Eşit ve şiddetsiz bir dünya sözümüzü tutacağız!
'Pınar’ı vahşice katleden ve ölümünün arkasından geride bıraktığı kız kardeşlerine sopa niyetine gösterilen mahkeme süreci, bugün Türkiye’de yaşayan tüm kadınlara biçtikleri yaşamın bir göstergesidir'

27 yaşındaki üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’i 16 Temmuz 2020’de Muğla'da Cemal Metin Avcı tarafından vahşice öldürülmesiyle tanıdık. Bu vahşice katliam, Türkiye’de yaşayan her kadının yaşamını nasıl bir güvencesizlik içinde kurmaya çalıştığı gerçeğiyle bir kez daha yüzleşmesine sebep olmuş, kadın cinayetlerini yaratan düzene öfkemizi bir kez daha katlamıştı. Geçtiğimiz günlerde çıkan mahkeme kararıysa bir kız kardeşimizi daha bu düzenin vahşice katledilmesinin arkasında, binlercemizin hayatını tehdit eden erkek egemen siyaset anlayışı olduğunu bize bir kez daha gösterdi. Pınar’ın katillerine olan öfkemiz, bugün o katilleri aklayan, haksız tahrik indirimiyle ödüllendiren bu hukuksuzluğa karşı perçinlendi.

SİSTEM KADINA SIRTINI ÇEVİRİYOR

İlk yargılanma sürecinde yerel mahkeme, katil zanlısı hakkında ağırlaştırılmış müebbet cezasını verdikten sonra haksız tahrik şartlarının oluşmamasına rağmen cezasında indirime gitti. İstinafta bu karar bozularak faile ağırlaştırılmış müebbet cezası verildi. Daha sonra Yargıtay, katil zanlısı Cemal Metin Avcı’ya verilen ağırlaştırılmış müebbet cezasını “canlı canlı yakılarak öldürme canavarca hisle değildir” gerekçesi ile bozdu. Yargıtay, Gültekin’in canlı bir şekilde yakılmasını göz ardı ederek delilleri yok etme suçu üstünden ilerledi. Fakat Adli Tıp raporlarına göre Pınar Gültekin, canlı bir şekilde yakılmıştı. TCK madde 82/1 b bendi gerekçesine göre kişinin yakılarak öldürülmesi canavarca hisle öldürmedir. Dolayısıyla Yargıtay'ın ağırlaştırılmış müebbet cezasını bozması, hukuki denetimden yoksun bir karardır. Bu ve bunun gibi hukuki denetimden yoksun, caydırıcılığın önünde bir engel olarak emsal oluşturan kararlar, kadınların hali hazırda sarsılmış olan adalet anlayışını, hukukun ve yasaların yaşamlarımızı koruyacağı fikrini daha da sarsıyor.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Yargıtay 1.Ceza Dairesinin kararına geçtiğimiz günlerde itiraz etti. Bu itiraz, her ne kadar adaletin kendisi gibi gözükse de toplumdaki tepkileri azaltmayacaktır. Çünkü Pınar ilk de değil, son da... Türkiye’de kadınlar eşinden boşanmak istediği için, bir erkeği reddettiği için, yolda yürürken ya da kıyafetleri yüzünden öldürülüyor. Zayıfı koruduğunu iddia eden sistem, konu kadın cinayetleri olduğu zaman sırtını kadınlara çeviriyor. Kendi yasasını dahi çiğneyerek katillere ödül niteliğinde cezalar vermekten çekinmiyor.

Kadın cinayetlerinin her geçen yıl arttığı, şiddet ve taciz vakalarının cezasızlıkla ödüllendirildiği Türkiye’de, kadınların evlerinden ayrılarak güvenli bir şekilde gündelik hayatlarını sürdürmeleri her geçen gün bir öncekinden daha imkansız hale geliyor. Hükümet ise çağrı ve protestolara rağmen gerekleri tedbirleri almamakta, aksine kadını eve, aileye, şiddete mahkum eden politikalarını uygulamakta ısrarcı.

Pınar’ı vahşice katleden ve ölümünün arkasından geride bıraktığı kız kardeşlerine sopa niyetine gösterilen mahkeme süreci, bugün Türkiye’de yaşayan tüm kadınlara biçtikleri yaşamın bir göstergesidir. Şimdi bize düşen ise koşullar ne olursa olsun sırt sırta, omuz omuza vermekten vazgeçmemektir. Yasaların korumamasına, biçtikleri "aile" kılıfının tüm baskılarına karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Pınar’a, Ayşe Tuba’ya, Ceren Özdemir’e ve daha nicelerine verdiğimiz; kadınların eşit, özgür ve şiddetsiz yaşayabileceği bir dünyayı kurma sözümüzü, mücadelemizle yerine getireceğiz!

Fotoğraf: Evrensel

İlgili haberler
Üniversiteli kadınlar Yargıtay'ın Pınar Gültekin k...

Üniversiteli kadınlar, Pınar Gültekin'i katleden Cemal Metin Avcı'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet...

Cezasızlık politikalarının geldiği son nokta

'Kadın cinayeti ya da şiddet söz konusu olduğunda genelde kadının suçlanmasının ve cinayetin sebebin...

Mücadelemiz toplumsal değişimi amaçlamalı

'Cezasızlık politikasına karşı yürüteceğimiz bu mücadele sadece hukuk alanında değil, toplumsal bir...