Ben yıllardır ücretli öğretmenlik yapmaktayım. Son birkaç yıldır da zihinsel engelli çocuklara öğretmenlik yapıyorum. Bu süreçte birçok hayat hikayesiyle karşılaştım. Yoksulluk, kötü aile ortamı, sevgisizlik, şiddet... Ama en ağrıma giden Suriyeli öğrencimin hikayesiydi.
Öğrencim bir kız çocuğu. Suriye’de savaşın ilk yıllarında, henüz 7 yaşında iken babasını kaybediyor. Annesi ise o yıllarda küçük kardeşine hamile. Kendisi de evlerinin yakınındaki bir patlamada kolundan yaralanıyor. O süreçte kardeşi doğuyor. Yaşadığı bölge IŞİD’in elinde. IŞİD’in orada yaptığı yıkımlar, savaşlar, katliamlar yetmezmiş gibi bir de bölgede kimsesiz çocukları zorla alıyor ailelerden. Öğrencimle birlikte kardeşini de almak isteyen IŞİD’e karşı anne, çocuklarını vermek istemiyor. Çocuklarını kurtarmak için başka birisiyle evlilik yapmak zorunda kalıyor. Evlendiği adam çocukları kendi soyadına alıyor, IŞİD’e kurban gitmesinler diye. Kadın bu savaşta yalnızca eşini değil birçok yakınını da kaybediyor. Çocuklar tam anlamıyla tehlikeden kurtulamadıkları için aile Türkiye’ye geliyor.
Türkiye’de de sorunları bitmiyor elbette. IŞİD tehlikesinden kurtulmuş olsalar da burada da yoksulluk, yabancılık, korku, kaygı peşlerini bırakmıyor. Ama yine de hayata tutunmaya çalışıyorlar. Bana geldiğinde öğrencim okuma yazma bilmiyordu. Bir ay gibi kısa zamanda okumayı öğrendi. Her yeni şey öğrendiğinde gözlerindeki umut ışığının arttığını görebiliyorum.
Onunla yaptığım sohbetlerde Türkiye’yi güzel bulduğunu, buraya savaş sebebiyle geldiklerini söylüyor. En büyük arzusunu sorduğumda ise gözlerindeki ışıltıyla beraber ülkesindeki savaşın bitmesi ve geri dönme isteğini belirtiyor.
İşte ben kendi penceremden savaşın nasıl bir yıkım getirdiğini ve neden bitmesi gerektiğini böyle görüyorum.
Bu benim gördüğüm hikayelerden sadece biri. Görmediğimiz, duymadığımız ama bir hikayeden çıkardığımız sonuçla bile, savaş en çok çocukları ve kadınları yaralar diyebilirim. İnsan olarak dileğim dünya üzerinden savaş eyleminin yok olması. Bu dünya hepimize yetecek kadar büyük inanın.
İlgili haberler
Değiştirebileceğimizi hatırlatan bir gün
Geleceği de ancak geçmişimizi bilerek değiştirebileceğimize göre, o zaman, neydi 8 Mart’ı bize öneml...
Kadınlar işe çocuklar kreşe!
Bu iktidar işçi ve emekçi kadınları temsil etmiyor. Kamu ve özel sektörde 7 gün 24 saat ücretsiz kre...
Biz bu devranı değiştirebiliriz
8 Mart’tan ne çok şey istiyoruz aslında. Ama bugünlerde en çok istediğimiz şey umut. Savaş, şiddet,...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.