Körfez Yavuz Selim İlkokulu'nun karşısındaki parktayız. Daha önce görüştüğümüz, sohbet ettiğimiz kadın arkadaşımızla buluşmak üzere sözleşmiştik. Bu okulun önemi büyük. Çünkü tüm Türkiye’ye yayılan, her geçen gün gündem olmaya devam eden, okullarda her öğrenciye bir öğün ücretsiz, sağlıklı yemek kampanyamızın başlangıç noktası bu okul. Kadınlar, çocuklarının beslenme saatinde çocuklarına okulun karşısındaki bu parkta yemek yediriyorlar.
Öğle arası yaklaşırken kadınlar da gelmeye başlıyor yavaş yavaş. Park adeta yemekhane gibi. Kadınlar tuttukları masalara, ellerinde poşetlerle oturuyorlar. Yanımıza gelen kadınlarla sohbet etmeye başlıyoruz. Esma, Yasemin, Gülizar. Biri susuyor, biri başlıyor. Beslenme çantasına makarna ya da patates kızartması koyabildiğini söyleyen Esma, her şeyin pahalı olduğunu ve çocuğunun beslenme çantasına mecburen karnını doyurabilecek en ucuz alternatif olarak bunları koyabildiğini belirtiyor. Okulda çocuklarına yemek yedirecekleri bir alan olmadığını, o yüzden bu parkı kullandıklarını söyleyen Esma “Havalar soğuduğunda işimiz zorlaşacak. En büyük sorun çocukların beslenme sorunu” diyor. Son günlerde sorun haline gelen temizlik için personel alındığını belirterek “Birisi arkadaşım ve asgari ücret alıyor” diyor. Personelin çalışma şartları, sözleşme süresi, vesaire muamma. Beslenmenin de devlet tarafından karşılanması gerektiğini söylüyor Esma.
KAZANANA KADAR DEVAM
Yasemin de çocuğuna sulu yemek yediremediğini, evden parka bunu taşıma imkanı olmadığını bu yüzden çocuğun beslenmesine hep katı ve ucuz yemek koymak zorunda kaldığını söylüyor. Bugün aldığı pideyi göstererek "Durumum olduğu için değil, diğer çocuğu hastaneye götürdüm. Bugünü pideyle geçiştirmek zorunda kaldım” diyor. Sonra Gülizar başlıyor anlatmaya. Okulun evine uzak olduğunu, günde dört defa okul-ev arasında gelip gittiğini söylüyor. Ekonomik durumunun iyi olmadığını, eşi bir müddet müteahhitlik yaptığı için başvurduğu hiçbir sosyal yardım talebinden olumlu yanıt almadığını söylüyor Gülizar. “Eşim iflas etti, artık inşaat işçiliği yapıyor. Elinde belgesi var da o belge benim karnımı mı doyuruyor?” diye soruyor. Okul açıldığından beri bir sürü alışveriş yaptığını söyleyen Gülizar, “Ben bütün ihtiyaçlarını; kartonunu, boyasını, kitabını alıyorsam özel okula versem daha iyi. Buranın adı niye devlet okulu o zaman?” diyerek isyan ediyor. Servis ücretlerinin de pahalı olduğuna değinen Gülizar “Devlet, çocuğunu okutmaz mı? Geliş gidişi için bir otobüs koymaz mı? Benim çocuğum başkasının çocuğunun yediğini görünce aynısını istiyor. Devlet çocuğuna yemeğini verse her çocuk aynı şeyi yer birbirinin yediğine özenmez” diyerek çocukların beslenme hakkının önemine dikkat çekiyor.
Sohbet ettiğimiz ve yanımıza gelip sohbete katılan kadınların en büyük derdi, çocukların beslenme sorunu. Sohbetimizin sonucunda kampanyamızı kazanımla sonuçlanıncaya kadar sürdürme konusunda hemfikir oluyoruz. Hafta başı bu kadın arkadaşlarımızla birlikte imza toplamaya devam edeceğiz. Tek çözümün birlikte ısrar etmek, çocuklarımızın en temel hakkı olan beslenme hakkını kazanana kadar mücadele edeceğiz.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Eğitimciye bunu yapan veliye ne yapmaz
Okullardaki sorunların çözümüne dair yetkililer kulaklarını tıkamış, bizleri duymuyorlar. Madem eğit...
Eğitim sorunları velinin sırtında kambur
Eğitimde yaşanan sorunlar artarken göçmen kadınlara kulak veriyoruz. Biri çocuğunun eğitim alması ge...
Kadınlar Esenyalı'da eğitim sorunlarını konuştu
Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği'nin çağrısıyla Eğitim Sen Genel Örgütlenme Sekreteri İzzet İldeş il...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.