Bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Tekstilde işim çok yoğun. Kalite ve üretimden sorumluyum. ‘Sovyetler Birliği'nde kentler ve kadın’ yazısını okudum ve öyle yaşamayı hayal etmeye başladım:
İki çocuğum var, onları nereye bırakacağım ile ilgili hiçbir kaygım yok çünkü biliyorum ki güvenilir bir yerde çocuğuma bakılıyor ve gözüm arkada değil. Rahatlıkla çalışıyorum ve biliyorum ki hakkım olanı alıyorum. ‘Eyvah bugün yemek yapamadım’ kaygısını taşımıyorum. Aşevine giderek yemeğimi alıyorum, eve huzurla geliyorum. Ben evime gidip, günün yorgunluğunu ayaklarımı uzatarak ve eşimle, çocuklarımla vakit geçirerek atıyorum. En çokta hafta sonu olan tatilimde ortak paylaştığımız çamaşırhanede çamaşır yıkarken ki diğerleriyle ayak üstü sohbetlerimiz beni mutlu ediyor.
Yaz tatili geldiğinde içim hiç buruk değil. Çünkü çocuklarımın yaz kamplarına giderek tatil yapma imkanlarının olduğunu biliyorum. Kaygım yok, daha fazla çalışıp çocuklarıma bir ev bırakmak gibi bir tasamda yok. Çünkü zaten kalacakları evleri var. En önemlisi de ben bir kadınım ve kentimin, ülkemin yönetilmesinde sözüm var. Kadınım ve öldürülme korkum olmadan yaşıyorum. Bundan daha kıymetli ne olabilir ki?
Fotoğraf: Canva Pro Kolaj
İlgili haberler
Sovyetler Birliğinde kentler ve kadın
Bir düşün ötesinde: Sovyet devriminden sonra ortak konutlar özel evlerden daha iyi donatıldı, ortak...
Vera Mihaylovna Veliçkina: Sovyetlerde çocuklara b...
Çocuklar için okullarda bir öğün ücretsiz öğle yemeği uygulaması ve ücretsiz kantinler zorlu yıllard...
Fabrika mutfakları Sovyet kadınlarını yorucu yemek...
‘Fabrika mutfakları’ projesi aslında kadınların hem evde yemek yapma zorunluluğunu ortadan kaldırmak...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.