarının, fabrikadaki işçilerin emeğini yok saymayı iyi biliyor.’

Emekçi bir kadın olmak 1 Mayıs’a katılmak için yeterli bir sebep. Hem sömürüldüğümüz hem de kadın olduğumuz için ayrıca ezildiğimiz bir sistemin içindeyiz. İş yerinde sadece emeğim sömürülmüyor; aynı zamanda kimliğim, yöntemim, düşüncelerim de baskı altında tutuluyor. Verilen ücretler hiçbir şeye yetmiyor, geçim sıkıntısı giderek büyüyor. Ama sürekli işimi nasıl yapmam gerektiği konusunda dayatmalarla karşılaşıyorum. Mobbing ve düşük ücret kıskacında hem yeterli olmaya hem de geçinmeye çalışıyorum.

Kasiyerlik yaptığım günleri hatırlıyorum. Çok yaktığı için patron klimayı kapatmış, -8 derecede çalmıştım. Titreyen ellerle kat kat giyinerek işimi sürdürmeye çalıştım. 

Şimdi de sınıfta bilgiyi, umudu, geleceği inşa etmek için çabalarken değersizleştiriliyorum, değersizleştiriliyoruz. Çünkü bu düzen nerede olursan ol öğretmenleri, kasiyerleri, sağlık emekçilerini, ofis çalışanlarını, fabrikadaki işçilerinin emeğini yok saymayı iyi biliyor.

Bunu kabul etmemek bizim ellerimizde. Önümüz 1 Mayıs, bizi yok sayan sisteme karşı sesimizi yükselteceğimiz gün geliyor. Sadece orada olmak istediğim için değil; koşullarım orada olmamı zorunlu kıldığı için ben de alanlarda olacağım.

Görsel: Canva Pro Yapay Zeka ile üretildi

İlgili haberler
‘İşçi Barbie’yiz biz’

‘1 Mayıs’a giderken gıda işçisi kadınların talepleri, istekleri çok net duruyor önümüzde: Gelecek is...

Birleşince güçlüyüz

'Güvencesiz çalışma koşulları bizim sırtımıza bin bir türlü angarya yük bindiriyor, birden fazla kiş...

Ya hep beraber ya hiçbirimiz: Milyonların umudunu...

Şimdi milyonlardan aldığımız ve güçle 1 Mayıs’ı örgütleme zamanı, taleplerimizle alanlardan dolup ta...