Emek ve hak alma mücadelesi süreçlerinde en önemli yanılgılardan biri asgari ücretin sadece asgari ücretle çalışan kesimi bağladığının sanılması, kanımca. Taleplerin ortaklaştırılması, birleşik mücadele verilmesi konusunda eksik kalan önemli halkalardan birisi hatta. Oysa asgari ücrete mahkum olmayan(!) kesim için de ücreti belirleyen asgari ücrete yapılan artışlardır.
Ücretli kölelik yapanlar diyelim biz buna. Nasıl mı?
Bilirsiniz kölelik döneminde insanlık tarihinin ilk ve esas mal sahipleri sayılan köle sahipleri köleleri öldürme hakkına sahipti. Feodal dönemde serfler, üretim araçlarının sahipleri beyler tarafından (öldürülmeden) alınıp satılmaya başlandı. Şimdi ise kapitalist sisteme özgü sömürü koşullarında öldürülmese de alınıp satılmasa da açlıktan ölmemek için yaşam mücadelesi veren bir işçi sınıfından bahsediyoruz. Kapitalist kazancını öncelediği içindir ki işçi sağlığını koruma derdi olmadan ve iş güvenliğini sağlamadan iş cinayetlerine göz yumar. İşçiyi satamaz ama emek gücünü karşılığının çok çok altında satın alır.
Ve asgari ücret başlığını en fazla ilgilendiren belirleyici de temel ihtiyaçlarımızı karşılama biçimimiz ve bu üretimde ihtiyaç olan nesnelerin üretimidir ki; basitçe ifade edersek; ne yiyip ne içtiğimiz, nasıl barındığımız, nasıl giyinip, eğitim ve sağlık vs. zorunlu ihtiyaçları nasıl karşıladığımızdır. Hele ki asgari ücretle bunların nasıl yapılabildiğidir. Yoksulluk sınırının 25 bine dayandığı şu günlerde bir ailenin geçimi için eve kaç asgari ücretin girmesi gerektiğidir. Ki bekar yalnız yaşayan bir insanın geçimi için dahi en az 10 bin lira gerektiği hesaplanırken, dört kişilik bir ailenin geçimi üzerinden hesaplanan asgari ücretin yoksulluk sınırının nerdeyse beşte biri olması akıl almaz bir durumdur. Asgari ücret 5 bin 5 yüz iken.
Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarını ifade eden açlık sınırı yaklaşık 8 bindir; asgari ücret 5 bin 5 yüz iken.
Bugün görüşmeler yapıldı; Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Asgari ücret teklifimiz 9 bin lira, kabul ederseniz imzalarız, demiş. Aynı kişi “bir bekar işçi için yoksulluk rakamını 10 bin 170 lira” olarak açıklamıştı. Türkiye’nin en büyük konfederasyonunun işçi sınıfına reva gördüğü yaşam bu.
O halde net olan şudur ki işçi, memur, kadrolu, sözleşmeli, hangi meslek, unvan ve kadrodan olursak olalım, hangi sendikaya üye olursak olalım asgari ücretin yoksulluk sınırının üzerinde olmasını talep ettiğimiz ortak mücadele için kolları sıvamalıyız.
İnsanca yaşamak için, o kadar.
Fotoğraf: Evrensel
İlgili haberler
Key Teknik işçisi: ‘Asgari ücret masası bize ‘Sus...
Kocasının yıllarca şiddet uyguladığı, Key Teknik işçisi kadın, aile baskısına, tehditlere rağmen ayr...
Kadın işçilerin ‘Asgari ücret’ beklentileri: Kuru...
Asgari ücretli kadın işçiler, asgari ücretin insanca yaşanacak bir seviyeye yükseltilmesinin kadınla...
Bakırköy’de kadınlar cevapladı: Asgari ücret 10 bi...
Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı kamuoyunun asgari ü...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.