GÜNÜN KİTABI: Hayvanlaşan İnsan
‘Emile Zola’nın Hayvanlaşan İnsan’da bedensel doyumsuzluk, kıskançlık, taciz, sefalet, yabancılaşma, çürüme, alkolizm, adalet temalarını canlı, keskin, destansı bir şekilde ele alır.’

Suç oranın fazla olduğu bir yer düşünelim; kimsenin can güvenliğinin olmadığı, cinayetlerin ardı ardına işlendiği fakat üstlerinin kapatıldığı bir yer. Kötülükler her yerde salkım, saçak; insanlar biliyor, görüyor, duyuyor ama üç maymunu oynuyor. Yargıçlar mı? Onlar sadece çıkarlarını gözetliyor, siyasi iradeyle ters düşmemeye gayret ediyor, suçu kapatıyor, suçluyu aklıyor. Kıskançlık, hırs, saltanat ve doğallığında sefalet… Burada kadın mı? Adı yok; alınıyor, satılıyor, öldürülüyor ve öldürüyor. Varlıklı ve nüfuslu olmak burada yetiyor; onlar çalıştırdıkları kadınlara, hatta evlat edindikleri kızlara sistemli şekilde taciz ediyor. Korkunç! Bu bir distopya mı acaba, yoksa…

Emile Zola’nın Hayvanlaşan İnsan eseriyle kitap yolculuğumuz kapitalizmin insanı metalaştırdığı, her şeyi alınır ve satılır kıldığı, tüm değerleri tren rayları altında parçalayıp toz, duman arasında havaya savurduğu yıllara uzanıyor. İnsanın hayvanlaşma sürecine… Tabii ki yine zor bir kitap yolculuğu. Bir trenin içinde, bir an önce bitse de çıkabilsek bu yolculuktan derken, kafamızı çevirdiğimizde kitabın kahramanları sanki her yerde. Bunlar dizilerde gördüğümüz, bizim de tanık olabileceğimiz, hiç de özel olmayan insanlar. Nasıl şaşırmayalım ki? Biz, insanlık için yokluğun, yoksulluğun, son lokmayı paylaşımın içinden damıtılarak gelen yardımlaşma, dostluk, sevgi, ‘Yarin yanağından gayri her şeye’ evrimleştiği bir süreci beklerken, kimin eli kimin cebinde, insanlık kan revan içinde, Paris- Le Havra expressinde. Roubund, çocukluğundan beri üvey babası olan Grandomori’nin tarafından tacize uğrayan karısı Severine’yle beraber onu öldürme planı yapar. Eğer bataklık her yeri sarmışsa, korku tüm topluma yayılmışsa, çocuk tecavüzü gerekçelendirilmeye çalışılırsa bu çürüme bir cinayetle sonlanır mı acaba?

Emile Zola, Hayvanlaşan İnsan’da eski dünyayı, küresel kapitalizmi eleştirir. Bedensel doyumsuzluk, kıskançlık, taciz, sefalet, yabancılaşma, çürüme, sessizlik, alkolizm, adalet temalarını canlı, keskin, destansı bir şekilde ele alır. Kahramanların her birini en ince ayrıntılarına kadar usta bir nakışçı gibi işler. Kitap bittiğinde okuyucu, bu trenden bir an önce inmek, eski dünyaya ait tüm gemileri yakmak ister.

Görsel: Nebat Bukrek/Ekmek ve Gül 

İlgili haberler
GÜNÜN KİTABI: Frida ile Mandalina

Frida ile Mandalina, odağında sevginin yer aldığı bir ilk okuma kitabı. Uzun süredir hayvan barınağı...

GÜNÜN KİTABI: Mavi Yıldız

‘Çevremizde neler oluyor’u anlatan, ‘Mavi Yıldız’la Dilge Güney Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün özüne...

GÜNÜN KİTABI: Baba Anneyi Öldürdüğünde

Baba Anneyi Öldürdüğünde, Türkiye’de annelerini baba şiddeti sebebiyle yitiren çocuklarla yapılan il...