En coşkulu atılan sloganlardan biridir, 8 Mart’ta, 25 Kasım’da ya da kadın kitlelerinin benzer eylemlerinde; “Dünya yerinden oynar, dünya yerinden oynar, kadınlar özgür olsa, kadınlar özgür olsa.”
Bu 8 Mart’ta da iş yerlerinden, mahallelerden, liselerden, üniversite kampüslerinden pek çok kesimden kadınlar olarak taleplerimizle alanlardaydık.
Hafta boyunca iş yerlerinde ve semtlerde ya basın açıklaması ya kahvaltı buluşması ya da sunum, söyleşi gibi farklı etkinliklerle sorunlar, talepler dillendirildi, söylemekten dillerde tüy bitmedi, dinleyenler yetti artık diyemedi.
Diyemez…
Kimse “Tamam yeter biliyoruz, demeyin” diyemez.
Dese; kadınlar demenin bin türlü yolunu bulur. Hani hep şakaları yapılır, dalgası geçilir kadınların dırdır ettiğine dair ya, bu çok öyle dırdır değil. Nasıl mı?
Kadınlar dertlerini, isteklerini sloganlarla da akla gelmedik tarzlarda da anlatıyor.
Örneğin, “Mart 2023’ten Şubat 2024’e kadar 304 kadın öldürüldü” cümlesinin artık işlemediği bir kesim var ki onlara “Bir gün kendini balkondan attı derlerse inanma, çünkü ben yaşamayı çok seviyorum” diyen bir döviz göstermek, kanıksadıklarının acısını hatırlatabiliyor.
“Çocukların evlilik yoluyla istismarı artıyor, okullaşma oranı düşüyor” haberini görmeyenlere “Sıra bendeyse anneme sarıl” derken; “Aynı işi yapan erkeklerden yüzde 12-17 daha düşük ücret alıyor” oranını umursamayanlara “Kadınım, kimsenin kölesi değilim” diyor kadınlar.
“3 milyon 248 bin kadın sosyal güvenceden yoksun”sa bana ne diyenlere “İnsanca, güvenceli çalışmak, insanca yaşamak istiyoruz” diye haykırıyorlar.
“Ekmek istiyoruz gül de” diyen kadınlar, “Özgürlük için varız” dediklerinde duymazlarsa; duymayanlara “Yaratma gücü bende, yasama gücü bende, yaşatma gücü bende” diyorlar.
“12 milyon kadın ev angaryasının yükü yüzünden çalışamıyor” verisini bilmeyenlere, “Kardeşim, ben senin yılgın bir hoşgörüyle kadın haklarımı benimsemene mi kaldım” derken; susturmak isteyenlere “Kadından al haberi”, hayırları belki diye yorumlayanlara “Hayır diyorsam hayırdır” diye cevap veriyorlar.
Evet bu 8 Mart’ta da kadınlar farklı cümlelerle, farklı seslerle ‘kadın’ın kutsallık anlamı yüklenen tanımlarına karşı çıkıp kadınları, emekleri üzerinden savundular. Farklı iş kollarından kadınlar, çalışma koşullarına özgü talepleriyle düdükleriyle, tefleriyle, erbaneleriyle ses çıkardılar.
Grevlerle, direnişlerle 8 Mart’ı selamlayanlar vardı; Lezita işçileri gibi, Gates işçileri gibi. Alanlardan dayanışma mesajları gönderildi, grevci işçiler kadın yürüyüşlerine güç kattı. 8 Mart’ın kimin günü olduğunun cevabını grevci kadın işçiler verdi.
Yürüyüş anında sloganlar atarken bir kadın kulağıma eğildi “Kadınlar özgür olsa diyoruz ya” dedi, “örgütlü olsa dememiz lazım.”
Başa dönüp değiştirelim; “Dünya yerinden oynar, kadınlar örgütlü olsa.”
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
8 Mart'a giderken bir sağlık emekçisi anlatıyor: '...
'Birlikte çalıştığımız birçok sağlık emekçisi arkadaşımız mutsuz, tükenmiş durumda. Bu durum domino...
8 Mart'a giderken Malatyalı sağlık emekçileri anla...
Malatyalı depremzede sağlık emekçileri yaşanılabilir evler, sağlam hastaneler, engelli kadın emekçil...
SES’TEN PANEL: Kadına şiddetin kökeni ve hekimcesi
Ankara SES’ten kadınlar “Kadına şiddetin kökeni ve hekimcesi paneli” düzenliyor.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.